Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2112 E. 2023/6545 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Yabancı mahkeme kararının tanınması nedeniyle boşanma davasının konusuz kalması durumunda, nafaka taleplerinin ve kusur belirlemesinin nasıl değerlendirileceği uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması ve kesinleşmesiyle Türkiye'deki boşanma davasının konusuz kalacağı, ancak bu durumun nafaka taleplerinin değerlendirilmesine engel teşkil etmeyeceği, davacı kadına Fransa'da bağlanan yardım nafakasının reddine ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması nedeniyle yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği ve yabancı mahkemede kusur belirlemesi yapılmadığından, tazminata hükmedilememesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına, iştirak nafakasının miktarı yönünden kadın yararına bozulmasına, diğer kısımlarının ise onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2143 E., 2023/82 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Emirdağ 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/212 E., 2022/174 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın vekili tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1987 yılında evlendiklerini, bu evlilikten 3 çocuklarının bulunduğunu, davalının, davacıya şiddet uyguladığını, kafasını duvara çarptığını hakaret ettiğini, çocukları ile ilgilenmediğini, alkol aldığını, evin geçimi ile ilgilenmediğini tarafların en son 2012 yılında bir arada yaşadıklarını, o tarihten bu yana bir araya gelmediklerini bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin müvekkiline verilerek ortak çocuk için aylık 1.200,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, müvekkili için 2.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî tazminata, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili, cevap dilekçesinde özetle; tarafların yurt dışında boşandıklarını, bu boşanma kararının tanınması için dava açtıklarını, apostille şerhi olmadığı için davanın reddine karar verildiğini, boşanmayı kabul ettiklerini, nafaka, maddî manevî tazminat taleplerini kabul etmediklerini, müvekkilinin yurt dışına gittiği günden beri çalıştığını, eşinin ve çocuklarının giderlerini karşıladığını, kendisine hiç para ayırmadığını, ailesi için gereken herşeyi yaptığını, müvekkilinin tüm birikimleri ile eşine restaurant açtığını, davacının bu restaurantı batırdığını belirterek kadının maddî, manevî tazminat ile nafaka taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı erkeğin davacı kadının başını duvara vurarak, odaya kapatıp dövdüğü, telefonundan akrabalarının aradığı, telefonunu sürekli olarak karıştırdığı bu nedenle davalının aşırı kıskanç olduğu, iş dönüşlerinde arabanın kilometresini dahi kontrol edecek seviyede hareketleri ile davalının cimri olduğu, davalının davacıya küfür ve hakaret ettiği, davalının davacıyı evden kovduğu, davacıya ise kusur olarak yüklenecek herhangi bir eylemin bulunmadığı, erkeğin tam kusurlu olduğu bu nedenle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına ve fer’ilerine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Taraflar arasında Fransa adli makamlarınca verilmiş boşanma kararının bulunduğu, bu kararın tanınması ve tenfizi için Emirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/317 Esas sırasına kayden dava açıldığı, konu davanın eldeki dava için bekletici mesele yapılmasının gerektiği davalı tarafından ileri sürülmüş, Mahkemece bu yönde kurulan ara karardan rücu edilerek tanıma ve tenfiz dosyasının sonucu beklenmeksizin eldeki dosyanın esası hakkında karar verildiği anlaşılmakla bu hukuki durum karşısında mezkur tanıma ve tenfiz kararının boşanma davası bakımından bekletici sorun yapılması gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi doğru bulunmamış olup taraf vekillerinin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına davanın yeniden görülmesi için tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca uygun bir karar verilmesi için dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, asıl dava davacısının (davacının) dava açtığı anda tarafların yurt dışında boşandıkları ancak yurt dışındaki kararın tanınmasına ilişkin dava açılmadığı ve karar verilmediği, eldeki davanın yargılaması sırasında davalı tarafından yabancı mahkeme ilamının tanınmasına ilişkin dava açılmış ve Emirdağ 2.Asliye Hukuk Mahkemesince 2019/317 Esas 2020/183 Karar numaralı kararı ile tarafların boşanmalarına ilişkin yabancı mahkeme ilamının tanınmasına karar verilmiş ve tanıma kararı 03.11.2021 tarihinde kesinleştiğinden konusuz kalan boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye bırakılmasına, baba ile kişisel ilişki tesis edilmesine, davacının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, çocuk için aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar, kusur belirlemesi, tedbir yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin reddi, çocuk için hükmedilen nafaka miktarı, kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; ortak çocuk ... lehine hükmedilen nafaka ile aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava hakkında verilen İlk Derece Mahkemesinin 2018/292 Esas, 2020/227 Karar sayılı kararı istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş, Dairemizin 2021/271 Esas, 2021/1137 Karar sayılı ilamıyla, tarafların boşanmalarına dair yabancı ilamın tanınması