Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3144 E. 2023/6483 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, yoksulluk nafakasının ödeme biçiminin (toptan veya irat) belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi, yaşları ve ortak çocuklarının bulunmaması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, yoksulluk nafakasının toptan ödenmesi gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönüyle bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/279 E., 2023/230 K.

...

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/961 E., 2022/745 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen ve aleyhe hükmedilen tazminatlar ve nafakalar yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı temyizden önce istinaf kanun yoluna başvurulmaktadır. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvurunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulabilir. Bu durumda, bölge adliye mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusu esastan reddedilen tarafın ya da ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinafa başvurmayan davalı tarafın, reddedilen maddî ve manevî tazminat talebi yönünden, Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı erkek vekilinin reddedilen maddî ve manevî tazminat talebine yönelik temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin piskolojik şiddet uyguladığını, aile ortamında eşini yok saydığını, küçük düşürücü söylemleri olduğunu, evde makine olmasına rağmen çamaşırları elde yıkamasını istediğini, ihtiyaçları karşılamadığını ve sevmediğini, istemediğini söyleyerek kadını evden kovduğunu, 2021 yılının kasım ayında aileyi arayarak kızlarını almalarını istediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde; kadının aşırı kıskanç davranışları sebebiyle evde huzur kalmadığını, ev işlerini yapmadığını, surat astığını, eve gelen misafirleri ağırlamadığını, sürekli telefonla meşgul olduğunu, lüks hayat özlemi olduğunu ve bu nedenle hiçbir şeyden memnun olmadığını ve kadının kardeşinin erkeği tehdit ettiğini iddia ederek; tarafların boşanmalarına ve davacı kadın fer'î taleplerinin reddine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ailesini arayıp eşine olan sevgisinin bittiğini söyleyen ve "gelin kızınızı götürün" şeklinde konuşan, eşini ailesiyle gönderip arayıp sormayan ve aileye "kızınızı boşayacağım, gelin kızınızı götürün, kızınızı sevmiyorum, benim için bitmiştir" şeklinde konuşan erkek ile eşine karşı kıskanç tavırlar sergileyen, "araban yok, evin yok, neden biz araba almıyoruz" şeklinde konuşan ve telefonuyla çok vakit geçirip ev işlerini yapmayan kadının eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu olan tarafların birbirlerinden maddî ve manevî tazminat talep edemeyecekleri ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakası ile bir defada toptan ödenmek üzere 9.000,00 TL yoksulluk nafakasına ve tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar, tedbir nafakası miktarı ile yoksulluk nafakasının ödeme şekli ve miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşinin ailesini arayıp "kızınıza sevgim bitti, sevmiyorum, boşanacağım, bitti" diyen, ailesine "gelin kızınızı götürün" diyerek eşini kovan ve arayıp sormayan erkeğin ağır, eşine kıskanç davranışlar sergileyen kadının az kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince kadına "kıskanç davranışlar sergilemesi" dışında yüklenen kusurlu davranışların gerçekleşmediği, tarafların ekonomik durumu dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının az olduğu, evliliğin süresi ve tarafların ortak çocuklarının bulunması göz önüne alındığında yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmesinin doğru olmadığı ve boşanma sebebiyle mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile; istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı, yoksulluk nafakasının ödeme şekli ve kadının reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespitine, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tarafların ortak çocuğu bulunmamasına rağmen yoksulluk nafakasının ödeme şekline ilişkin gerekçede tarafların çocuklarının olduğuna dair ifadelerin bulunmasının dosyanın yeterince incelenmediğini gösterdiğini, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu belirterek ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, tedbir nafakasının miktarı ve yoksulluk nafakasının ödeme şekli ve miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğe yüklenen kusurlu davranışlar erkek tarafından istinafa başvurulmamak suretiyle ve kadına yüklenen "kıskanç davranışlar sergilediği" kusuru da kadın tarafından temyize başvurulmamak suretiyle kesinleşmiş olmakla ve erkek istinafa başvurmadığından kadına İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurlu davranışlardan başkaca kusur yüklenemeyecek olmakla, Bölge Adliye Mahkemesince bazı kusurlu davranışların kadının kusurları arasından çıkarılmasının ve buna bağlı olarak kusur belirlemesinin doğru olup olmadığı, kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanmayacağı, yoksulluk nafakasına irad şeklinde hükmedilmesinin ve miktarının, tedbir nafakası miktarının ve koşulları var ise kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Yasal olarak yoksulluk nafakasının, toptan veya durumun gereklerine göre aylık irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir. Toplanan delillerden, boşanmaya sebep olan olaylarda davacı kadının az kusurlu olduğu, herhangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği ispatlanmış ise de tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, yaşları ve ortak çocuklarının bulunmaması da dikkate alındığında kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası nazara alınarak yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "toptan ödeme" yönünde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı erkek vekilinin, reddedilen maddî ve manevî tazminat talebine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, kadın yararına yoksulluk nafakasına toptan hükmedilmemesi yönünden BOZULMASINA,

3.Davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.12.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

...