Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3294 E. 2024/565 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen tazminatlara uygulanan yasal faizin davalı erkeğin istinaf talebi dışında Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılıp kaldırılamayacağı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, davacı kadın yararına hükmedilen tazminatlara uygulanan yasal faize ilişkin bir istinaf talebi olmaması ve istinaf incelemesinin 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminatlara uygulanan yasal faiz yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2054 E., 2023/138 K.

DAVA TARİHİ : 10.12.2018

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskil Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/62 E., 2022/18 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek asıl tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın asıl dava dilekçesinde; erkeğin evliliğin başından beri fiziksel şiddet uyguladığını, bu nedenle bir çok defa evi terk etmek zorunda kaldığını, araya aracıların girmesi ile eve geri döndüğünü, ancak fiziksel şiddet ve hakaretlerin son bulmadığını, erkeğin en son fiziksel şiddeti ve hakaretlerinden sonra kadının baba evine sığındığını, erkeğin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500.00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek asıl cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, kadının sürekli tartışma çıkardığını, her konuda inatlaştığını, hiçbir şeyi beğenmediğini, erkeği sürekli aşağıladığını ve beğenmediğini, ekonomik durumu aşan taleplerde bulunduğunu, kadının erkek ile aynı iş yerine girmesine yardımcı olduktan sonra kibirlendiğini, erkeği aşağı görmeye başladığını, sürekli işverene erkeği şikayet ederek işten çıkartılmasına neden olduğunu, kadının çok geçimsiz ve agresif olduğunu, komşuları ile de geçinemediğini, erkeğin ailesine ağır hakaretler ettiğini, erkeğin ailesinin kadının tutumu nedeniyle ortak konuta gelemediğini, eve gelen misafirin yanında erkeğe "canımı sıkma seni boşarım" diyerek küçük düşürdüğünü, en son iş yerinde yine aşağı görerek tepsiyi tezgaha vurarak "sen yıkayacaksın" dediğini, erkeğin de tepsiyi kadına iterek "dost musun düşman mısın" dediğini, o gün akşama kadar iş yerinde çalıştıklarını, ertesi gün hakkında şikayette bulunduğunu öğrendiğini, kadın yüzünden işsiz olduğunu, kadının ise şuan çalışıyor olduğunu, davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 12.02.2020 tarihli 2018/162 Esas, 2020/19 Karar sayılı kararı ile erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulayarak tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve Huriye'nin velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 50,00 TL tedbir ve 150,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 5.000 TL maddî ve 5.000 TL manevî tazminata karar verilmiş olup hüküm, davacı kadın vekili tarafından tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden; davalı erkek asıl tarafından tanıklarının dinlenmemesi, davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk ...'ın velâyeti, hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesinin 16.02.2021 tarih 2020/965 esas 2021/214 karar sayılı kararın ile erkeğin tanıklarının tanıklık yapmaktan çekinmesi sebebi ile erkek tarafından sunulan 30.09.2019 tarihli ikinci tanık listesinde bildirdiği tanıkların dinlenmediği gerekçesi ile kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin mahkumiyet ile sonuçlanan ceza yargılamasında erkeğin elinde bulunan tepsiyi kadına itmek suretiyle basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde şiddet uyguladığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, kusur durumu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kişilik haklarının ihlali ve hakkaniyet ilkesi gereği kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, velâyet hususunda alınan uzman raporunun usule uygun ve denetime elverişli olduğu gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuklar ... ve Huriye'nin velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve 300,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve 300,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 10.000 TL maddî ve 10.000 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek asıl istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, şu anda işsiz olması nedeniyle hükmedilen nafaka ve tazminatları ödeyemeyeceğini, ortak çocuk ...'ın velâyetinin tarafına verilmesi gerektiğini, ortak çocuğun da mahkemede babanı yanında kalmak istediğini söylediğini belirterek davanın kabulü, kusur belirlemesi, ortak çocuk ...'ın velâyeti, hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile verilen kaldırma kararında erkeğin 30.10.2019 tarihli delil listesi ile bildirdiği tanıkların dinlenmemesi gerekçe gösterildiği, İlk Derece Mahkemesince ise erkeğin yeni bildirdiği delil listesindeki tanıkların dinlenerek hükme esas alındığı, ikinci tanık listesi yasağı kapsamında kalan tanıklar dinlenilmiş ise de kadının istinaf talebi bulunmadığından erkek yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu, erkeğe yüklenen kusurun yerinde olduğu, kadının ise erkeği aşağıladığının sabit olduğu, bu halde erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, ortak çocuk ...'ın dava tarihinden itibaren anne yanında yaşamadığının anlaşıldığı, bu nedenle bu ortak çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilemeyeceği, tedbir nafakasının dava tarihi itibariyle kaldırılması gerektiği, yine ortak çocuk ...'ın istinaf aşamasında reşit olduğunun anlaşıldığından erkeğin bu çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasına yönelik istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, kadının tazminatlara ilişkin faiz talebi bulunmamasına rağmen yasal faize hükmedilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının az, erkeğin ise ağır kusurlu olduğunun tespitine, erkeğin ortak çocuk ...'ın velâyetine ve bu çocuğun iştirak nafakasına yönelik istinaf talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin ortak çocuk ... yararına hükmedilen tedbir nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile bu tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına, erkeğin kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlara işletilen yasal faize yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerindeki "Boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile " ibaresinin kaldırılmasına, erkeğin sair istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin ikinci tanık listesinde dinlenen tanıklarının İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınmadığı ancak Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf talebi bulunmadığı gerekçesi ile erkek yararına bu yönde usulü kazanılmış hak oluştuğu belirtilerek kadın aleyhine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu,ikinci tanık listesine muvafakatlerinin olmadığının duruşmada bildirildiğini, bununla birlikte erkeğin istinaf dilekçesinde tazminatlara uygulanan yasal faize ilişkin bir istinaf talebi bulunmadığını belirterek kusur belirlemesi ve tazminatlara uygulanan faizin kaldırılması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadına yüklenen kusurun dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadının istinaf dilekçesi sunmaması karşısında erkeğin ikinci tanık listesindeki tanıklarının dinlenmesinin erkek lehine usulü kazanılmış hak oluşturup oluşturmayacağı, hükmedilen tazminatlara uygulanan yasal faizin kaldırılmasının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 355 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.6100 sayılı Kanun'un 355 inci maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ayrıca hükmün sonuç kısmında her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmalı ve taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut olayda, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı erkek vekilinin, kadın yararına hükmedilen tazminatlara uygulanan faiz yönünden açık istinaf talebi bulunmadığı halde, davacı kadının yasal faiz talebi bulunmadığı gerekçesi ile hüküm altına alınan tazminatlara uygulanan yasal faizin kaldırılmasına karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatlara uygulanan faiz yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

2. Davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.