"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/285 E., 2023/282 K.
DAVA TARİHİ : 22.06.2020
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/282 E., 2022/521 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesi ile; ruhsal ve kültürel nedenler ile sorunlar yaşadıkları sağlıklı bir evlilik birliği sağlanamadığını müvekkil bu durumdan kaynaklı aile birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası açtığı; davalının daha önce açtığı 2012/796 Esas sayılı nafakası dosyası ile bu dosyanın birleştiği; yapılan yargılama neticesinde Çorum 1. Aile mahkemesinin 2012/796 Esas sayılı davasının reddine karar verildiğini, anılan kararın 08.09.2014 tarihinde kesinleştiği tarihten itibaren tarafların bir araya hiçbir şekilde gelmediğini, müvekkilinin tek başına Çorum'da ayrı bir ev de yaşadığı ancak kendi ihtiyaçlarını karşılayacak bir gelire sahip olduğunu, davalının durumunun müvekkilininden daha iyi olduğunu, evlilik süresinde davalı kendisinin Almanya'da yaşamış olması durumunu ileri sürerek, davalı, müvekkilini sürekli küçümser tavır sergileyerek, davacıyı aşağıladığını bu durumun hem müvekkili hem de davalı eşin mağduriyetine neden olduğunu açıklanan nedenlerle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı yararına daha önce hükmedilen nafakanın kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesi ile; davacının müvekkiline yönelik şiddet içeren davranışları ve evden gitmesi konusundaki tehditleri müvekkilinin ... güvenliğini tehlikeye soktuğunu bunun üzerine müvekkilinin 2010 yılında ayrı bir eve çıkmak zorunda kaldığını Çorum Aile Mahkemesinin 2010/1239 Esas 2011/600 Karar sayılı ilamı ile müvekkili lehine aylık 350,00 TL nafakaya hükmedildiğini, tarafların bir arada yaşamalarının imkansız hale getiren sebeplerin tümü davacının evlilik birliğiyle bağdaşmayan kusurlu davranışlarından kaynakladığını, evlilikleri boyunca davacı aile birliğini, bütünlüğünü hiçe saydığını çocuklarına ekonomik fiziki ve psikolojik şiddet uygulamayı hayat tarzı haline getirdiğini, davacının iyi bir mesleği ve yeterli geliri olduğu halde evinin giderlerini ve çocukların ihtiyaçlarını düşünmeden aldığı maaşın tümünü hesapsızca tükettiğini, alkol ve kumara harcadığını, müvekkilinin, davacının baskısından dolayı yıllarca aynı şehirde yaşadığı ailesiyle bile görüşemediğini gelip gitmek bir yana "ailenle görüşürsen bir daha bu eve gelme" diye tehdit ettiği için müvekkilinin annesini, kardeşlerini yolda, pazarda bile görse yanlarına gidemediğini, müvekkilinin kiraladığı evde yalnız yaşadığını davacıdan aldığı 500,00 TL ve çocuklarından gelen yardımlarla yaşantısını sürdürmeye çalıştığını açıklanan nedenlerle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında iş bu davanın davacısı durumundaki kocanın açtığı boşanma davasının daha önce Mahkememizde görülüp sonuçlanan 2012/796 Esas ve 2014/170 Karar sayılı dosyasında verilen ve kesinleşmiş olan kararı ile kadının kusuru ispat edilemediğinden ve erkeğin kendisinin kusurlu olduğundan ret edildiği ve söz konusu karardan sonra iş bu dosyada toplanan tanık beyanlarına göre tarafların yeniden bir araya da gelmedikleri, bir araya gelme konusunda daha fazla çaba sarf etme yükümlülüğü olan kusurlu kadının de bu konuda yeterli ve üzerine düşen çabayı gösterdiğine dair delil olmadığı, bu şartlara göre taraflar arasındaki evlilik birliğinin geri dönülmez bir biçimde temelinden sarsıldığı ve önceki boşanma davasından sonra geçen süre de gözetildiğinde erkeğin davasının ve boşanma isteğinin 4721 sayılı Kanunun'un 166/son maddesi uyarınca kabul edilmesi gerektiği, taraflar arasındaki kusur belirlemesi yönünden yukarıda geçen kararın kesin delil teşkil ettiği ve o davadan sonra taraflar tekrar bir araya da gelmediğinden taraflar arasındaki kusur durumunu değişmesini gerektirir yeni bir durum ve olgunun da olmadığı anlaşılmış olup kadının önceki kesin hüküm nedeniyle evliliğin bitmesinde kusuru bulunmadığı, erkeğin ise tam kusurlu olduğu, kadının kusuru bulunmadığı kabul edilmiş olduğundan tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumlarına göre kadının nafaka talebinin de kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine daha önce hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL artırımla aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesine aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının her ay davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kadın lehine 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı ile vekâlet ücreti yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, boşanma davalarında vekâlet ücretinin kusur durumuna göre değil, davanın kabul veya reddine göre belirlendiği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakasının ve tazminatların az olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarları yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davalı kadın lehine dava tarihinden itibaren ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile boşanma hükmü kesinleşinceye kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ile boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 60.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın temyiz dilekçesinde; maddî, manevî tazminat, tedbir nafakası, masraflar ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının ve tazminatların miktarı ile vekâlet ücreti ve yargılama giderleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.