"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/104 E., 2022/2401 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kuşadası 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/387 E., 2019/532 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm istinaf itirazlarının esastan reddine, davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf itirazlarının ise kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönler hakkında yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap (asıl davada cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2015 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, kadının, birlik görevini ihmal ettiğini, hakaret ve tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, ithamlarda bulunduğunu, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava, karşı davada cevaba cevap (asıl davada ikinci cevap dilekçesi) dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaret ettiğini, kadının babasına fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevini ihmal ettiğini, kadının ailesi ile görüşmesini istemediğini iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 800,00 TL tedbir nafakası, 800,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 50.000,00 TL maddî tazminat, 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadının ailesi ile görüşmesini istemediği, kadına karşı agresif tavırlar sergilediği, kadının ise erkeğe hakaret içeren sözler söylediği, erkeği aile, iş ve sosyal ortamında küçük düşürdüğü, taraflar arasında yaşanan tartışma nedeniyle kadının ortak konutu birden fazla kez terk ettiği ve tarafların aralarındaki tartışmaları büyüterek ailelerini iç işlerine karıştırdıkları, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, anne sevgi ve şefkatine muhtaç olduğu, üstün yararı dikkate alınarak velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu dikkate alınarak kadının tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, davalı-karşı davacı kadının doğum sebebiyle ücretsiz izinde olduğu, izin süresi boyunca gelirinin olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakası, 400,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yoksulluk nafakası yönünden verilen kararın hatalı olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, erkeğin kredi borçları olduğu belirtilerek; yoksulluk nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu davranışın bulunmadığı, asıl davanın reddi ile yargılama gideri ve vekâlet ücretinin erkek aleyhine yükletilmesi gerektiği, erkeğin tanık beyanlarının soyut olduğu ve bizzat görgüye dayalı olmadığı, delil olarak dosyaya sunulan ses kayıtlarının ise hukuka aykırı delil olduğu ve hükme esas alınamayacağı, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların ispatlandığı, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, İlk Derece Mahkemesince hükmedilen nafakaların miktarlarının ise az olduğu belirtilerek; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından kadının, taraflar arasında yaşanan tartışmalar sebebiyle ortak konutu birden fazla kez terk ettiği vakıası kadına kusur olarak yüklenmişse de dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında bu vakıaya erkek tarafından dayanılmadığı ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, dinlenen tanık beyanı uyarınca erkeğin, kadına yönelik tehditvari davranışı olduğu ve bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu ve her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu ve kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu dikkate alındığında kadının tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, dosya kapsamında bulunan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağına göre kadının, posta dağıtıcısı olduğu ve asgari ücretin üzerinde gelirinin olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, ortak çocuğun ihtiyaçları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak az olduğu, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının ise yeterli olduğu belirtilerek; davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm istinaf itirazlarının esastan reddine, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise kısmen istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu kısımlar yönünden tekrardan esas hakkında hüküm kurulmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun tespiti ile İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesine, kadın yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 45.000,00 TL maddî tazminat, 45.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk yararına aylık 650,00 TL iştirak nafakasına, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen kusurlu davranışın hatalı olduğu, bu vakıanın kadın tarafından ispatlanamadığı, erkeğe yüklenen bu vakıaya dayanarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, asıl dava dilekçesinde dayanılan vakıaların erkek tarafından ispatlandığı belirtilerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğin İlk Derece Mahkemesi kararına karşı sadece kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden istinaf yoluna başvurulmuş olmakla erkek tarafından asıl dava dilekçesinde dayanılan ancak İlk Derece Mahkemesi kararında kadına kusur olarak yüklenmeyen vakıalar yönünden davacı-karşı davalı erkeğin temyiz itirazlarının incelenip incelenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.