"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2466 E., 2023/424 K.
DAVA TARİHİ : 08.08.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/566 E., 2021/370 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle erkek eşin pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma talebinin reddine, her iki tarafın evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının, her fırsatta eşine ve ailesine hakaret ettiğini, eşini ve ailesini evden kovduğunu, cinsellikten kaçındığını, en mahrem konuları üçüncü kişilerle paylaştığını, eşinin ekonomik gücünün yetersiz olduğu gerekçesi ile onu aşağıladığını, çocuklara hakaret edip şiddet uyguladığını, her iki tarafın akrabalarının eve gelmesini istemediğini, en son 2019 yılı Ağustos ayında eşinin ablası ile birlikte pikniğe gitmesini sorun haline getirip müvekkiline ve kız kardeşine hakaret ettiğini iddia ederek; tarafların, pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin, müvekkili ilk çocuğuna 8 aylık hamile iken burnunu, başka bir olayda da parmağını kırdığını, müvekkiline yönelik sözlü ve bedensel şiddetin sürekli devam ettiğini, tarafların kayınvalidesi ile birlikte yaşayıp kayınvalidesi ve görümcesinin müvekkiline sözlü eziyet ettiğini, en son müvekkilini evden kovarak ortak çocukları alı koyduklarını, çocukları uzun bir süre anneleri ile görüştürmediğini, fiili ayrılıkta müvekkiline telefon ile ağır ve çirkin mesajlar gönderdiğini iddia ederek;asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin annelerine verilmesine, çocukların her biri için aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,000 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ... tanıkları ... ve ...'nın beyanlarında geçen olayların zamanının belli olmadığı, ... tanıkları ..., ..., ..., ...'in beyanlarında geçen olaylardan sonra tarafların birlikte yaşadıkları, ... tanığı ...'in bir kısım beyanlarındaki olayların zamanının belirsiz olduğu, bir kısım beyanlarında geçen olaylardan sonra tarafların birlikte yaşadıkları, ... tanığı ...'un bir kısım beyanlarında geçen olaylardan sonra tarafların birlikte yaşadıkları, tanığın bir kısım beyanlarının ... erkekten duyuma dayandığı, davalı-davacı tanıklarından ...'ın görgüye dayalı bilgisinin olmadığı, beyanının davalı-davacı kadından duyuma dayandığı, kadın tanıkları ..., ...'ın beyanlarının genel ve soyut beyanlar olduğu, kadın tanıkları ... ve ...'ın beyanlarında geçen bir kısım olaylardan sonra tarafların bir arada yaşadıkları, bir kısım beyanlarının genel beyanlar ve duyuma dayalı beyanlar olduğu, tanık beyanlarında geçen bir kısım beyanlarından sonra tarafların birlikte yaşamaları nedeniyle bu olayların affedilmiş en azından hoşgörü ile karşılanmış sayılacağı affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olayların ve zamanı belirsiz genel ve soyut beyanların ve taraflardan duyuma dayanan beyanların kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı, tarafların davalarını ispatlayamadıkları gerekçesi ile hayata kast pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış nedeniyle açılan asıl davanın reddine, her iki tarafın, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma davalarının reddine kadın çalıştığı, düzenli geliri olduğu için tedbir nafakası talebinin reddine ortak çocukların her biri yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar tarihi itibariyle 50,00 TL arttırılarak çocukların her biri yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası takdirine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını belirterek, reddedilen boşanma davası yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen dava yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
3.Davalı-davacı kadın vekili 13.12.2022 tarihli dilekçesi ile; çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakaları düşük olduğundan nafakanın enflasyon oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için, her türlü kötü veya onur kırıcı davranış değil, ağır derecede pek kötü veya onur kırıcı davranışın gerçekleşmesi gerekir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davalı- davacı kadının, eşine hakaret ettiği ve küçük düşürücü sözler söylediği, bu duruma göre kadının gerçekleşen kusurlu davranışı pek kötü ve onur kırıcı davranış olarak kabule yeterli olmadığından erkeğin pek kötü ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı olarak açtığı boşanma davasının reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, kadın eşin, erkeğin evliliğin ilk yıllarında fiziksel şiddet uygulayarak burnunu kırdığını, başka bir olayda parmağını kırdığını belirterek fiziksel şiddete maruz kaldığını iddia etmiş ise de; ilk fiziksel şiddet olayından sonra tarafların uzunca bir süre birlikte yaşadıkları, hatta ikinci çocuklarının dünyaya geldiği, eylemin af kapmasında kaldığı, parmak kırılmasına ilişkin olayın ise 2017 yılında tarafların yeni evlerine taşınmaları sırasında gerçekleştiği, bu olayda kadının parmağının yaralandığı sabit ise de, anılan olayın erkek tarafından kasıtlı olarak yapıldığının ispat edilemeyip erkeğin tanık beyanlarına göre kadının erkeğe vurmaya çalıştığı sırada parmağının onun saatine çarpması sonucu meydana geldiğinin anlaşıldığı , bu iki olay dışında erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığının ispat edilemediği, erkeğin annesinin evlilik birliği içerisinde sürekli olarak taraflarla yaşadığı sabit ise de, kadının çalışıp çocuklara bakılması için bu durumu kendisinin istediği, kadın eşin fiili ayrılık döneminde erkeğin telefon ile ağır ve çirkin mesajlar gönderdiğini belirtmiş ve kayıtlara delil olarak dayanmış ise de, ön inceleme duruşmasında usulüne uygun süre verilmesine rağmen bu kayıtları sunmamış, başka delilerle de bu iddialarını da ispat edemediği, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin, tanık beyanlarına göre evlilik birliği içerisinde sürekli olarak kadına hakaret içeren sözler söylediği, en son ortak konutu çocukları da alarak terk edip, birlikte yaşamaktan kaçındığı, yaklaşık bir ay süre ile anne ile ortak çocukları görüştürmediği, buna karşılık kadının, tanık beyanlarına göre evlilik birliği içerisinde sürekli olarak erkeğe hakaret ve küçük düşürücü söz söylediği, 2019 yılı ramazan bayramından önce kayınvalidesine hakaret ederek onun evden gitmesini istediği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tarafların eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu eş lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile gerekçesinin ve hüküm fıkrasının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle, erkeğin pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış nedenine dayalı boşanma davasının koşulları oluşmadığından reddine, her iki davanın kabulü ile , tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocukların her biri yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar tarihi itibariyle 50,00 TL arttırılarak 300.00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu olup, yargılama sırasında kadının çalıştığı anlaşılmakta ise de, uyap üzerinden alınan SGK kaydına göre, kadının en son 25.11. 2022 tarihinde (48) SGK iş kodu ile işveren tarafından işten çıkışının bildirildiği, dosya kapsamına göre başkaca düzenli ve sürekli geliri bulunmadığından 600,00 TL yoksulluk nafakasına ve tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı -davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek ve kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; kabul edilen asıl boşanma davası ve kadının reddedilen tazminat talepleri yönünden hariç olmak üzere hükmün tüm yönlerinden bozulmasına aksi halde tedbir iştirak, tedbir yoksulluk nafaka miktarlarında hakkaniyete uygun indirim yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin, pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış nedenine dayalı boşanma davasın reddi, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakaların kabulü ve miktarı, velâyet noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 162 inci, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddeleri, 327 ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 ve 336 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup ... erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.