Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3480 E. 2024/96 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur durumu, maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerindeliği hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre davalı-davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren kusurlu davranışlarının sabit olduğu, hükmedilen tazminat miktarının da uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1596 E., 2023/134 K.

DAVA TARİHİ : 19.11.2019- 19.02.2020

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 18. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/1455 E., 2021/1113 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddet uyguladığını, erkeğin sinirli olduğunu, hakaret ve tehdit ettiğini, aşağıladığını, kadını sadakatsizlikle suçladığını, aşırı kıskanç olduğunu, tartışmalarda küfürler ettiğini, başkalarının yanında da küfürlü konuştuğunu, zamanla fiziksel şiddet de uygulamaya başladığını, kadının fiziksel özelliklerini ve mesleğini küçümsediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, düğünün kadının babasından alınan borç ile yapıldığını, daha sonra erkeğin kadını kazanç kapısı haline getirdiğini ve kadının babasından farklı bahanelerle borç istemek zorunda kaldığını, düğünde takılan altınları habersiz şekilde aldığını, bununla bedelli askerlik masrafını karşıladığını ve şirket kurduğunu, evin masraflarının kadın tarafından karşılandığını, kadın artık zorlandığını belirtince kadını paragözlükle suçladığını, işi gereği göz önünde olduğunu belirterek pahalı harcamalar yaptığını ve parasını kadına ödettiğini, para kazanmasına rağmen kadından para sakladığını, anlaşmalı boşanma için şartlar ileri sürdüğünü, evin borçlarının karşılanması için kadından para talep ettiğini, tarafların 2019 yılı Ekim ayından beri ayrı yaşadıklarını belirterek davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının erkeğin soyadını kullanmaya devam etme iznine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap / cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının iddialarının asılsız olduğunu, evlilik süresince erkeğin üniverisite öğrencisi olduğunu, kadının bu durumu bilerek evlendiğini ancak daha sonra bunu sorun ettiğini, erkeğin para kazanamadığı dönemde ekonomik şiddet uyguladığını, kıskançlığa ve fiziksel şiddete maruz kaldığını, ağır hakaretler ettiğini, erkeği işsiz olması nedeniyle sürekli aşağıladığını, kadının sebepsiz değişen bir ruh halinin bulunduğunu, sürekli sinir krizleri geçirdiğini, sürekli tartışma çıkararak tehdit ettiğini, kadının gecenin bir vaktinde tütsülerle dini ritüeller yaptığını, erkeğin kendisine yakışmadığını söyleyerek aşağıladığını belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, yasal faizi ile birlikte 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin evlilikleri boyunca kadına sürekli hakaret ettiği, kadını tehdit ettiği, arkadaşlarının yanında aşağıladığı, başka kadınlarla kıyasladığı, eviyle maddî olarak ilgilenmediği, maddî giderleri kadının üstlendiği, kadına kredi çektirmeye çalıştığı, "paragöz" dediği, bu eylemlerin dosya kapsamına göre sabit olduğu, erkeğin kadına dava açılmadan yaklaşık 1 ay önce gönderdiği mektup içeriğine göre kadını affettiği, tekrar eve dönmesini istediği, tekrar ev tutmak istediği, onu çok sevdiği, doğacak çocuğun babası olmaya hazır olduğunu belirttiği, mektubun gönderilme tarihi ile dava tarihi arasında yeni bir vakıanın yaşanmadığı, bu durumun af olarak değerlendirilmesinin gerektiği, kadına kusur yüklenemeyeceği ve erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, çalıştığı ve geliri olması nedeniyle kadının tedbir nafakası talebinin reddine, kadın yararına boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 28.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma hükmüne bir itirazlarının bulunmadığını, soyut ve duyuma dayalı tanık beyanlarının hükme esas alındığını, sunulan delillerin ve erkeğin tanıklarının beyanlarının dikkate alınmadığını, erkeğin kadına gönderdiği mektubun af kapsamında sayılmasının hatalı olduğunu, mektubun evliliği kurtarma çabası içeren bir iyiniyet göstergesi olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların haksız ve fahiş olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davalı-davacı erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; yeterli istinaf incelemesinin yapılmadığını, kadının tanıklarının beyanlarının soyut ve duyuma dayalı olduğunu, kadının psikolojik şiddetinin ispatlandığını, kadına gönderilen mektubun af kapsamında sayılmasının hatalı olduğunu, mektubun sadece evliliği kurtarmaya yönelik bir iyiniyet göstergesi olduğunu, kadının erkeğin öğrenci olduğunu bilerek evlendiğini, bu nedenle erkeğe maddî giderlere katılmama kusurunun yüklenmesinin doğru olmadığını, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadının tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların haksız ve fahiş olduğunu, esastan ret kararının kaldırılması gerektiğini belirterek asıl davanın kabulü, karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikteki geçimsizlik bulunup bulunmadığı, var ise geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, şartları var ise miktarlarının dosya kapsamı ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkeğin davasının reddi hükmünün dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.