Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2909 E. 2024/3554 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliği içerisinde edinilen aracın edinilmiş mal olup olmadığı ve davacı eşin katılma alacağına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı eşin, aracın edinilmiş mal olduğu savunmasını, yasal süre içerisinde ve usulüne uygun olarak yapmadığı, ayrıca 6100 sayılı HMK'nın 141. maddesi uyarınca iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağı başladıktan sonra savunmasını usulüne uygun ıslah işlemi yapmadan değiştirdiği gözetilerek yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/172 E., 2022/635 K.

HÜKÜM/KARAR : Ret

Taraflar arasındaki katkı payı ve katılma alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın dava dilekçesinde; katkıları ile evlilik birliği içinde davalı adına 162 ada 38 parsel 8 nolu bağımsız bölüm ile ... plakalı aracın satın alındığını, davalının başkaca malları olmasına rağmen boşanma dava tarihinden sonra bunların bir kısmını sattığını belirterek; mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL alacağın yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 09.02.2022 tarihli dilekçesinde; davalının devrettiği 162 ada 38 parsel 1-2 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin de tasfiyeye dahil olduğunu ileri sürmüştür.

3. Davacı kadın vekili 29.09.2022 tarihli dilekçesinde; talep miktarını artırarak toplam 60.588,75 TL'ye yüksetmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, 162 ada 38 parsel 8 nolu bağımsız bölümün müvekkiline babasından intikal ettiğini, müvekkilinin borçları nedeniyle taşınmazı sattığını, ekonomik durumu düzelince tekrar devraldığını, aracın ticari araç olduğunu ve aracı müvekkilinin kendi kazancı ile aldığını, davacının katkısının olmadığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı erkeğin ön inceleme duruşmasından sonra sunduğu 31.03.2021 tarihli dilekçesinde; aracın da mal paylaşımında kendisine verildiğini ileri sürmüştür.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 19.11.2015 tarih ve 2015/52 Esas, 2015/529 Karar sayılı kararı ile, davanın davalının yerleşim yerinde açılması gerektiği gerekçesiyle; yetkisizlik kararı verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 23.01.2020 tarih ve 2016/10334 Esas, 2020/625 Karar sayılı kararı ile, taraflar arasında Mahkemenin 2014/423 Esas sayılı dosyası ile görülen boşanma davasının bulunduğu, boşanma davası kesinleştikten sonra işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek; davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflar arasındaki evlilik birliği içerisinde davalının satın almış olarak göründüğü taşınmazlar ve ... plakalı aracın davalıya babası tarafından bedelsiz olarak verildiği, dinlenen tanık beyanlarında da bu ilişkinin desteklendiği, söz konusu malların davalının kişisel malı olup davacının herhangi bir katılma ya da değer artış payı alacağı olamayacağı gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; ret kararının hatalı olduğunu, davalının babasından satın aldığı malları başkasına sattığını, evlilik birliği devam ederken yeniden satın aldığını, resmi senedin aksinin tanıkla ispatlanamayacağını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kişisel mal savunması ve ispatı noktasında toplanmaktadır. Dava, katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 128 inci maddesi, 136 ncı maddesi, 140 ve 141 inci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. 6100 Sayılı Kanun'un 141 nci maddesinin birinci fıkrasında 22.07.2021 tarihinde yapılan değişiklikten önceki halinde ''... Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. ...'', değişiklikten sonraki halinde ''... Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. ...'; aynı maddenin ikinci fıkrasında da '... İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır. ...' şeklinde, iddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı ile istinası düzenlenmiştir.

3. 6100 sayılı Kanun'un 176 ve devamı maddelerinde de ıslah müessesi düzenlenmiş olup düzenlemelere göre taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği ve ıslahın bunu yapan tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması sonucunu doğuracağı düzenlenmiştir (6100 sayılı Kanun md. 176/1, 179/1).

4. 4721 sayılı Kanun'un 219 uncu maddesinin birinci fıkrasında edinilmiş mallar, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri olarak tanımlanmış olup aynı maddesinin ikinci fıkrasının (1) nolu alt bendinde de bir eşin çalışmasının karşılığı olan edinimlerin edinilmiş mal olduğu düzenlenmiştir.

5. 4721 sayılı Kanun’un 222 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. 4721 sayılı Kanun'un 222 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca da, bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş maldır.

6. Ayrıca, ispat yükü 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesinin birinci fıkrasında “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ve 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesinde de, “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir./ Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklinde düzenlenmiştir.

7. Davacı kadının vekilinin tasfiye konusu araca yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; somut olayda, Mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de, araç yönünden verilen karar hatalı olmuştur. Şöyle ki, davalı vekilinin cevap dilekçesinde aracın müvekkilinin kendi kazancı ile alındığını ileri sürdüğü; ön inceleme duruşmasından sonra davalı asılın sunduğu 31.03.2021 tarihli dilekçe ile savunma değiştirilerek aracın da kendisine mal (miras) paylaşımında verildiğini ileri sürdüğü, 6100 sayılı Kanun'un 141 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca iddia ve savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi yasağı başladıktan sonra davalı tarafından usulüne uygun ıslah işlemi yapılmadan savunmanın değiştirildiği, işbu savunmaya davacı tarafın da açık muvafakatinin olmadığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, bir eşin çalışmasının karşılığı olan edinimlerin edinilmiş mal olduğu ve davalı tarafından süresinde kişisel mal savunmasında bulunulmadığı gözetilerek, araç yönünden davacının katılma alacağının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davacı kadın vekilinin bozma kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,

2. Davacı kadın vekilinin tasfiye konusu araca yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.