Logo

2. Hukuk Dairesi2023/314 E. 2023/1881 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma ve birleşen ortak konutun tahsisi davalarında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve ortak konutun kime tahsis edileceği hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Birleşen ortak konut tahsisi davasında dava harcının ödenmemesi hususunun yargılama sırasında giderilmemiş olması ve bu eksikliğe rağmen yargılamaya devam edilerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülerek kararın bu bölümü bozulmuş, diğer hususlardaki temyiz itirazları reddedilerek kararın bozma dışındaki kısımları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1736 E., 2022/1726 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Av. ... vd.

DAVALI-DAVACI : ... vekili Av. ... vd.

DAVA TARİHİ : 04.10.2019-08.11.2019

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 16. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/589 E., 2021/887 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve birleşen ortak konutun tahsisi davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı dava ve birleşen davaların ayrı ayrı kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 25.04.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekili Av. ... ve karşı taraf davalı-karşı davacı ... ... ... ile vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve karşı davada sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2017 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olmadığını, erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, kadının çocuk istemesine rağmen erkeğin çocuk istemediğini, baskıcı olduğunu, hakaret ve tehdit ettiğini, fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, ortak konutun kilidinin değiştirildiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, kadın yararına aylık 20.000,00 TL tedbir nafakası, 20.000,00 TL yoksulluk nafakası, 1.000.000.00 TL maddî tazminat, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakalarına gerçeği yansıtmadığını, kadının, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, aşırı savurgan olduğunu, birlik görevini ihmal ettiğini, borçlandırdığını, erkeğin önceki evliliğinden olan çocuğuna iftira attığını, kötü davrandığını, erkeğin annesine kötü davrandığını, fiziksel şiddet uyguladığını, annesini ortak konuttan kovduğunu, borçlandırdığını, asıl davada dayanılan mesaj kayıtlarının evlenmeden önceki tarihe ilişkin olduğunu, yatağını ayırdığını, cinsel birliktelikten kaçındığını, ekonomik olarak güven sarsıcı davranışta bulunduğunu, iddia ederek karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine, erkek yararına dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî tazminat, 1.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; dava konusu taşınmazın evlilik birliği tesis edilmeden önce iktisap edildiğini ve erkeğin, önceki evliliğinden olan çocuğu ile birlikte yaşadığını, tarafların evlendikten sonra çoğunlukla Bodrum'da yaşadıklarını, aile konutu olarak değerlendirilecek konutun Bodrum'da yaşanılan konut olduğunu, dava konusu taşınmazın tarafların birlikte yaşadığı konut olmadığını, kadının kötü niyetli olarak erkeğin çocuğu ile birlikte yaşadığı konutu işgal etme düşüncesi ile hareket ettiğini iddia ederek dava konusu taşınmazda, erkeğin uzun süredir önceki evliliğinden olan çocuğu ile yaşadığı da dikkate alınarak taşınmazın, dava süresince tedbiren erkeğe tahsisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden; kadın tanıklarının beyanlarının kadından yahut üçüncü kişilerden duyuma dayalı olduğu, tanıkların, tarafların herhangi bir tartışmalarına ilişkin görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı, her ne kadar tanıklar ... ve ... kadının işinden ayrılması hususunda erkeğin birtakım fikirlerde bulunduğunu beyan etmiş iseler de kadının işten ayrılmasına ilişkin tarafların herhangi bir tartışmalarına yahut erkeğin baskı ve ısrarına yönelik görgüye dayalı anlatımlarının bulunmadığı, kaldı ki kadının işten ayrıldıktan sonra evlilik birliğine devam ettiği, tarafların sık sık Bodrum'a gittiklerinin tespit edildiği, bu hali ile kadın tanıklarının anlatımlarının asıl dava dilekçesinde yer alan iddia ve vakaları ispata elverişli nitelikte bulunmadığı, zira tanıkların bizzat görgüye dayanmayan duyuma dayalı anlatımlarının hükme esas alınamayacağı, karşı dava yönünden ise bir kısım erkek tanıklarının beyanlarından kadının, erkeğin ailesini istemediği, erkeğin annesine fiili müdahalede bulunduğu, erkeğe hakaret ettiğinin sabit olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı gerekçesiyle, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi gereği boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 8.000,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden iş bu karar kesinleşinceye kadar aylık 5.000,00 TL tedbir nafakası, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, erkeğin