Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3119 E. 2024/721 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve Bölge Adliye Mahkemesi karar gerekçeleri dikkate alınarak, davalı erkek vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/63 E., 2023/194 K.

DAVA TARİHİ : 15.05.2020

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Trabzon 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/277 E., 2022/568 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadın vekilinin başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiş, erkeğin başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının eşlik görevlerini hiçbir bağlamda yerine getirmediğini, davalının hemen hemen her günü içki tüketimine bağlı olarak taraflar arasında sürtüşmelerin meydana geldiğini, bu tartışmalarda müvekkiline hakaret gibi eylemlerinin olduğunu, yine davalının bu eylemlerini fiziksel şiddete de dönüştürdüğünü belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuklar Aleyna ile Yekta Eymen'in velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar Aleyna ile Yekta Eymen için ayrı ayrı aylık 1.000,00'er den toplam 4.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata ve Trabzon ili Ortahisar ilçesi ada 2342, parsel no:310'da kayıtlı aile konutu niteliğindeki taşınmaza aile konutu (şerhi) kaydı konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin, ticaret yapmakta olduğunu, davacının ise Kaşüstü Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sekreter olarak çalıştığını, öncelikle davacı tarafın anlattığı hususları kabul etmediklerini, müvekkilinin kesinlikle eşinden ayrılmak istemediğini ve halen eşini sevdiğini beyan ettiğini, davacının dilekçesinde bahsettiği gibi, davalı müvekkilinin davacıya yönelik sözlü veya fiziksel eylem içerir davranışlarının bulunmadığını, tüm eşler arasında olduğu gibi zaman zaman anlaşmazlıklar yaşansa da boşanma aşmasında gelinebilecek şekilde bir tartışma söz konusu olmadığını, boşanma davasının açıldığı tarih olan 15.05.2020 tarihinden ve daha öncesinden beri davacı ve davalının aynı çatı altında yaşamlarını sürdürmeye devam ettiklerini, tarafların aynı evde yaşamlarını sürdürmeye devam ediyorlarsa bu durum, evlilik birliği içerisinde yaşanılan af niteliğinin taşıdığını ve tarafların evlilik birliğini devam ettirme niyetinde olduklarının en önemli göstergesi olduğunu, davalı müvekkilinin evinin ve çocuklarının tüm maddî ve manevî ihtiyaçlarını karşıladığını, evine karşı daima üstüne düşen görevleri yerine getirdiğini belirterek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin evlilik birliği içinde sürekli alkol aldığı, eşine hakaret ettiği, eşine fiziksel şiddet uyguladığı, davacı kadının ise dosya kapsamına göre kusursuz olduğu, her ne kadar erkek dava tarihinden sonra birlikte yaşadıklarını ve bu durumun af anlamına geldiğini iddia etmişse de, dosya kapsamında dinlenen tanıkların beyanı gözetildiğinde yeni ev buluncaya kadar tarafların zorunlu olarak birlikte yaşadıkları ve af durumunun bulunmadığı, davalının cevap dilekçesindeki davacının yeğeninin kendisine fiziksel şiddet uyguladığı şeklindeki iddiasının, eylemin kadından kaynaklanmaması, davacının eyleme iştirakının bulunmaması nedeniyle başkasından kaynaklı eylemlerin kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, ortak çocuk Yekta'nın süreçten olumsuz etkilenmemesi için uzman raporundaki beyanıyla yetinilmesine karar verildiği, ortak çocuk Yekta'nın ayrılık sürecinde anne ile yaşadığı, çocuğun temel bakım ve ihtiyaçlarının anne tarafından karşılandığı, ortak çocuğun anne ile yaşama yönünde motivasyona sahip olduğu, annenin velâyet görev ve sorumluluklarını ihmal etmediği hususları gözetilerek üstün yararı gereği ortak çocuk Yekta'nın velâyetinin davacı anneye bırakılmasına ve çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulması gerektiği, her ne kadar kadın dava dilekçesinde ortak çocuk Aleyna Neziroğlu'nun velâyetini ve çocuk yönünden iştirak nafakası ödenmesini talep etmişse de; ortak çocuk Aleyna'nın 06.02.2004 doğumlu olduğu, yargılama devam ederken ergin olduğu, bu haliyle kadının ortak çocuk Aleyna yönünden velâyet ve iştirak nafakası taleplerinin konusuz kaldığı, kadının sosyal ekonomik araştırma tutanağına göre tıbbi sekreter olduğu, asgari ücret maaş aldığı, asgari ücret düzeyindeki gelirin kişiyi yoksulluktan kurtarmadığı, yoksulluğa düşme koşullarının davacı kadın yönünden oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuk Yekta Eymen'in velâyetinin anneye verilmesine, babayla kişisel ilişki kurulmasına, velâyeti anneye verilen ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına , ortak çocuk Aleyna'nın yargılamanın devamı sırasında ergin olduğu anlaşılmakla velâyeti ve iştirak nafakası talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın için aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata ve davacının aile konutu şerhi verilmesine ilişkin davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle davacının aile konutu şerhi verilmesine yönelik davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde; hükmedilen nafaka ve tazminatların yetersiz olduğunu, koşulları var olmasına karşın aile konutu olarak kullanılan taşınmaz bakımından kamu düzenine aykırı biçimde olumsuz karar verildiğini ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde; her ne kadar Mahkemece yapılan kusur değerlendirmesinde; davalı müvekkilinin kusurlu olduğunu, davacının ise kusursuz olduğunu tespit etmiş ise de; yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, boşanmaya sebep olduğu iddia edilen tartışmaların temeli, davacının sürekli borçlanması ve aleyhine icra takibi başlatılması olduğunu, tarafların evliliğinde davalı müvekkilinin, her zaman yapıcı bir tutum sergilediğini, ailesini bir arada tutmaya çalıştığını, buna rağmen davacı tarafça asılsız ithamlarla iş bu davaya açtığını, ancak iddialarının ispat edilemediğini, bu nedenle davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, kabul edilen dava, nafaka ve tazminatlar yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından aile konutu şerhi konulması yönündeki taleple ilgili olarak verdiği kararda usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, davacı kadın yararına maddî tazminata hükmedilmesi isabetli ise de boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, tarafların evli kaldıkları sürenin 20 yılı ... olması dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî tazminat ile manevî tazminat miktarının az olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının kusurlu olmadığı, herhangi bir gelirinin bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği erkeğin ise ticaretle uğraştığı, üzerine kayıtlı ev, dükkan ve 8 adet araç olup kira ödemediği, kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin doğru olduğu ancak tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, yine tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve hakkaniyet ilkesine göre ortak çocuk için hükmedilen iştirak nafaksının az olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun yoksulluk ve iştirak nafakasının miktarı ile tazminatların miktarları yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın için 70.000,00 TL maddî ve 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, kabul edilen dava, nafaka ve tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 182 nci, 327 nci, 328 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.