ve tenfizi için Emirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/317 Esas sırasına kayden dava açıldığı, mahkemenin 2019/317 Esas 2020/183 Karar sayılı kararıyla tanıma ve tenfiz talebinin kabulüne karar verildiği, inceleme tarihi itibariyle kararın kesinleşmediği gerekçesi konu kararın kesinleşmesinin bekletici mesele yapılıp sonucuna göre karar verilmesi için istinafa konu kararın kaldırılmasına dosyanın mahalline gönderilmesine karar verildiği,tarafların boşanmalarına ilişkin La Havre Asliye Hukuk Mahkemesinin 12/02002 Esas sayılı 14.03.2014 tarihli ilamının tanınmasına ilişkin Emirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/317 Esas, 2020/183 Karar sayılı ilamı Yargıtay denetiminden geçerek 03.11.2021 tarihinde kesinleştiği, boşanma kararının kesinleştiği tarihin 05.05.2014 olduğu tanınmasına karar verilen yabancı mahkeme ilamında taraflara kusur yüklenmediği, yabancı mahkeme kararının tanınmasına karar verildiği söz konusu kararın kesinleştiği, kesinleşen kusur belirlemesi karşısında taraflara kusur yüklenemeyeceği anlaşıldığından kadının kusura yönelik istinaf talebinin reddine karar verildiği, Yabancı mahkemece verilen boşanma kararının tanınması halinde, ilamın kesin hüküm etkisi nedeniyle eldeki boşanma davası konusuz hale geleceğinden boşanma talebi hakkında verilen karar verilmesine yer olmadığına dair karar isabetli olduğu, eldeki davanın 27.08.2018 tarihinde açıldığı, yurtdışındaki boşanma ilamının 05.05.2014 tarihinde kesinleştiği, tedbir nafakasının ancak boşanma kararı kesinleşinceye kadar verilebileceği, ancak bu davanın açıldığı tarihte yurtdışındaki boşanma kararının kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla 27.08.2018 de açılan boşanma davasında kadın lehine tedbir nafakası verilemeyeceğinden davacı vekilinin istinaf talebinin reddedildiği, çocuk lehine de tedbir nafakası verilemeyeceğinden erkeğin istinafının kabulü ile çocuk için verilen tedbir nafakasının kaldırılmasına ve çocuk için tedbir nafakası talebinin reddine karar verildiği, somut olayda kadının Fransa devlet yardımıyla geçimini sağladığı, her hangi bir çalışmasının olmadığı, erkeğin ise işçi olarak çalıştığı, kadına Fransa devleti tarafından ödenen yardım parası kadını yoksulluktan kurtaran devamlılık arz eden bir gelir olarak nitelendirilemeyeceği, kadının boşanmayla yoksulluğa düşecek olması birlikte değerlendirildiğinde, kadın açısından yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu aylık1.000,00 TL yoksulluk nafakasının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olarak belirlendiği, yabancı mahkeme ilamında erkeğin kusursuzluğunun kesinleştiği, bu bakımdan erkek aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesinde bir isabetsizlik görülmediği,annenin yurtdışında çocuk parası alması davalı erkeği nafaka yükümlülüğünden kurtarmayacağı, buna göre velâyeti anneye verilen ortak çocuğun ihtiyaçları için baba aleyhine iştirak nafakası takdirinin doğru ancak miktarının düşük olduğu, çocuğun yaşına ve ihtiyaçlarına nazaran 1.200,00 TL iştirak nafakasının makul olduğu anlaşıldığından kadının iştirak nafakasına yönelik istinafı kabul edilerek anılan miktar iştirak nafakası olarak belirlendiği, kadın vekilinin kişisel ilişkiye yönelen istinafı ise baba ile çocuğun Fransa da yaşamaları, kurulan kişisel ilişkinin yeterli düzeyde olması babalık duygularını tatmin edici yeterliliğe haiz olması, davalı babanın çocuğa karşı ihmal ve istismarının ispatlanamaması nedeni ile yersiz görülüp reddedildiği, boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de kadının velâyet iştirak nafakası talepleri yönünden feri hususlarda haklılığı ve dava açtığında tanınmasına karar verilip tanıma kararı kesinleşmiş bir yabancı ilam bulunmaması nazara alınarak dava için karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekâlet ücreti takdir edilmesinde usul ve esas açısından hukuka aykırı bir yön görülmediği erkeğin aleyhine vekâlet ücretine hükmedilmesine yönelik istinaf talebinin de esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; boşanma talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının miktarı, tedbir nafakalarının ve tazminat taleplerinin reddi, iştirak nafakasının miktarı,kişisel ilişki yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; ortak çocuk ... lehine hükmedilen iştirak nafakası ile yoksulluk nafakası ve aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, konusuz kalıp kalmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar, vekâlet ücreti, kişisel ilişki düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 323 üncü, 326 ncı, 331 inci maddesinin birinci fıkrası. 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi,174üncü maddesi,175inci, 182 nci, 323 üncü, 330 uncu, maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre her iki taraf vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuk 2009 doğumlu ...’nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3-Davacı kadın vekilinin yurtdışında boşanma davası açtığı yardım nafakasının reddine karar verildiği, bu kararın tanıma kararıyla kesinleştiğinden kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekirken bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yoksulluk nafakası yönünden erkek yararına, iştirak nafakasının miktarı yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

3. Taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

...