Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3005 E. 2023/5940 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra taraflar arasında ortak hayatın yeniden kurulup kurulmadığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı hususu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden sonra ortak hayatı yeniden kurmak için ciddi girişimlerde bulundukları ve kısa süreli de olsa birlikte yaşadıkları, evlilik birliğinin temelden sarsıldığına dair delil bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1853 Esas, 2023/220 Karar

...

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İnegöl 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/793 Esas, 2020/845 Karar

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince açılan davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı erkek dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; Şiran ilçesinde yaşarlarken davalı eşin yaşamış olduğu bir tartışma neticesinde 2012 tarihinde Bayburt'a ailesinin yanına gittiğini ve bir daha ortak konuta dönmediğini, tarafların evlilik birlikteliğine devam edememesi neticesinde davacının 2014 yılında boşanma davası açtığını, açılan dava neticesinde Şiran Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile mahkemesi sıfatı ile) 2014/80 Esas-154 Karar sayılı kararı ile tarafların boşanmalarına karar verdiğini, kararın Yargıtay kararı ile bozulduğunu, bozma ilamı neticesinde yeniden yapılan yargılamada Şiran Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile mahkemesi sıfatı ile) 2015/98 Esas, 2016/2 Karar tarihli kararı ile boşanma davasını reddettiğini, kararın 04.02.2016 tarihinde kesinleştiğini, karar kesinleşme tarihinin üzerinden 3 yıldan daha uzun bir süre geçmesine rağmen ortak hayatı yeniden tesis edemediklerini, ikameti haksız yere terk eden davalının ağır kusurlu olduğunu, davalı tarafın boşanmaya karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, davalının sadece ortak çocukla birlikte 2019 yılı 3 Temmuzda ortak çocuk ve birtakım eşyalar ile birlikte İnegöl'e geldiğini, 5 gün kalıp tekrar Bayburt'a döndüğünü, ancak geliş sebebinin ortak hayatın kurulmasına yönelik olmadığını, çocuğunun anne gözetiminde baba ile birlikte yaz tatilini geçirmesi olduğunu, tarafların ayrı odalarda kaldıklarını, davalının kalıcı niyetle gelmediğinin karinesinin, davacının maaşına vaaz ettirmiş olduğu aylık ve birikmiş nafaka dosyalarına ilişkin hacizlerin kaldırılmamış olması olduğunu iddia ederek tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin tarafına verilmesini, lehine aylık 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça açılan boşanma davasının, davacının ağır kusurlu olması sebebiyle reddedildiğini, davacının eşini evden kovup, istemediğini söylediğini, kararın kesinleşmesinden sonra tarafların evlilik birlikteliğine tekrardan şans verdiklerini ve ortak hayatın yeniden kurulduğunu, davalının eşyalarını da götürerek 2019 yılının 3 temmuz günü İnegöl’de kendileri için tuttuğu eve gittiğini ve bu ortak ikamette birlikte yaşamaya başladıklarını, aynı odada kaldıklarını, bu sebeple fiili ayrılık süresinin sona erdiğini, bunun öncesinde ise tarafların bir araya gelme konusunda iradelerinin mevcut olup zaten davalının İnegöl’e gitme tarihinden önce barışmış olduklarını, kalacakları ili ve evi belirlemeye başladıklarını, davacının sırf bu sebeple İnegöl’de daha büyük bir ev tuttuğunu, tarafların uzun süreden beri barışmış olup birbirleriyle Bayburt’ta sürekli görüşmüş olduklarını, aynı odada karı koca ilişkisinden beklenecek tarzda hem Bayburt’ta hem de İnegöl’deki evde beraber kalındığını, taraflar arasında cinsel birliktelik gerçekleşmiş olduğunu, davalının nafakanın kaldırılması yönünde kanaatini davacıya bildirdiğini, ancak nafaka dosyasının Bayburt İcra Müdürlüğü’nde olması ve tarafların o anda İnegöl’de bulunmaları sebebi ile nafakanın kaldırılması sürecinin belli bir zaman almakta olduğunu, davacı yanın ev içerisinde sürekli telefonla meşgul olduğunu, yemekleri beğenmediğini, hakaret ve küçük düşürücü sözler söylediğini, birlikteliğin 5. gününde davacının eşini ve çocuğunu evden kovduğunu iddia ederek, açılan davanın reddine, kesinleşen tedbir nafakalarının muhafazasına, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, kadın lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dinlenen davalı tanıklarının beyanlarına ve sosyal inceleme raporuna yansıyan ortak çocuk beyanına göre tarafların reddedilen boşanma davasından sonra ortak hayatın yeniden kurulmasına yönelik girişimde bulundukları, davalı kadın ve ortak çocuğun eşyalarıyla davacı erkeğin yanına taşınıp orada birlikte yaşamaya devam etme kararı verdikleri ve neticede davacı erkeğin de yardımıyla davalı kadın ve ortak çocuğun eşyalarının davacı erkeğin evine getirildiği ve tarafların 5 gün aile halinde birlikte yaşadıkları, sonrasında aralarında anlaşmazlık olunca davalı kadının ailesini arayarak ortak çocukla birlikte Bayburt'a geri döndüğü, sonrasında davacı erkeğin eldeki davayı açtığı, tarafların red kararından sonra ortak hayatın yeniden kurulması amacıyla ciddi girişimde bulundukları ve kısa süreli de olsa ortak hayatın yeniden tesis edildiği, olayların akışı karşısında taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olacak mahiyette bir sorunun varlığı, red kararından sonra ortak hayatın yeniden kurulamadığı davacı tarafça ispat edilemediğinden davanın reddine, tahsilde mükerrer olmamak kaydıyla kadın lehine aylık 500,00 TL, ortak çocuk lehine aylık 550,00 TL tedbir nafakasına (Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesinin 2017/606 Esas 2018/183 Karar sayılı kararında tedbir nafakasına ilişkin verilen karar ile tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde) karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;16.07.2012 tarihinde davalının ortak ikameti terk ederek Bayburt'a ailesinin yanına taşındığını, bu tarihinden beri fiilen ayrı yaşamakta olduklarını, davacının 17.03.2014 tarihinde açtığı boşanma davasının reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, kesinleşmeden sonra tarafların ortak hayatın yeniden kurulmadığını, oğlu ile düzenli kişisel münasebet kuramayan davacının 2019 yılında davalı eşini ortak çocuğu yaz tatilinde alabilme noktasında ikna ettiğini, davalının çocuğu yalnız göndermediğini, 03.07.2019 tarihinde davalının, yanında bir takım eşyaları da alarak ortak çocukla birlikte İnegöl'e geldiğini, 5 gün kaldığını, bu süre içinde ayrı odalarda yattıklarını, sonrasında soyut gerekçelerle davalının çocuğu da alarak Bayburt’a döndüğünü, davalı tanık anlatımlarının üstün tutulduğunu, tarafların ortak hayatı kurmak niyeti ile bir araya gelmediklerini, 9 yıldır fiili ayrılığın olduğunu, davacının maaşına konulan nafaka dosyalarına ilişkin hacizlerin kaldırmamış olmasının davalının kalıcı niyetle gelmediğinin karinesi olduğunu beyan ederek, boşanma davasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davacı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, boşanma davasının reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma davasının reddi kararının kesinleşmesinden sonra taraflarca ortak hayatın yeniden tesis edilip edilmediği, eylemli ayrılık nedenine dayalı davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 169 uncu, 182 nci, 327 nci ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları ve 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...