Logo

2. Hukuk Dairesi2023/206 E. 2023/1233 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası devam ederken, eşlerden birinin diğer eş tarafından konulan aile konutu şerhinin kaldırılmasını talep etmesi üzerine, taşınmazın aile konutu olma niteliğini kaybettiğinin tespiti.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların halen evli olmaları ve son ikamet ettikleri konutun dava konusu taşınmaz olması nedeniyle, fiili ayrılığa rağmen taşınmazın aile konutu vasfını koruduğu gözetilerek, taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin kaldırılmasına dair talebin reddine karar verilmiş ve ilk derece mahkemesinin bozmaya uyularak verdiği karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen aile konutu şerhinin terkini davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2.Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların beş yıldır ayrı yaşadıklarını, davalının gayri resmi olarak evlilik hayatı yaşadığı başka bir kadın ile birlikte yaşadığını, davacının ise dava konusu olan Şalıurfa ili, Siverek İlçesi, ... Mahallesi, 139 ada, 2 parselde bulunan taşınmazda yaşadığını, taraflar arasında boşanma davasının halen derdest olduğunu, davalının haksız olarak bu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi koydurduğunu beyan ederek taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ... cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

Mahkemenin 11.02.2020 tarih ve 2019/205 Esas, 2020/90 Karar sayılı kararı ile, dava konusu taşınmazın tapuda davacı adına kayıtlı olduğu, davalının başvurusu üzerine taşınmazın tapu kaydı üzerine aile konutu şerhi konulduğu ancak uzun zamandır tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, davalının başka bir kadın ile başka bir adreste gayri resmi olarak evlilik hayatı yaşadığı, bu durumun davalı tanıklarının beyanları ile de sabit olduğu, davalıya tebligatların başka adreste yapıldığı, davalının sunduğu cevap dilekçesinde de adresini tebligat yapılan Ofis Mahallesi adresi olarak gösterdiği, davalının ve müşterek çocukların davacı kadını dava konusu eve almamaları nedeniyle davacı kadının kendi babasının yanında yaşamaya başladığı, taraflar arasında ortak hayatın bulunmadığı, dolayısıyla dava konusu taşınmazın aile konutu niteliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı ... istinaf yoluna başvurmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 30.06.2021 tarih ve 2020/1194 Esas, 2021/1744 Karar sayılı kararıyla; davalının adli yardım talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın kabul gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, kararda usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davalının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V.BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ SÜREÇ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı ... tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.

2. Dairenin, 16.12.2021 tarih, 2021/8307 Esas, 2021/9670 Karar sayılı ilamı ile; tarafların 1995 tarihinde evlendikleri, dava konusu taşınmazda yaşadıkları ve daha sonra yaşanan olaylar sonucu önce davalı erkek eşin evi terk ettiği, daha sonra kadın eşin bu evi terk ettiği ancak davalı erkek eşin evi terk etmesine kadar burada birlikte yaşadıkları, evliliğin halen devam ettiği ancak taraflar anlaşmazlık nedeniyle ayrı yaşadıkları, tarafların en son birlikte oturdukları konutun davaya konu edilen konut olması karşısında aile konutu olma vasfını yitirmediği, Mahkemece dava konusu taşınmazın aile konutu vasfının devam ettiği göz önüne alınarak delillerin bu çerçevede değerlendirilerek aile konutu şerhinin terkini talebinin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü doğru görülmediği gerekçesi ile hükmün bozulmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

B-İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların 1995 tarihinde evlendikleri, dava konusu taşınmazda yaşadıkları ve daha sonra yaşanan olaylar sonucu önce davalı erkek eşin evi terk ettiği, daha sonra kadın eşin bu evi terk ettiği ancak davalı erkek eşin evi terk etmesine kadar burada birlikte yaşadıkları, evliliğin halen devam ettiği ancak tarafların anlaşmazlık nedeniyle ayrı yaşadıkları, tarafların en son olarak birlikte oturdukları konutun davaya konu edilen konut olması karşısında aile konutu vasfının devam ettiği göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe:

1. Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Dava, aile konutu şerhinin terkini istemine ilişkin olup, uyuşmazlık uyulmasına karar verilen bozma ilamı doğrultusunda karar verilip verilmediği, aile konutu şerhinin terkini koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili hukuk

6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1. Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.