"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2318 E., 2022/2765 K.
DAVACI- DAVALI : ... vekilli Avukat ...
DAVALI- DAVACI : ... vekili Avukat ...
DAVA TARİHİ : ...,...
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/177 E., 2022/418 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun, kararın esası ve istinaf sebepleri incelenmeksizin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... erkek dava dilekçesinde; kadının kendisini ihmal ettiği gibi evin sorumluluklarını taşıyamadığını, kız kardeşlerinin sürekli ortak evde bulunduğunu ve eşi ile birlikte huzursuzluk yaptıklarını, davalı- davacı ve kardeşlerinin kendisini ve annesini ortak evden kovduğunu, barışma girişimlerinin sonuçsuz kaldığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla eşi ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... erkek vekili birleştirilen davaya cevap dilekçesinde; kadının iddialarının gerçek olmadığını, kabul etmediklerini, kadının eşi ile birlikte köye gelmediğini ve eşine hasat zamanı yardım etmediğini, müvekkilinin ailesi ile görüşmek istemediğini ve onları ortak konuta almadığını, müvekkilinin bütün maaşının kendisine verilmesini istediğini ve iş hayatına müdahale ettiğini, tarafların sorunlarının çözümü için uğraşan müvekkilinin annesine ve akrabasına hakaret ettiğini ve ortak konuttan kovduğunu, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, kadının açtığı birleştirilen davanın ve tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın, davaya cevap vermemiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleştirilen dava dilekçesinde; erkeğin annesinin ve kaynının evlilik birliğine müdahale ettiğini, erkeğin ise ailesinin etkisinde hareket ettiğini ve müvekkilini tartakladığını, hakaret ettiğini, psikolojik baskı uyguladığını, hastanede tedavi gördüğü sırada ilgilenmediğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın TEFE -TÜFE oranında artırılmasına, müvekkili lehine 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 19.03.2020 tarih ve 2020/45 Esas, 2021/260 Karar sayılı kararı ile; erkeğin asıl davasının ispatlanamadığı, birleştirilen davada erkeğin, kadına baskı uyguladığı, annesinin eşine hakaret etmesine sessiz kaldığı, düşük yaptığında hastanede eşi ile ilgilenmediği, hastaneye başta gelmediği, kadının başkaları tarafından hastaneye götürüldüğü, erkeğin telefonunda engelleme yaptığı, telefonla ulaşılamadığı, ailesinin özellikle annesinin evliliklerine müdahalesine karışmadığı, onların etkisinde kalarak eşi ve eviyle ilgilenmediği, evine hiç gelmediği, evlendikten sonra sürekli olarak başka yerlerde kaldığı, taraflar arasındaki geçimsizlikte erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, birleştirilen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir, 500,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına, kadın lehine 15.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevî tazminat ile erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili, hükmün tamamı yönünden; davalı- davacı kadın vekili, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ve yoksulluk nafakası miktarı ile reddedilen manevî tazminat talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 07.02.2022 tarih ve 2021/1282 Esas, 2022/280 Karar sayılı kararı ile; kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu, ayrıca, erkeğe yüklenen kusurlu eylemler ile kadının manevî tazminat talebinin reddine gerekçe yapılan kusurlu davranışlar arasında çelişki oluşturulduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kararın esası ile tarafların istinaf sebepleri incelenmeksizin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkeğin kazandığı paranın tamamını kendisine vermesini istediği, aralarındaki sorunların genellikle bu konu yüzünden çıktığını, kadının, erkeğin köyüne gidip kayısı hasadına yardım etmek istemediği, bu nedenle kavga ettikleri, tarafları barıştırmak için erkeğin annesi ile aracıların tarafların evine gittiğinde kadının, erkeğin annesine hakaret ettiği, erkeğin ise kadının ailesinin evine gitmesini istemediği, kadının düşük yaptığında aramalarına rağmen erkeğin telefonu açmadığı, daha sonra hastaneye geldiği, ancak kadınla çok fazla ilgilenmediği, davalı erkeğin evine çok gelmediği, evlendikten sonra sürekli olarak başka yerlerde kaldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkek ve kadının eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir, 500,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili, tanık beyanlarına göre erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, açtıkları davada boşanma talebinden vazgeçtiklerini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, birleştirilen davada boşanma isteminden vazgeçme nedeniyle boşanma kararının kaldırılması, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı ile reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, asıl ve birleştirilen davanın kabulü şartlarının bulunduğu, kadın yönünden maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşmadığı, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince kadın lehine takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarının makul olduğu gerekçesi ile davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili, tanık beyanlarına göre erkeğin tam kusurlu olduğunu, erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, açtıkları davada boşanma talebinden vazgeçtiklerini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, birleştirilen davada boşanma isteminden vazgeçme nedeniyle boşanma kararının kaldırılması, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı ile reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kadının birleştirilen davasında boşanma talebinden vazgeçmesinin feragat niteliğinde olup olmadığı, erkeğin davasının ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı ile reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 123 üncü, 307 nci, 309 uncu, 310 uncu ve 311 inci maddesi; 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi; 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı kadın vekilinin erkeğin boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davalı -davacı kadın vekilinin birleştirilen boşanma davası ve birleştirilen boşanma davasındaki fer'î taleplerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Feragat, 6100 sayılı Kanun'un 307 nci maddesinde, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış; 310 uncu maddesinde ise, hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebileceği düzenlenmiştir. Hiç kimse kendi lehine olan bir davayı açmaya zorlanamayacağı gibi, davacı da açmış olduğu bir davayı sonuna kadar takip etmeye zorlanamaz. Usul hukukumuzda kural olarak hüküm kesinleşinceye kadar davadan feragat edilebilir. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine de bağlı değildir.
Karşılıklı açılan boşanma davalarının İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda asıl ve birleştirilen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiş, hükmün davalı -davacı kadın vekili tarafından istinafı üzerine incelemeyi yapan Bölge Adliye Mahkemesince davalı -davacı kadın vekilinin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince verilen karar davalı -davacı kadın vekili tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, birleştirilen davada boşanma isteminden vazgeçme nedeniyle boşanma kararının kaldırılması, yoksulluk nafakasının miktarı ile reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmiştir.
Davalı -davacı kadın vekilinin 01.08.2022 tarihli istinaf dilekçesi ve 28.11.2022 tarihli temyiz dilekçesinde; "karşı davamızda boşanma talebinden vazgeçtiğimizden boşanma talebinin kaldırılmasına" karar verilmesini talep etmesi açmış olduğu boşanma davasından feragat ettiği anlamına gelmektedir. Bu hale göre, vekâletnamesinde davadan feragat yetkisi bulunan davalı -davacı kadın vekili gerek istinaf, gerekse temyiz dilekçesi ile birleştirilen davadan feragat ettiklerini açıkça, kayıtsız ve şartsız olarak bildirmiştir. O halde davalı -davacı kadın vekilinin birleştirilen davadan feragati hususunun değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davalı -davacı kadının birleştirilen boşanma davası ve birleştirilen boşanma davasındaki fer'î talepleri yönünden ortadan KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının davalı -davacı kadının birleştirilen boşanma davası yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı -davacı kadının birleştirilen boşanma davasındaki fer'î talepleri yönünden temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
3.Yukarıda (1.) paragrafta açıklandığı üzere davalı -davacı kadın vekilinin erkeğin boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
26.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...