Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3247 E. 2024/1332 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası devam ederken davacı erkeğin ölümü üzerine, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve davacı erkek lehine hükmedilen maddi-manevi tazminatın akıbeti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının evlilik birliğinin yükümlülüklerini yerine getirmediği, eşine kötü davrandığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğu, davacı erkeğin ölümüyle boşanma davasına devam edilemeyeceği, ancak sağ kalan eşin kusurunun belirlenmesinin mümkün olduğu ve bu kusur oranına göre maddi-manevi tazminat taleplerinin değerlendirilebileceği gözetilerek, davalı kadının kusurlu olduğunun tespitine ve davacı erkek lehine hükmedilen maddi-manevi tazminatın mirasçılara intikal etmediği gerekçesiyle, davalı kadının temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1822 E., 2022/2158 K

DAVA TARİHİ : 07.09.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

SAYISI : 2021/663 E., 2022/979 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkek vekili tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin ölümü nedeniyle evliliğin ölümle sona erdiğinden ve yeniden karar verilmesi gerektiğinden bahisle başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkek yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, evin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, erkeği aşağıladığını, küçük düşürdüğünü, eşinin hastalığıyla ilgilenmediğini, bakmayacağını söylediğini, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğini, evi terk ettiğini evlilik birliğinin kendisine yüklediği yükümlülükleri yerine getirmediğini, hakaretlere ve fiziksel şiddete maruz kaldığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında herhangi bir geçimsizliğin bulunmadığını, boşanmayı istemediğini, erkeğin çocukları ve torunlarına aşırı maddî destek sağlayarak tarafların zor koşullar altında yaşamalarına sebebiyet verdiğini bunun için müvekkil aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 11.11.2019 tarihli kararı ile; kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 3.000,00 TL maddî, 2.000,00 TL manevî tazminata, davalının maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tanıklarının dinlenmeden karar verildiğini, savunma hakkının kısıtlandığını, taraflar arasında görülen boşanma davasında karar verildikten sonra davacının öldüğü belirtilerek Mahkemece verilen karara karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulduğu görülmüştür.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 11.03.2021 tarihli kararı ile, Mahkemece verilen boşanma hükmü kesinleşmeden davacı erkeğin 28.02.2021 tarihinde öldüğü, bu durumda; evlilik birliği ölümle sona ermiş ve boşanma davasının konusu kalmadığı, davalının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca mirasçıların (davacı) davaya devam edip etmeyeceklerine göre kusur belirlemesi yapılması, davanın yeniden görülmesi için tüm deliller birlikte değerlendirilip oluşacak sonuca uygun bir karar verilmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı kadının eşine yönelik hakaretlerde bulunduğu, fiilen 15.07.2018'den beri ayrı yaşadıkları, ortak evlilikten çocuklarının olmadığı, davalının evlilik birliğinin devamı sırasında davacıyı ev içerisinde önemsemediği, azarlayıcı, küçümseyici sözler ettiği, "pis bu adam" diyerek gurur kırıcı cümleler kurduğu, davalının evlilik birliğini manevî bir birlikten çok maddî bir birlik olarak gördüğü, davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları gereği gibi yerine getirmediği, evlilik birliğinin sona ermesinde davalının tam kusurlu olduğu, davacının 28.02.2021 tarihinde dava devam ederken vefat ettiği, davacı mirasçılarının davaya kusur belirlemesi yönünden devam etmek istediklerini belirttikleri, kusur yönünden davaya devam olunarak, evliliğin davacının vefatı ile sona erdiğinden boşanma davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı erkek yararına 3.000,00 TL maddî, 2.000,00 TL manevî tazminata, davalının maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; miras bırakanın çocukları ve torunlarının yönlendirmesiyle dava açtığını, tanık olarak beyanlarının hükme esas alınamayacağını, tek taraflı tanıklık yaptıklarını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, maddî-manevî tazminat şartlarının oluşmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davaya süresi içerisinde cevap vermeyen davalıya delil göstermesi için süre verilmesine yasal olarak imkan bulunmadığı, davalının süresinde cevap dilekçesi sunmamış olması dikkate alındığında, karardan sonra davacı eşin vefatı nedeniyle evliliğin ölümle sona erdiği, boşanmaya neden olan olaylarda sağ kalan kadın eşin erkek eşi yok saydığı, konuşmalarından dolayı tersleyip azarladığı ve kusurlu olduğu, davalının delillerinin toplanmamasında usule aykırılık görülmediği, Mahkemece kusur tespitine ilişkin hüküm kurulmamasının, kabule göre de, boşanmanın fer'î mahiyetinde maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulü yönünden hüküm kesinleşmeden erkek vefat ettiğinden erkeğin maddî ve manevî tazminat istekleri mirasçılara intikal etmeyeceğinden (Y 2.HD, 30.10.2017 tarih, 2017/1029 - 2017/11840 E / K) boşanmanın fer'îsi olan maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulüne dair yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olduğu, davalının istinaf talebinin kusur oranıyla ilgili hüküm kurulmaması ve aleyhe hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden kısmen kabulü ile ilgili hükümlerinin kaldırılarak, boşanmaya neden olan olaylarda davalının kusurlu olduğunun tespitine, davacının maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; miras bırakanın çocukları ve torunlarının yönlendirmesiyle dava açtığını, tanık olarak beyanlarının hükme esas alınamayacağını, tek taraflı tanıklık yaptıklarını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kusur belirlemesinin hatalı olduğu yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 181 inci maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.