Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2490 E. 2023/5353 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: İlk Derece Mahkemesinin tavzih kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı kadın tarafından temyiz edilmesi.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesince verilen tavzih kararında ve tebliğ mazbatasında kanun yolu ve süresinin gösterilmemiş olması, Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrası ve 6100 sayılı HMK'nın 297/1-ç maddesi uyarınca hak arama hürriyetini ihlal ettiği gözetilerek, davacı kadının istinaf başvurusunun süresinde olduğu kabul edilmiş ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1582 E., 2022/2059 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/154 E., 2020/138 K.

Taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Karara karşı davalı erkek vekili tarafından tavzih talebinde bulunulması üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 17.03.2022 tarihli kararı ile tavzih talebinin kabulüne karar verilmiştir. Tavzih talebinin kabulüne ilişkin karara karşı davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 02.06.2022 tarihli kararı ek ile, kararın kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle, istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde; tarafların dava dilekçesine ekli protokol doğrultusunda anlaşmalı olarak boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalı erkeğe usulüne uygun olarak tebliğ edilememiş, davalı erkek 18.06.2020 tarihli duruşmada tarafların protokol doğrultusunda boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanma ve fer'îleri konusunda anlaşmış oldukları, evliliğin süresinin bir yıldan fazla olduğu ve anlaşmalı boşanmanın yasal şartlarının mevcut olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar ...v...'nin velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına kararın kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 600,00 TL'den aylık toplam 1.200,00 TL iştirak nafakasının babadan alınarak çocuklara velâyeten anneye verilmesine, bu miktarın her yıl TEFE - TÜFE (ÜFE) oranında artırılmasına ve taraflar karşılıklı olarak yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat, mal rejiminden kaynaklı katkı payı ve katılma alacağı, takı (ziynet) ve eşya alacağı talep etmediklerinden, bu konularda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B.İlk Derece Mahkemesinin Tavzih Kararı

İlk Derece Mahkemesinin birinci kararına karşı davalı erkek vekili tarafından tavzih talebinde bulunulması üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 17.03.2022 tarihli ve 2020/154 Esas, 2020/138 Karar sayılı ek kararı ile; anlaşmalı boşanma protokolünde "nafaka miktarının TEFE-TÜFE (ÜFE) ortalamasına endeksli olarak artırılacağı" yazılmış olmasına rağmen hükümde nafaka kısmının "bu miktarın her yıl TEFE-TÜFE(ÜFE) oranında artırılmasına" şeklinde hatalı yazıldığı gerekçesiyle; tavzih talebinin kabulü ile kararın ilgili bölümünün "ortak çocuklar için kararın kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık ayrı ayrı 600,00'er TL'den toplam 1.200,00 TL iştirak nafakasının davalı babadan alınarak ortak çocuklara velayeten davacı anneye verilmesine, bu miktarın her yıl TEFE - TÜFE (ÜFE) ortalaması oranında arttırılmasına;" şeklinde tavzihine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin İstinaf Başvurusunun Reddi Kararı

Tavzih talebinin kabulüne ilişkin karara karşı davacı kadın tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İlk Derece Mahkemesinin 02.06.2022 tarihli ve 2020/154 Esas, 2020/138 Karar sayılı ek kararı ile, süresinde temyiz edilmeyen kararın kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle, istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen istinaf başvurusunun reddi kararına karşı süresi içinde davacı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tavzih dilekçesinin tarafına tebliğ edilmediğini, tavzih kararına karşı kanun yoluna başvurulabileceğini sonradan öğrendiğini, tebliğ zarfında ve kararda kanun yoluna başvurulabileceğinin belirtilmemiş olduğunu belirterek; istinaf başvurusunun reddi kararı ve tavzih talebinin kabulü kararı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tavzih kararının davacı kadına 11.05.2022 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, istinaf dilekçesinin yasal süre geçtikten sonra verildiği ve kararda usul ve kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; tamamı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadının İlk Derece Mahkemesinin tavzih kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun süresinde olup olmadığı, bu bağlamda, Bölge Adliye Mahkemesince verilen esastan ret kararının doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

T.C Anayasası 36 ncı maddesinin birinci fıkrası, 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrası. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 91 inci maddesi ve 297 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendi, 345 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince davacı kadının, davalı erkeğin tavzih talebinin kabulüne dair İlk Derece Mahkemesince verilen 17.03.2022 tarihli ek karara karşı yaptığı istinaf başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle, başvurunun reddine karar verilmiş ve kadının iş bu ek karara karşı yaptığı istinaf istemi de Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedilmiştir.

2.Dosyanın tetkikinden, davalı erkeğin tavzih talebi üzerine İlk Derece Mahkemesince verilen ek kararda ve bu kararın davacı kadına tebliğ edildiği mazbatada karara karşı başvurulacak kanun yolu ve süresinin gösterilmediği anlaşılmıştır. Anayasa'nın "Temel hak ve hürriyetlerin korunması" başlıklı 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrası "Devlet, işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır." hükmünü amirdir. Yine, 6100 sayılı Kanun'un 297 nci maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinde gerekçeli kararın "hüküm sonucu" bölümünde varsa karara karşı başvurulacak kanun yolları ve süresinin gösterileceği düzenlemesi yer almıştır.

3.Mahkeme kararlarına karşı başvurulacak kanun yolu ile süresinin hükümde açıkça ve doğru olarak gösterilmemiş olması hak arama hürriyetinin ihlal edilmesine sebep olacaktır. Anayasa'nın 36 ncı maddesinin birinci fıkrasında, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı ve davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu düzenlenmiş ve yine tarafı olduğumuz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6 ncı maddesinde de herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını mahkeme önüne getirme hakkı güvence altına alınmıştır.

4.Adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biri olan mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelmektedir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hale getiren, bir başka ifadeyle, mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar mahkemeye erişim hakkını ihlal eder.

5.Anayasa Mahkemesi de kararlarında, mahkeme kararlarında kanun yolu ve süresinin gösterilmemiş veya yanlış gösterilmiş olması halinde, başvurusu süresinin kanundan belirtilen süre olduğu gerekçesiyle verilen talebin reddine ilişkin kararların başvurucuların mahkemeye erişim hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde olduğuna karar vermiştir.

6.Açıklanan sebeplerle, davacı kadının, İlk Derece Mahkemesince verilen tavzih talebinin kabulüne dair ek karara yönelik istinaf talebinin süresinde olduğu, anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesinin, İlk Derece Mahkemesince verilen 02.06.2022 tarihli ek karara yönelik davacı kadının istinaf talebinin esastan reddine dair kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesinin davacı kadının istinaf başvurusunun süreden reddine dair 02.06.2022 tarihli ek kararının bozulmasına ve davacı kadının İlk Derece Mahkemesinin tavzih talebinin kabulüne dair 17.03.2022 tarihli ek kararına yönelik istinaf taleplerinin incelemesi için dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesinin, davacı kadının istinaf başvurusunun süreden reddine dair 02.06.2022 tarihli ek kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine ve gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.