"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1577 E., 2023/196 K.
DAVA TARİHİ : 18.07.2017
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : KDZ.Ereğli Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/538 E., 2022/486 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davacı-davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının usulüne uygun olarak tamamlanmadığı gerekçesiyle, başvurunun kabulü ile eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve birleşen davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü kısmen esastan reddi ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1-Davacı-davalı erkek dava dilekçesinde özetle; beş yıldır ayrı yaşadıklarını, hiçbir şekilde bir araya gelmediklerini, aralarında karı koca bağı kalmadığı gibi sevgi ve saygısının da kalmadığını, kadına karşı boşanma davası açtığını, Kdz. Ereğli Aile Mahkemesinin 2016/485 Esas, 2017/313 Karar sayılı ilamı ile boşanma davasının reddine karar verildiğini, kadın tarafından da nafaka davası açıldığını kadın yararına aylık 200,00 TL, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiğini iddia ederek; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, taleplerinin ise hukuka aykırı olduğunu, 8-9 senedir ayrı yaşadıklarını ve kadının evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tam kusurlu olduğunu, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilamından önce açılmış derdest dava olduğunu, bu dava bitmeden yeni bir dava açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadının açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek iş bu dosyanın kendi dosyası ile birleştirilmesine itiraz ettiğini beyan etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadına dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiştir.
2.Davalı- davacı kadın vekilinin Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararından sonra sunduğu birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin emekli olmasından sonra başka kadınlar ile görüşmesiyle başladığını, eve geç geldiğini, alkol kullandığını, eve sabahları geldiğini sonrasında ortak eve hiç gelmediğini, ilk boşanma davası açılmadan önce evi terk ettiğini ve Kdz Ereğli'ye taşındığını, 05.11.2013 tarihinde taşınmazlarını mal kaçırmak için sattığını, satış sonrası müvekkilinin ve çocuklarının polis zoru ile evden çıkartıldığını, sokakta kaldıklarını, erkek eş tarafından ilk açılan boşanma davasının erkeğin kusurlu olması nedeniyle reddedildiğini, daha sonra açtığı davada da 3 yıllık süre dolmadığından reddedildiğini, davacı-davalı erkek eşin boşanma davalarından önce ve sonrasında sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkiline ve ortak çocuklara şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, küçümsediğini, alkolün etkisi ile kötü davrandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakaya TÜİK'in belirlediği tüketici ve üretici fiyat endeksi ortalaması oranında artış yapılmasına ve 100.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 26.04.2018 tarih ve 2017/443 Esas, 2018/392 Karar sayılı ilamı ile; erkek eşin kadın karşı Zonguldak 1. Aile Mahkemesinin 2013/316 Esas, 2013/644 Karar sayılı dosyası ile boşanma davası açtığı, davanın reddine karar verildiği, kararın 10.09.2013 tarihinde kesinleştiği, tarafların daha önce reddolunan boşanma davasından sonra da tarafların fiili olarak bir araya gelmedikleri, ortak hayatın yeniden kurulmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, toplumun ve tarafların evlilik birliğinden beklediği menfaatin kalmadığı gerekçesiyle; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı-davalı erkek eşin maddî manevî tazminat ve nafaka talepleri bulunmadığından bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin17.07.2020 tarih ve 2019/1122 Esas, 2020/850 Karar sayılı kararı ile, kadına ön inceleme duruşma gününün tebliği ve 26.04.2018 tarihli tahkikat ve sözlü yargılama duruşma günün tebliğinin tebligat kanununa aykırı yapıldığı gerekçesiyle; başvurunun kabulü ile hükmün istinaf edilmeden kesinleşen boşanma hükmü dışında kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine ve kaldırma sebebine göre sair istinaf itirazlarının incelenmemesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasında daha önce görülen ve ret ile sonuçlanan Zonguldak 1. Aile Mahkemesinin 2013/316 Esas, 2013/644 Karar sayılı kararın kesinleşme tarihinden sonra erkeğin başka bir kadınla gayri resmi nişan töreni yaparak güven sarsıcı davranışta bulunduğu, evi terk ederek kadını ve ortak çocukları bırakarak birlik görevlerini ihmal ettiği, kadının ve ortak çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığının, tarafların bir araya gelmediklerinin, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, fiili ayrılık döneminde kadına kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığının ispatlanamadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkek eşin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında davalı - davacı cevap dilekçesi sunmamış ise de ön inceleme aşamasında ve sunmuş olduğu beyan dilekçeleri ile tanıkları olduğunu bildirdiğinden sadece savunma amaçlı olarak dinlenildiği belirtilmiş ise de muvaffakatlarının olmadığını, her ne kadar delil değeri taşımadığı iddia olunsa da mahkemece kanaat oluşturmada hukuki bir değer taşımada katkıda bulunduğunu, davalı-davacının, süresinden sonra tanıklarını bildirdiğini, duruşmada tanıklarının dinlettiğini, tanıklarının beyanlarının delil olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda müvekkilinin kusurunun olmadığını, davalı-davacı yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesinin hatalı, miktarlarının da fahiş olduğunu, davalı-davacı tanıklarının beyanlarına göre kadının tekstil fabrikasında çalıştığını belirterek kararın kaldırılmasını, birleşen davanın reddini, aksi halde nafaka ve tazminat miktarlarının azaltılmasını, nafakaya sınırlı süreli olarak hükmedilmesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin kabul edilen boşanma davası, vekâlet ücreti