yaşı ve eğitim durumu, yeniden evlenebilme olasılığı, evlilik süresi ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek yararına 15.000,00 TL maddî tazminat, 13.000,00 TL manevî tazminata, ortak konutun özgülenmesi istemine yönelik birleşen davanın ise yapılan kolluk araştırması, dava konusu taşınmazın erkeğe ait olduğu ve kadının üzerine kayıtlı bağımsız bölüm vasfında birden fazla taşınmazın olduğu dikkate alınarak ortak konutun 4721 sayılı Kanunu'nun 169 uncu maddesi gereği erkek eşe tahsisine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine dayanarak karşı davanın kabulü ile asıl davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının karar tarihi itibariyle azaltılmasının da hatalı olduğu, kusur belirlemesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığından kadının tazminat taleplerinin reddi ile erkek yararına tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, bu nedenle kadın yararına yoksulluk nafakası takdiri gerektiği, kadın tarafından ortak konut üzerine aile konutu şerhi konulması istemine ilişkin davanın kabul edildiği, bu nedenle birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek asıl davanın reddi, karşı dava ve birleşen davanın kabulü ile fer'îleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu belirtilerek tedbir nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına yüklenen vakıaların ispatlandığı, kadının tanıklarının beyanlarının duyuma dayalı olduğu, her ne kadar kadın tarafından erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği iddia edilmişse de erkeğin evlilik tarihinden sonra eski kız arkadaşıyla görüştüğünün ispatlanamadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunun kabulü ile asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının uygun olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, erkek yararına tazminata hükmedilmesinin ve hükmedilen tazminat miktarlarının usul ve yasaya uygun olduğu, birleşen dava yönünden ise tarafların birden fazla taşınmazlarının olduğu, yine Bodrum'da da ortak bir bölü iki hisseli taşınmazın bulunduğu, kadının çoğunlukla Bodrum'da yaşadığı, hali hazırda çalışmadığı, erkeğin kurulu düzeni ve işinin ...'da olduğu dikkate alındığında, konutun erkeğe tahsisine ilişkin kararın usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu, asıl davada kadının tazminat ve yoksulluk nafakası talep ettiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından bu hususlar ile ilgili karar verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadın vekilinin tazminatlara ve yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf itirazının kısmen kabulü ile kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olması sebebiyle reddine, kadın vekilinin sair, erkek vekilinin ise tüm yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle asıl davanın reddi, karşı dava ve birleşen davanın kabulü ile boşanmanın fer'îleri yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma ve ortak konutun tahsisi istemine ilişkin davalarda, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın kabulü ile asıl boşanma davası ve fer'îlerinin reddine hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, erkek yararına maddî tazminat, manevî tazminat koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarlarının uygun olup olmadığı, ortak konutun erkek yararına tahsis edilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi. 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddeleri, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi, 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun (492 sayılı Kanun) 30 ve devamı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Davalı-karşı davacı erkek, birleşen dava dilekçesi vermiş, bu dilekçe kayıtlara geçmiş, mahkemece birleşen dava ile ilgili hüküm kurulmuştur. Dava, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılır. Birleşen dava dilekçesinin verilmesi sırasında harç alınmadığı gibi bu eksiklik yargılama sırasında da giderilmemiştir. Harç tamamlattırılmadan müteakip işlemler yapılmaz. O halde, birleşen dava harcının yatırılması için davalı-karşı davacı erkeğe 492 sayılı Kanun'un 30 uncu ve devamı maddeleri uyarınca usulüne uygun olarak süre verilmeli, harç noksanlığı giderildiği takdirde davalı-karşı davacı erkeğin birleşen davasının esası incelenmeli, harç yatırılmadığı takdirde aynı Kanunu'nun 30 uncu ve devamı maddeleri uyarınca erkeğin davası yönünden işlem yapılması gerekirken, birleşen dava yönünden anılan harç eksikliği giderilmeden yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının birleşen davada, dava harcı yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre birleşen davanın esasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir edilen 8.400,00 TL. vekâlet ücretinin ...'dan alınıp ...'e verilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararın veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.