Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2728 E. 2024/1603 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma sonrasında, nişanlılık döneminde edinilen ve evlilik birliği içinde kredisi ödenen taşınmazın katkı payları oranında paylaştırılması talebiyle açılan tapu iptali ve tescil davasının hukuki niteliği.

Gerekçe ve Sonuç: Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, kural olarak eşlerden birinin diğer eşin malvarlığında ayni hak iddiasında bulunamayacağı, bunun istisnalarının kanunda sayılan hallerle sınırlı olduğu ve somut olayda bu istisnaların bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3049 E., 2023/47 K.

DAVA TARİHİ : 01.06.2015

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/75 E., 2021/1154 K.

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul İli, Avcılar İlçesi, Avcılar Mahallesi, 19352 parsel nolu 2.kat, 7 nolu bağımsız bölümün 1/2 hissesinin müvekkili adına kayıtlı, 1/2 hissesinin ise davalı adına kayıtlı olduğunu, tarafların boşandıklarını, kararın temyiz edildiğinden kesinleşmediğini, tarafların dava konusu evi nişanlı oldukları dönemde 13.09.2013 tarihinde satın aldıklarını, müvekkilinin 14 yıllık birikimi olan 50.000,00 TL'yi peşinat olarak verdiğini, 10 yıl ödemeli olarak banka kredisi ile satın aldıklarını, davalının ev kredisinin borcunu kapatması için kendisine ait evi satıp ödeme yapacağını söylemesine rağmen bu vaadini yerine getirmediğini, ev alımında nakit veren, peşin ödemeyi yapan ve banka kredisini üstlenen tarafın müvekkili olduğunu, davalının taşınmazın 1/2 hissesine para ödemeden ortak olduğunu belirterek dava konusu konutun tarafların katkı paylarınca paylaştırılmasına, davacıya katkı payınca evin 9/10 hissesinin verilmesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili 30.03.2021 tarihli açıklama dilekçesinde; dava konusu taşınmazda davacının tapuda kayıtlı 1/2 hissesinin 9/10 olarak attırılmasını, aksi takdirde evlilik içi yapılan kredi ödemelerinin kalan kredi ödemelerine mahsubu sağlanarak davacının kişisel birikimlerinden azalan ve davalı eski eş lehine artan değer artış payının belirlenerek davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; mal rejiminden kaynaklı katkı payı alacağının gayrimenkulün aynına ilişkin açılması sebebiyle davanın reddi gerektiğini, aksi halde tarafların evin alımında katkı paylarının eşit olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 23.02.2017 tarih ve 2015/498 Esas, 2017/93 Karar sayılı kararıyla; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) mal rejiminin tasviyesi kapsamında düzenlenen hükümlerinde dava konusu edilen mal varlıklarına ilişkin alacak talebinde bulunabileceği, mal varlığının ayınına ilişkin talepte bulunulmasının bu kapsamda mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adiye Mahkemesinin 03.12.2020 tarih ve 2018/1604 Esas, 2020/1637 Karar sayılı kararıyla; dava konusu taşınmazın evlilikten önce, nişanlılık döneminde alımına peşinatla yapılan katkı iddiası yönünden talebin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre genel yetkili mahkemelerde görülebileceği, satış parasının kısmen banka kredisiyle karşılandığı ve kredi ödemelerinin evlilik birliği içinde devam ettiği bildirilmiş olduğundan buna ilişkin banka kredi dökümleri ve ödeme sürecine ilişkin belgelerin celbiyle evlilik birliği içinde yapılan ödemelerin ve bu ödemelerden doğan davacının alacağının usulüne uygun şekilde belirlenmesi, davacının talebi tam olarak somutlaştırılıp belirlendikten sonra taraflarca usulüne uygun şekilde sunulan delillerin yasal mevzuata göre değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma sonrası davacı vekiline talebini somutlaştırması için süre verildiği, davacı vekilinin verilen süre içinde sunduğu dilekçesinde davaya konu taşınmazın 9/10 hissesinin tapuda davacı adına kaydedilmesini