"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1899 E., 2022/1982 K.
DAVA TARİHİ : 19.09.2012
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/115 E., 2022/344 K.
Taraflar arasındaki babalık davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 05.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davalı ... ve vekili Avukat Mahmut Nihat Karayıldırım geldi. Karşı taraf davacı ... ve vekilleri ile kayyım gelmedi. Temyiz eden davalı vekili Avukat ...'ün mazeret bildirdiği görüldü okundu. Belgelendirilmeyen usul ve yasaya uygun bulunmayan mazeretin reddine karar verildi. Açık yargılamaya devam olundu. Gelenin sözlü açıklaması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının uzun zaman karı koca hayatı yaşadıklarını, bu ilişkiden 2011 doğumlu Bulut Çağan isminde bir çocuklarının doğduğunu, evlilik dışı ilişkiden dünyaya gelen çocuğun biyolojik babasının davalı olduğunu iddia ederek babalığın hükmen tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 21.05.2018 tarihli kararı ile küçük ...'ın, babasının davalı olup olmadığınıın tespiti yönünde alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu raporunda davalının babalığının reddedildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu 24.02.2017 tarihli müzekkere ile kurumlarına müracaat eden ...'ın kimlik üzerindeki fotoğrafı ile müracaat eden şahsın fiziki görüntüsünün aynı olduğu, ancak mahkememizce gönderilen mühürlenmiş evraklardaki fotoğrafların farklı olduğu, bu nedenle müracaat eden kişi ile asıl ...'ın farklı şahıs olabileceği yönünde şaibe uyandırdığı belirtilerek, tarafların ve küçüğün hep birlikte Kurumlarına sevk edilmelerini talep etmesi üzerine, tarafların İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevkleri için 3 adet fotoğraf ve kimlikleri ile mahkememize müracaat etmeleri için kesin süre verildiği ayrıca davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, davalı asıl ve vekillerine defalarca süre verildiği, dosyanın 2012 yılı dosyası olduğu, yapılan ihtarata rağmen, İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevk edilmek üzere mahkemeye müracaat etmediği, böylelikle davalının davayı kabul etmiş sayılacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karlı davalı vekil tüm yönlerden istinaf talebinde bulunmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 20.03.2019 tarihli kararı ile DNA incelemesi yapılmaksızın ve davanın Cumhuriyet Savcısı ile Hazineye ihbar edilmeksizin karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın gönderilmesine karar verilmiştir.
2. İlk Derece Mahkemesinin 04.12.2019 tarihli kararı ile Adli Tıp Kurumu'ndan alınan rapor ile küçüğün babasının davalı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından tüm yönlerden istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesinin 01.02.2022 tarihli kararı ile davanın Cumhuriyet Savcısı ve Hazine'ye ihbarı sağlanmadan yargılamanın sonuçlandırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın gönderilmesine karar verilmiştir.
3. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraf teşkilinin sağlandığı, dosya kapsamında bulunan DNA raporu ile davalının küçüğün babası olduğunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, babalığın tespitine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili, dosyada bulunan DNA raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, davanın reddinin gerektiğini, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın tüm yönlerden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Adli Tıp Kurumundan gönderilen son rapor içeriğine göre, daha önce Adli Tıp Kurumuna giden şahıs ile davalının DNA örneklerinin farklı olduğu, davalı hakkında bu sebeple soruşturma yürütülmesi hususları dikkate alındığında raporlar arasında çelişkinin bulunduğundan bahsedilemeyeceği, Adli Tıp Kurumu raporu ile çocuğun babasının davalı olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili, istinaf dilekçesini tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, babalığın hükmen tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı, Adli Tıp Kurumu raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 182 nci, 301 inci, 302 nci, 303 üncü, 304 üncü, 333 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü, 19 uncu maddeleri; Anayasa Mahkemesi'nin 27.10.2011 tarihli ve 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararı, Anayasa Mahkemesi'nin 15.03.2012 tarihli ve 2011/116 Esas, 2012/39 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.