Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2735 E. 2024/1852 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Aile konutu tespiti davasının, davacı tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılması nedeniyle konusuz kalması üzerine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin kime yükletileceği hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının, aile konutu tespiti davası devam ederken ortaklığın giderilmesi davası açması nedeniyle davanın konusuz kalmasına sebebiyet verdiği gözetilerek, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesi gerektiği değerlendirilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/871 E., 2023/120 K.

DAVA TARİHİ : 22.12.2017

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen aile konutu tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi’nin esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, haklılık durumuna göre yargılama giderleri ile vekâlet ücretine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; muris ...'in 24.06.1981 tarihinde evlendiklerini, murisin 23.05.2017 tarihinde vefat ettiğini, tarafların evlendikleri tarihten murisin ölüm tarihine kadar İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, Kartaltepe Mah. 139 ada, 17 parsel 4. Kat 6 nolu dairede oturduklarını, vefat sonrası davacının dava konusu evde yaşamaya devam ettiğini, 30 yıldır muris ile birlikte yaşadıkları bu evden ayrılmak istemediğini, konutun Aile konutu olduğunun iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 240 ıncı ve 652 nci maddeleri gereğince aile konutu olduğunun tespitine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde cevap dilekçesi sunulmamış, ön inceleme oturumunda hazır olan davalı; davayı kabul etmediğini ancak davacı ile murisin ölünceye kadar şimdi dava konusu olan İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, Kartaltepe Mah. 139 ada, 17 parsel 4. Kat 6 nolu bağımsız bölümde oturduklarını, burasının davacı ile murisin aile konutu olduğunu beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin 20.09.2018 tarih ve 2017/943 Esas, 2018/631 Karar sayılı kararı ile dava, davalı gösterilmeksizin açılmış ise de, murusin davacı dışındaki diğer mirasçılarının davalı olması gerektiği nazara alınarak murisin veraset ilamı istenmiş, Bakırköy 1. Notetliğinin 19.06.2017 tarihli mirasçılık belgesinde davacı dışında muris ...'in tek mirasçısı olan ...'in davaya dahil edilmesinin sağlandığı; davanın hukuki niteliği itibari ile taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti olduğu, davacının eşi miras bırakan ... 23.05.2017 tarihinde vefat ettiği, dosyaya celp edilen yazı cevapları ve dinlenen tanık anlatımlarından dava konusu taşınmazın davacı ile muris ...'in 30 yıldan fazla zamandır içinde oturdukları, aile konutları olduğunun anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili, tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesi’nin 07.07.2021 tarih ve 2020/805 Esas, 2021/978 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesinin yargılaması sırasında 05.09.2018 tarihli duruşmada bir sonraki duruşmanın 27.09.2018 tarihine bırakıldığının belirtildiği, 27.09.2018 tarihli tutanaktan anlaşıldığı üzere UYAP sisteminden duruşma gününün 20.09.2018 tarihine bırakıldığı ve bu tarihte davacı vekilinin katılımı ile yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği tefhim edilen günden farklı bir tarihte davalı tarafın yokluğunda yapılan duruşma sonunda karar verilerek davalının savunma hakkı ihlal gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendi gereğince davacının istinaf başvurusunun kabulü ile esası incelenmeden İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kararın kaldırılma nedenine göre, davalının sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesi’nin 25.11.2021 tarih ve 2021/539 Esas, 2021/747 Karar sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından Bakırköy 13. Sulh hukuk Mahkemesi'nin 2021/539 Esas sayılı dosyası ile İstanbul ili, Bakırköy ilçesi, Kartaltepe mahallesi, 139 ada, 17 parsel, 4.kat, 6 nolu bağımsız bölüm için ortaklığın giderilmesi davası açtığı ve halen derdest bulunduğu, huzurda ki davanın hukuki niteliği itibari ile taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti talebine ilişkin olduğu, davacının 4721 sayılı Kanun’un 240 ıncı ve 652 nci maddelerinin kendisine tanıdığı hakları kullanabilmesi için böyle bir tespit kararı istemekte hukuki yararı var iken; davacı Bakırköy 13. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2021/539 Esas sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açarak, dava konusu taşınmazın mülkiyetine yönelik dava açma hakkından bir anlamda vazgeçmiş olduğunu, artık bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, davalı yararına vekâlet ücretine karar karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davanın konusuz kalması halinde davacı yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin gerektiğini ileri sürerek kararın vekâlet ücreti ile yargılama giderleri yönünden kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 29.03.2022 tarih ve 2022/154 Esas, 2022/466 Karar sayılı kararı ile yargılamanın devamı sırasında davacı Bakırköy 13. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/671 Esas, 2021/958Karar sayılı dosyası ile ortaklığın giderilmesi davası açmış, yargılama sonunda 04.11.2021 tarihinde davanın kabulü ile İstanbul İli Bakırköy İlçesi Kartaltepe Mahallesi 139 ada 17 parsel 4 bağımsız bölüm numaralı taşınmaz üzerindeki ortaklığın açık arttırma ile yapılacak satış suretiyle giderilmesine, satış sonrası elde edilecek paranın tapu kaydındaki hisseleri oranında ve muris ...'in veraset ilamındaki payları oranında maliklere paylaştırılmasına kararı verildiği, kararın 04.01.2022 tarihinde kesinleştiğinin anlaşıldığı, bu durumda davacının tespit isteminde hukuki yararı bulunmadığı konusundaki İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, davanın reddine karar verilmekle davacının yargılama gideri ve vekâlet ücretinden sorumlu tutulmasının da doğru olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Daire’nin 22.11.2022 tarih ve 2022/6439 Esas, 2022/9394 Karar sayılı kararı ile davaya konu taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi davasının yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne karar verildiği ve kararın 04.01.2022 tarihinde kesinleştiği, bu itibarla eldeki davanın konusuz kaldığı,bu husus gözetilerek davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek ve davanın konusuz kalmasına, ortaklığın giderilmesi davasını açarak davacının sebebiyet verdiği hususu da gözetilerek tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri ile vekâlet ücretini tayin ve takdir etmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafından açılan ortaklığın giderilmesi davasında davanın kabulüne karar verilerek kararın 04.01.2022 tarihinde kesinleştiği, elde ki davanın konusuz kaldığı, Yargıtay bozma ilamına uyularak konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına ve ortaklığın giderilmesi davası açarak davanın konusuz kalmasına davacı sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıdan tahsiline karar karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece bozmaya uyulmasına karşın eski kararın aynısı verdiğini, kararın hatalı olduğunu, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre değerlendirme yapılmasının gerektiğini ileri sürerek; kararın yargılama giderleri ile vekâlet ücreti yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, bozmaya uygun karar verilip verilmediği, haklılık durumunun doğru tespit edilip edilmediği, davacı aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin doğru belirlenip belirlenmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 373 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene davacıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.03.2024 arihinde oy birliğiyle karar verildi.