aksi taktirde davacının davaya konu taşınmazın alımına yaptığı katkı hesaplanarak değer artış payını talep ettiği, tüm dosya kapsamının incelenmesi sonucunda; edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu dönemde edinilen mallardan kaynaklanan katkı payı alacağı yada katılma alacağı davalarında 4721 sayılı Kanun'un 227 ve 236 ncı maddeleri, Yargıtay içtihatları ve 07.10.1953 tarih ve 1953/8 Esas, 1953/7 Karar sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı gereğince tarafların taşınmazın aynına ilişkin istekte bulunmasının olanağının bulunmadığı, davacı eşin bu tür davalarda isteyebileceği hakkın kişisel nitelikte bir para alacağı olduğu gerekçesiyle davacının davaya konu taşınmazın 9/10 hissesinin tapuda kendi adına kaydedilmesi talebinin reddine, davacının değer artış payının kendisine verilmesine ilişkin talebi yönünden; alacak miktarı belirtilerek buna ilişkin harcın yatırılması suretiyle açılmış usulüne uygun bir dava bulunmadığından taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince, müvekkili tarafından talep edilen değer artış payına ilişkin talep yönünden usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğini, oysa dava dilekçesinin konu kısmında dava konusu konutun tarafların katkı payları uyarınca paylaştırılmasının talep edildiğini, tüm dava konusu terditli taleplere istinaden 30.000,00 TL harca esas değer üzerinden dava açıldığını, kaldırma kararından sonra müvekkiline taleplerini somutlaştırılması için kesin süre verildiğini ve 30.03.2021 tarihli dilekçe ile; “..Dava konusu taşınmazda ki müvekkilimin tapuda kayıtlı 1/2 hissesinin 9/10 olarak attırılmasını talep ediyoruz.Sayın mahkemece aksi kanaatte olunursa da; evlilik içi yapılan kredi ödemelerin kalan kredi ödemelerine mahsubu sağlanarak; müvekkilin kişisel birikimlerinden azalan ve davalı eski eş lehine artan değer artış payının belirlenerek müvekkile verilmesini saygı ile talep ederiz…” beyanı ile müvekkilinin taleplerinin somutlaştırıldığını, bu nedenle değer artış payı talebine ilişkin karar gerekçesinin hatalı olduğunu, Mahkemece değer artış payına istinaden herhangi bir harç ara kararı kurulmadığını, harçların ikmal edilmesi için davacıya ihtarda bulunulmadığını, kesin sürenin sonuçlarının dahi hatırlatılmamış olduğunu, bu halde müvekkilinin adil yargılanma hakkının da ihlal edildiğini, Mahkemece kaldırma ilamına göre usuli kazanılmış haklar ve terditli talepler nazara alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu taşınmazla ilgili talebin tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olduğu, davacı tarafından sunulan açıklama dilekçesinin davanın ıslahı olarak kabulünün de mümkün olmadığı, mal rejimi sona erdiğinde eşlerin tasfiye davası sonucunda katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacak hakları doğduğu ve kural olarak eşlerden birine ait mal varlığında, diğer tarafın mülkiyet veya başka ayni hak talebi söz konusu olamayacağı, mal rejiminin tasfiyesi isteğinde bulunan eşe tanınan hakkın ayni olmayıp, kişisel alacak hakkı olduğu, bu kuralın istisnalarının 4721 sayılı Kanun'un 226 ncı maddesinin ikinci fıkrasında (alacaklı eşin tasfiyeye konu paylı malda üstün yararını kanıtlaması) ve 240 ıncı maddesinde (aile konutu veya eşyanın söz konusu olması) tahdidi olarak belirtildiği, somut olayda açıklanan istisnai durumların da mevcut olmadığı, davacı tarafından yasal sürede mal rejiminin tasfiyesi davası açılmasının da mümkün bulunduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davanın reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, mal rejiminin tasfiyesinde ayın istenip istenemeyeceği, dosyada geçerli bir ıslah dilekçesi olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 31 inci maddesi, 33 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 179 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.