"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/281 E., 2023/316 K.
KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/691 E., 2022/640 K.
Davacı-karşı davalı kadın vekilinin açtığı bağımsız tedbir nafakası davası ile davalı-karşı davacı erkek vekilinin açtığı karşı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kısmen kabulüne, erkeğin davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen boşanma davası ve kadının kabul edilen bağımsız tedbir nafakası davası yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen boşanma davası ve kadının kabul edilen bağımsız tedbir nafakası davası yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması halinde anılan Kanun'un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun'un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre temyize konu kadının bağımsız tedbir nafakası davasında kabul edilen tedbir nafakası yıllık toplam miktarı 15.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı-karşı davacı erkek vekilinin asıl dava yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-karşı davacı erkek vekilinin kusur belirlemesi ve reddedilen boşanma davası yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının kendisinden evlendikleri 2012 yılında imam nikahlı yaşarken 700.000,00 TL değerinde karşılıksız senet alıp aynı miktarda kendisinin de senet verdiğini ve kendisinde yedi emin olarak duracağını beyan ettiğini, daha sonra da kendi senedini yırtıp kendisine ait aldığı senedi evden kovması ve kandın evine sığınması sebebiyle icra müdürlüğüne tahsile koyduğunu, senedin muhtara tebliğ edildiğini, oradan erkeğin alıp senin hakkındaki senedi tahsile koydum fakat vazgeçiyorum, bir şey olmaz diye ödeme emrini yırttığını ve senedin kesinleşmesini sağladığını, hal böyle iken kendisinin resmi nikahlı olması sebebiyle evden kovduğunu, eve başka kadın getirip gayri resmi yaşamaya başladığını ve sonralarda iş ortağım diye yalan beyanlarda bulunduğunu, beş aya yakın bir zamandır kadın sığınma evinde kalmasına rağmen kendisine hiç bir yardımda bulunmadığını, evde bulunan eşyalarını da satacağını beyan ettiğini, kendisinin şu anda hiçbir gelirinin bulunmadığını, erkeğin tır şoförlüğü yaptığını, aylık 5.000,00 TL nin üzerinde geliri bulunduğunu, dava açmak zorunda kaldığını, açıklanan nedenlerle gerekli yargılamanın yapılarak, dava tarihinden geçerli olmak üzere aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının beyanlarının gerçek dışı olduğunu, aralarında ki sevgi ve ... güçlenir mi düşüncesi ile resmi nikah yaptığını, ancak tam tersinin olduğunu, yaklaşık 1,5 ... önce taraflar arasında basit sebeplerden yine tartışma çıktığını, müvekkilinin yatıştırmaya çalışmasına rağmen kadının avazı çıktığı kadar bağırmaya başlaması üzerine eve polislerin geldiğini, müvekkilinin ortada ciddi bir durum olmadığını beyan ettiğini, ancak kadının evden ayrılmak istediğini beyan ederek polislerle birlikte evden ayrıldığını, sonrasında geçen süre zarfında eve dönmediğini, aramadığını, sormadığını, gizlenerek müvekkilinin kendisine ulaşmasına da fırsat vermediğini, her olayı kavgaya dönüştüren, her kavgalarında müvekkiline hakaretler eden, agresif ve takıntılı tavırları ile müvekkilinin tüm yakınlarını çevrelerinden uzaklaştırıp küstüren, müşterek konutu ve müvekkilini terk ederek ... süredir müvekkilinin bilgisi ve onayı olmaksızın bir hayat yaşayan karşı davalı ile birlikte hayatın çekilmez hale geldiğini, evliliğin devamında her iki taraf için korunmaya değer bir yarar kalmadığını belirterek kadının davasının reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili için 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin son olayda kadına fiziksel şiddet uyguladığı, karşı basit yaralamadan ceza aldığı ve cezanın itiraz edilmeden kesinleştiği, bu fiziksel şiddet olayının sonrasında kadının evden ayrıldığı ve 10.08.2021 tarihine kadar konuk evinde kaldığı, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispatladığı, diğer iddialarını ise ispatlayamadığı, erkeğin dinlenen tanık beyanları ve dosya arasına alınan soruşturma dosyalarının incelenmesinden kadının evlilik birliğini temelinden sarsacak bir kusuruna rastlanmadığı gerekçesiyle kadının bağımsız tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile kadın için dava tarihinden itibaren aylık 1.250,00 TL tedbir nafakasına, erkeğin karşı boşanma davasının ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kadının evi kendi arzusu ile terk ettiğini, müvekkil tarafından herhangi bir terke zorlama eylemi olmadığı gibi bu zaman zarfında eve geri dönmediğini ve müvekkille iletişim dahi kurmadığını, kadının sürekli olarak müvekkilden gizlenerek onun kendisine ulaşmasına da fırsat vermediğini, ayrı yaşamakta herhangi bir haklı gerekçesi olmayan, ortak konutu terk eden kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, iddiaların aksine müvekkilim şu an işsiz olup herhangi bir geliri bulunmadığını belirterek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen tedbir nafakası davası ve reddedilen karşı boşanması davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemler 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na (6100 sayılı Kanun) uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği gerekçesiyle erkek vekilinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilkeçesini tekrarla kusur belirlemesi, kadının kabul edilen tedbir nafakası davası ve reddedilen karşı boşanması davası yönünden karara karşı temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 ... maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin kadının kabul edilen bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin kusur belirlemesi ve reddedilen boşanma davasına yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.