Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3569 E. 2024/78 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirleme, velayet, iştirak, yoksulluk ve tedbir nafakaları ile maddi ve manevi tazminat miktarlarının yerindeliği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, tanık dinletilmemesine ilişkin usul kurallarına uygun davrandığı, delillerin değerlendirilmesi ve kusur belirlemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, nafakalar ve tazminat miktarlarının da tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile dosya kapsamına uygun olduğu gözetilerek direnme kararı onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/532 E., 2023/324 K.

DAVA TARİHİ : 29.01.2020- 13.03.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/78 E., 2021/412 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

... erkek vekili dava ile cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; taraflar arasında Rize Aile Mahkemesi'nin 2018/201 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açılmış ise de, tarafların davadan feragat ettiklerini, tekrar bir araya geldikten sonra tartışmaların başladığını, kadının müvekkili ile birlikte yatmadığını, uzak durduğunu, hakaret ve küfür ettiğini, evlilik birliği yükümlülüklerinden ev işlerini yapmadığını, aile büyüklerine ve misafirlere iyi davranmadığını, aile apartmanında oturduklarını, ancak kadının sürekli başka yere taşınmak için baskı uyguladığını, darp edildiği iddiası ile gerçek dışı beyanda bulunduğu, kadının iddialarını kabul etmediklerini, evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin iddialarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, müvekkili tarafından açılan feragat ettikten sonra davalının, müvekkilinin kimseyle görüşmesine izin vermediğini, ailesiyle dahi görüştürmediğini, kısıtladığını, müvekkiline sürekli fiziki şiddet uyguladığını, erkeğin aldatma eylemlerine devam ettiğini, müvekkilini aşağıladığını, hakaret ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, babasının da hakaret ve tehdit ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla erkeğin asıl davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline bırakılmasına, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadına karşı fiziki şiddet uyguladığı ve bu hususta Kocaeli 1. Asliye Ceza Mahkemesince kovuşturması yapılıp suçun sabit görüldüğü ve kararın kesinleştiği, bu eylemi ile erkeğin, kadının vücut bütünlüğüne karşı saygı duymadığı gibi, evlilik birliğinin yükümlülüklerinden saygı ve sevgi ilkesini ihlal ettiği, aynı zamanda eşinin kişilik haklarına karşı da saldırıda bulunduğu, bu eylemi nedeniyle erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına atfedilen kusurların ise ispatlanamadığı gerekçesi ile, erkeğin asıl davası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadının karşı davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ... Emre'nin velâyetinin babaya verilmesine ve annesi ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk Hayrunnisa Bayrak'ın velâyetinin anneye verilmesine ve babası ile kişisel ilişki kurulmasına, çocuk Hayrunnisa lehine 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 40.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükemdilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın tarafından bildirilen tanık ...nın kesin sürede bildirilen adresine tebligat yapılamadığı, bu tanığın yurt dışında olduğunun bildirildiği, fiziksel şiddete ilişkin dosyaya delil olarak bildirilen Kocaeli 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/477 Esas, 2021/598 Karar sayılı dosyasında tanık olarak Müjdat K.nın beyan bulunduğu da dikkate alındığında, Mahkemece bu tanığın dinlenmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, af veya hoşgörü kapsamında kalan eylemler ile boşanma davasından sonra gerçekleşen eylemlerin boşanmada kusur belirlemesinde esas alınamayacağı, erkek tarafından kadına yönelik ileri sürülen kusurların taraflarca feragat edilen davadan sonra gerçekleştiğinin ispatlanamadığı, erkeğin kusurları yönünden ise Mahkemece kabul edilen kusurların sübuta erdiği, af sonrası devam eden evlilik birliği içerisinde erkeğin sadakat görevine aykırı davrandığına dair iddianın kadın tarafından ispatlanamadığı, yine de, erkeğin boşanmada tam kusurlu olduğu, delillerin değerlendirmesinde ve kusur belirlemesinde usul ve esas yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesinin uygun olduğu, erkek boşanmada tam kusurlu olduğundan kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinde, kadın ve ortak çocuklar için tedbir nafakasına, düzenli işi ve geliri olmayan, boşanmakla yoksulluğa düşecek olan kadın lehine yoksulluk nafakasına, velâyeti anneye verilen çocuk Hayrunnisa lehine iştirak nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilikte geçen süre, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alındığında, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile velâyet görevi anneye bırakılan çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının da yerinde olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili, eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, ortak çocuk lehine hükemdilen tedbir ve iştirak nafakası miktarları, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında eksik inceleme ile karar verilip verilmediği, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi 327 nci, 328 inci, ve 330 uncu maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 194 üncü maddesi, 240 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle kadın tanığı Müjdat K. nın bildirilen adresinde davetin yapılamaması üzerine Mahkemece verilen kesin süre içerisinde kadın tarafından sunulan yeni adresinde de davetin yapılamadığı, bu durumda 6100 sayılı Kanun'un 240 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası gereğince kadın tanığı Müjdat K.nın dinlenilmesinden vazgeçilmiş sayılmasına karar verilmesi gerektiğinden Mahkemece, kadının tanığı Müjdat K.nın dinlenilmesinden vazgeçilmesinin sonucu itibari ile doğru olduğunun anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

10.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.