Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3154 E. 2023/6413 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, davacı kadının davadan feragat etmesinin ardından, Bölge Adliye Mahkemesinin boşanma hükmünün kesinleştiği gerekçesiyle feragati sadece fer'ilere ilişkin kabul ederek ek karar vermesinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin boşanma hükmünü de içeren ilk derece mahkemesi kararının tamamını istinaf etmiş olması nedeniyle boşanma hükmünün kesinleşmediği, bu nedenle davacı kadının feragatinin tüm davayı kapsaması gerektiği gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararı bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1705 E., 2022/1755 K.

DAVA TARİHİ : ...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Aksaray 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/137 E., 2021/256 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından; kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden, davalı vekili tarafından ise; davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun, tazminatların ve tedbir nafakasının miktarı yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının sair erkeğin ise kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar ve tazminatlara yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar henüz kesinleşmeden davacı kadın vekili 12.10.2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi 27.12.2022 tarihli ek kararı ile "...İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen boşanma kararının taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiği, tarafların tedbir ve iştirak nafakası ile maddi ve manevi tazminat ve davalının ayrıca velayete ilişkin kararı istinaf ettiği, Dairemizin 04/10/2022 tarihli kararı ile tarafların istinaf talepleri hakkında karar verildiği, Dairemizce verilen karar kesinleşmeden davacının davadan feragat ettiği, boşanma kararı taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden davacının davadan feragatinin boşanmanın fer'ilerine yönelik olacağı, davalının dilekçesi ile çocuğun velayetin anneye bırakılmasını da talep ettiği..." gerekçesi ile boşanma kararı istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, boşanma ve buna bağlı velâyet ile kişisel ilişki yönünden verilen karar için davacının feragati hususunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının, müşterek çocuk için istediği tedbir ve iştirak nafakası, kendisi için istediği tedbir nafakası ve kendisi için istediği maddî ve manevî tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; süre, kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Temyiz istemi Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2022 tarihli ek kararına ilişkin olup, davalı erkek vekili tarafından kadının davasının kabulü ile verilen boşanma hükmü istinaf kanun yoluna getirildiği halde Bölge Adliye Mahkemesinin boşanma hükmünün taraflarca istinafa konu edilmeyerek kesinleştiği yönündeki kabulünün doğru olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda "...Boşanma ve buna bağlı velâyet ile kişisel ilişki yönünden verilen karar için davacının feragati hususunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının, müşterek çocuk için istediği tedbir ve iştirak nafakası, kendisi için istediği tedbir nafakası ve kendisi için istediği maddî ve manevî tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine..." ilişkin ek kararın hatalı olduğu anlaşılmakla; Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2022 tarihli ek kararının bozularak ortadan kaldırılması gerekmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğunu, iddia ederek; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî 250.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu iddia ederek; boşanmanın fer'ilerine yönelik taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin; eşi ve çocuğu ile ilgilenmediği, başka bir kadınla telefon görüşmesi yaparak güven sarsıcı harekette bulunduğu, hasta olan çocuğu ile ilgilenmediği kadının ise birlik görevlerini yerine getirmediği evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu,

boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesiyle; boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Almila ...'ın velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk için aylık 400,00 TL tedbir, karar tarihinden itibaren aylık 1.500,00 TL tedbir ve kesinleşmeden itibaren aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 20.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminata, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararını boşanma hükmü haricinde, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tazminat miktarı, tedbir ve iştirak nafakası miktarları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve iştirak nafakası, kadının maddî - manevî tazminat talebinin kabulü ve miktarı, ortak çocuğun velâyetinin tarafına verilmemesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kadın lehine hükmedilen tazminatların ve tedbir nafakası miktarının az olduğu ve istinafa konu sair hususlar yönünden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının lehine hükmedilen maddî, manevî tazminatın ve tedbir nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına dava tarihinden başlayıp hükmün kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, kadının sair, erkeğin ise kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar ve tazminatlara yönelik istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar henüz kesinleşmeden davacı kadın vekili 12.10.2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi 27.12.2022 tarihli ek kararı ile "...İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen boşanma kararının taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiği, tarafların tedbir ve iştirak nafakası ile maddi ve manevi tazminat ve davalının ayrıca velayete ilişkin kararı istinaf ettiği, Dairemizin 04/10/2022 tarihli kararı ile tarafların istinaf talepleri hakkında karar verildiği, Dairemizce verilen karar kesinleşmeden davacının davadan feragat ettiği, boşanma kararı taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden davacının davadan feragatinin boşanmanın fer'ilerine yönelik olacağı, davalının dilekçesi ile çocuğun velayetin anneye bırakılmasını da talep ettiği..." gerekçesi ile boşanma kararı istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, boşanma ve buna bağlı velâyet ile kişisel ilişki yönünden verilen karar için davacının feragati hususunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının, müşterek çocuk için istediği tedbir ve iştirak nafakası, kendisi için istediği tedbir nafakası ve kendisi için istediği maddî ve manevî tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen ek kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; 12.10.2022 tarihli dilekçesi ile davalı erkek ile barıştıklarını ve davadan feragat ettiğini Mahkemeye bildirdiğini, boşanma kararının henüz kesinleşmediğini, feragat nedeniyle davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde ek karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; 27.12.2022 tarihli ek karar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, İlk Derece Mahkemesince verilen boşanma kararının istinaf edilmeksizin kesinleşip kesinleşmediği, Bölge Adliye Mahkemesince kurulan 27.12.2022 tarihli ek kararın usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 307 nci, 309 uncu, 311 inci ve 312 inci maddeleri, 355 inci maddesinin birinci fıkrası, 359 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiş, hüküm davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden, davalı erkek vekili tarafından ise; davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun, tazminatların ve tedbir nafakasının miktarı yönünden kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadının sair, erkeğin ise kusur belirlemesi, velâyet, nafakalar ve tazminatlara yönelik istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, erkeğin davanın kabulü ile verilen boşanma hükmüne yönelik istinaf talebi incelenmemiştir. Karar henüz kesinleşmeden davacı kadın vekili dosyaya sunmuş olduğu 12.10.2022 tarihli dilekçesi ile açmış olduğu davadan feragat ettiğini bildirmiş, Bölge Adliye Mahkemesince 27.12.2022 tarihli ek kararı ile "...İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen boşanma kararının taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiği, tarafların tedbir ve iştirak nafakası ile maddi ve manevi tazminat ve davalının ayrıca velayete ilişkin kararı istinaf ettiği, Dairemizin 04/10/2022 tarihli kararı ile tarafların istinaf talepleri hakkında karar verildiği, Dairemizce verilen karar kesinleşmeden davacının davadan feragat ettiği, boşanma kararı taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden davacının davadan feragatinin boşanmanın fer'ilerine yönelik olacağı, davalının dilekçesi ile çocuğun velayetin anneye bırakılmasını da talep ettiği..." gerekçesi ile boşanma kararı istinaf edilmeksizin kesinleştiğinden, boşanma ve buna bağlı velâyet ile kişisel ilişki yönünden verilen karar için davacının feragati hususunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının, müşterek çocuk için istediği tedbir ve iştirak nafakası, kendisi için istediği tedbir nafakası ve kendisi için istediği maddî ve manevî tazminat taleplerinin feragat nedeniyle reddine karar verilmiş, ek karar davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmiştir.

2.6100 sayılı Kanun’un 359 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinde bölge adliye mahkemesi kararlarında tarafların ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin gösterileceği, aynı Kanun'un 355 inci maddesinin birinci fıkrasında incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ve 359 uncu maddesinin ikinci fıkrasında da hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, süphe ve tereddüt uyandırmayacak sekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir.

3.Somut uyuşmazlıkta; davalı erkek vekili tarafından İlk Derece mahkemesi kararı, davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatlar yönünden istinaf edildiği halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının "İstinaf Sebepleri" başlıklı bölümünde, davalı erkek vekilinin kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat, velâyet düzenlemesi, tedbir ve iştirak nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurduğu belirtilerek erkeğin istinaf talebine aykırı istinaf sınırlaması yapılmış, dolayısıyla kadın eşin davadan feragatine yönelik talebinin, boşanma hükmü istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden bahisle ek kararla boşanma hükmü ve buna bağlı velâyet ile kişisel ilişki düzenlemesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Bu durumda Mahkemece davacı kadının 12.10.2022 tarihli davadan feragat dilekçesi üzerine, davalı erkek vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararının tamamını istinafa götürdüğü ve böylelikle boşanma hükmünün kesinleşmediği dikkate alınarak, davanın feragat nedeniyle reddine şeklinde karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Bölge Adliye Mahkemesince verilen 27.12.2022 tarihli ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...