ve yargılama gideri, kabul edilen tazminat ve nafakaların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı - davalı erkeğin dava dilekçesi ile eylemli ayrılık nedenine dayalı olarak açtığı boşanma davasında Kdz Ereğli Aile Mahkemesinin 2016/485 Esas, 2017/313 Karar sayılı dosyasını dayanak olarak bildirdiği, her ne kadar gerek 09.08.2017 tarihli dilekçe gerekse 29.03.2021 tarihli dilekçe ile dayanak olarak Zonguldak 1. Aile Mahkemesinin 2013/316 Esas, 2013/644 sayılı dosyası gösterilmiş ise de erkek vekili tarafından verilen dilekçelerin ıslah dilekçesi olmadığı, bu yönde bir ıslahta yapılmadığından eylemli ayrılık nedeni ile açılan davaya dayanak yapılan ilamın Kdz Ereğli Aile Mahkemesinin 2016/485 Esas 2017/313 Karar sayılı dosyası olduğu, buna göre taraflar arasında Kdz Ereğli Aile Mahkemesinin 05.05.2017 tarih ve 2016/485 Esas, 2017/313 Karar sayılı dava dosyası ile görülen boşanma davasının reddine ilişkin verilen kararın 08.07.2017 tarihinde kesinleştiği, erkeğin açtığı davanın üç yıl geçmeden 18.07.2017 tarihinde açıldığından erkeğin davasının süre yönünden reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek kabul kararı ile boşanmaya hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, birleşen dava yönünde ise; erkek eşin "eve geç geldiği bazı zamanlar hiç gelmediği" kabul edilmiş ise de, bu yöndeki kusurun 2013 yılında açılan ve reddedilen boşanma davasından önceki döneme ilişkin olduğu ve hükme esas alınamayacağından gerekçeden çıkarılması gerektiği, kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre yine de davacı - davalı erkek eşin tam kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesinin kusur derecelendirmesine ilişkin kararın isabetli olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının az olduğu, erkeğin kusur belirlemesine, kadının erkeğin kabul edilen boşanma davası, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatların miktarına, asıl davada yargılama giderleri ve vekâlet ücreti verilmesine yönelik istinaf başvurularının kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; erkeğin eylemli ayrılık nedeni ile açılan boşanma davasının süre yönünden reddine, kadın yararına muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, dava tarihinden Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine kadar aylık 500,00 TL, karar tarihinden boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar geçerli olmak üzere aylık 1.200,00 TL tedbir nafakası ve yoksulluk nafakasına,nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, 100.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, asıl davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 9.200,00 TL vekâlet ücretinin erkek eşten alınarak kadına verilmesine; tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen boşanma davası ve vekâlet ücreti, kusur belirlemesi, kadın lehine kabul edilen tazminatlar ve nafakaların kabulü ve miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının kabul edilen boşanma davası temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden, erkeğin eylemli ayrılık sebebiyle açılan boşanma davası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve kadın yararına hükmedilen nafakaların kabulü ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci, ikinci ve dördüncü fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2.Erkek eş 18.07.2017 tarihinde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince boşanma davası açmış, davasına dayanak olarak Kdz Ereğli Aile Mahkemesinin 2016/485 Esas 2017/313 Karar sayılı dosyasını bildirmiştir. Bu talebini ön inceleme duruşmasından önce 09.08.2017 tarihli " tanık listesi ve beyan hakkında" dilekçesi ile dayanak Mahkeme kararının Zonguldak 1. Aile Mahkemesinin 2013/316 Esas, 2013/644 Karar sayılı dosyası olduğunu beyan etmiştir.
3.Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe, iddia ve savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakatinin hükümleri saklıdır. (6100 sayılı Kanun md. 141 /1-2).
4.İlk Derece Mahkemesi 26.04.2018 tarih ve 2017/443 Esas, 2018/392 Karar sayılı ilamı ile; erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmiş, davalı-davacı kadın tarafından mahkeme kararı istinaf edilmiştir, Bölge Adliye Mahkemesi 17.07.2020 tarih ve 2019/1122 Esas, 2020/850 Karar sayılı ilamı ile; dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının usulüne uygun olarak tamamlanmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun kabulü ile eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek dava dilekçesinin davalı-davacıya usulüne uygun tebliğ yapılması ile dilekçeler aşamasına başlanılmış, davalı-davacı kadın evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak dava açmış ve davaların birleştirilmesine karar verilmiştir.
5.Davacı asıl 09.08.2017 tarihli tanık listesi ve beyan dilekçesi ile gerek vekili tarafından verilen 29.03.2021 tarihli dilekçe ile dayanak dosya olarak Zonguldak 1. Aile Mahkemesinin 2013/316 Esas, 2013/644 Karar sayılı dosyası gösterilmesinin iddia veya savunmanın değiştirilmesi yasağı içerisine girmeyeceğinin kabulü gerekir.
6.O halde, davacı-davalı erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 166 son maddesi gereğince açtığı boşanma davasına Zonguldak 1. Aile Mahkemesinin 2013/316 Esas, 2013/644 Karar sayılı ilamının dayanak alınması gerekirken, iddia ve savunma yasağı içerisinde değerlendirilerek erkeğin davasının reddine karar verilmesi doğru değil ise de kadının davasında verilen boşanma hükmü temyize konu edilmeyerek kesinleşmiş olup erkeğin davası konusuz kalmıştır. Bu hale göre erkeğin boşanma davası hakkında konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmetmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve Kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin davasının reddi ile bu davaya yönelik yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden BOZULMASINA,
2.Davacı-davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ONANMASINA,
İstek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.