Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2916 E. 2024/61 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadının boşanma davasının açılmamış sayılmasına ilişkin kararın temyizi, velayet, tedbir nafakası ve çocukların yurtdışı çıkış yasağı konularını da kapsamaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının avukatının vekillikten istifasının davalıya tebliğ edilememesi ve davacının yasal süre içinde davayı yenilememesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına ilişkin yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/2693 E., 2022/1832 K.

DAVA TARİHİ : 18.01.2018

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/45 E., 2020/37 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının açılmamış sayılmasına, erkeğin davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının aşırı sinirli bir yapıda olduğunu, evlilik birliği içinde müvekkiline sözlü, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, davalının birlikte yaşadıkları süre boyunca müvekkiline sevgi ve özen göstermediğini, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, 1.500,00 TL tedbir-iştirak nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine,yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; kadının, çocukları ile ilgilenmediğini , uyuşturucu kullandığını ve şiddet eğilimi olduğunu. çocukları bu ortamdan kurtarmak için Türkiye'ye döndüklerini, davacı kadının sürekli seyahat etmesinin nedeninin başkalarıyla kurduğu gönül ilişkileri olduğunu bu nedenle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 162 nci, 163 üncü ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca zina, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış, haysiyetsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına,100.000,00 TL maddî tazminat 100.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak müvekkiline verilmesine,yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı kadın vekilince evlililik birliğinin sarsılması sebebine dayalı olarak boşanma davası açıldığı, yargılama sırasında davacı vekili 19.06.2018 tarihli dilekçesi ile vekillikten çekildiği, istifa eden vekilin vekâlet görevinin asile tebliğinden itibaren iki hafta süre ile devam edeceği, vekilin istifasının müvekkiline tebliğinden itibaren 15 gün müddetle onu temsil etme mecburiyetinin bulunduğu, çekilme dilekçesinin davacı asilin dosyada bilinen adresine tebliğ edilemediği, bu haliyle davacı vekilinin vekâlet görevinin devam ettiği, davacı vekilinin 21.03.2019 tarihli celse de hazır bulunmadığı gibi mazerette beyan etmemesi nedeniyle asıl dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 150 nci maddesinin birinci fıkrası gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmış, yasal 3 aylık süresi içerisinde de yenilenmediği anlaşılmakla 6100 sayılı Kanun'un 150 nci maddesinin beşinci fıkra gereğince asıl davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği, karşı dava bakımından yapılan yargılama sonucu toplanan delillerden; tarafların 15.07.2010 tarihinde evlendikleri, davalı tanığı Yaşar'ın görgüye dayalı beyanlarına göre tarafların ayrılmalarına sebep olan en son olayda davacı kadının rızası ve iradesi dışında davalı kocanın eşine ait cep telefonunu alarak telefondaki mesajları ekran alıntılama yöntemi ile kaydettiği, oysa sosyal medya hesaplarında yapılan paylaşımların ancak hesap sahibi veya aynı paylaşım ortamında bulunan kişilerce delil olarak kullanılabileceği, hukuka aykırı olarak elde edilmiş olan delillerin mahkeme tarafından bir vakanın ispatında dikkate alınamayacağı diğer bir anlatımla bu delilin cinsel sadakatsizlik vakıasının ispatında esas alınamayacağı; diğer yandan 28.09.2015 tarihinde St. Petersburg ... Toksova semtinde bulunan müşterek konutta yaşanan olay sırasında davacı karşı davalı kadının davalı eşine fiziksel şiddet uyguladığı iddia edilerek buna dair video ve ekran görüntüleri ibraz edilmiş ise de bu olaydan sonra tarafların 2016 yılı Mayıs ayında Türkiye ye gelerek Beşiktaş da bulunan müşterek evde 2017 Aralık ayı sonuna kadar birlikte yaşadıkları, makul süreden fazla aynı evi paylaştıkları, davadan yaklaşık 2,5 yıl kadar önce meydana geldiği iddia edilen fiziksel şiddet vakıasına dayanılarak davacı kadına kusur yüklenemeyeceği, davalı karşı davacı kocanın eşini affetmiş sayılacağı, devam eden bu süre içerisinde davacı kadından kaynaklanan evlilik birliğini temelinden sarsar nitelikte başkaca maddî bir hadisenin varlığı da kanıtlanamadığından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması genel sebebine göre açılan karşı davanın reddine karar vermek gerektiği her ne kadar davalı-karşı davacı koca vekilince zina, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış ve haysiyetsiz hayat sürme özel boşanma sebeplerine göre de dava açılmış ise de davacı karşı davalı kadının karşı cinsten birisi ile isteyerek cinsi ilişki gerçekleştirdiği konusunda iddiayı ispata elverişli hiçbir somut bilgi ve belgenin bulunmadığı gibi davalı karşı davacı eşine yönelik pek kötü ve onur kırıcı davranışta bulunduğu veyahut haysiyetsiz hayat sürdüğü ve bu sebeple ortak yaşamın çekilmez hal aldığı konusunda da hüküm kurmaya elverişli somut ve inandırıcı hiç bir delil bulunmadığı, davalı karşı davacı tarafça ibraz edilen delillere de itibar edilemeyeceği anlaşıldığından davalı karşı davacı koca vekilince 4721 sayılı Kanun'un 161 inci, 162 nci ve 163 üncü maddeleri uyarınca özel boşanma sebebine dayalı açılan karşı davaların ise reddine karar vermek gerektiği belirtilerek kadının davasının açılmamış sayılmasına, erkeğin davasının reddine, asıl dava tarihinden başlamak üzere hali hazırda baba yanında bulunan ortak çocuklardan Monika için aylık 400,00 TL, ... için aylık 600,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL tedbir nafakası takdiri ile ... kadından alınarak davalı-davacı kocaya verilmesine, hükmün kesinleştiği tarih itibariyle tedbir nafakalarının kaldırılmasına, halen davalı-davacı baba yanında bulunan ortak çocuklar Monika ve doğumlu ... ile ... anne arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günleri saat 10.00' dan Pazar günü saat 17.00 ye kadar, sömestr tatilinin 1. günü saat 10.00'dan 7. günü saat 17.00'ye kadar, ikinci ara tatil gününün 1. günü saat 10.00'dan sonuncu günü saat 17.00'ye kadar tedbiren şahsi münasebet tesisine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde; açtıkları davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile karşı davanın reddine, ortak çocukların velâyet hakkının tedbiren müvekkiline verilmesine, tedbiren yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası bağlanmasına, çocuklar Rusya'da yaşamak istediklerini beyan ettiğinden yurtdışı yasağının kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek asıl davanın açılmamış sayılmasına, geçici velâyet, ortak çocuklar için verilen tedbir nafakası, ortak çocukların yurtdışı çıkış yasağı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; karşı dava yönünden gerek genel gerekse özel boşanma nedenlerinin gerçekleştiğini, buna rağmen karşı davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep ederek karşı davanın reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; davasının açılmamış sayılması kararının doğru olmadığını, müvekkilinin önceki vekilinin avukatlık sözleşmesine uymaması nedeniyle istifa dilekçesi sunduğunu belirterek açılmamış sayılma kararı, geçici velâyet, tedbir nafakası,ortak çocukların yurtdışına çıkış yasağı yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının açılmamış sayılması şartlarının oluşup oluşmadığı, geçici velâyet, tedbir nafakası,ortak çocukların yurtdışına çıkış yasağı kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 150 nci, 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı ve 166 ncı maddesi, 169 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.