"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/597 E., 2022/2843 K.
...
...
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/502 E., 2021/876 K.
Taraflar arasındaki soybağının reddi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı asıl dava dilekçesinde;1973 - 2004 yılları arasında Almanya'da çalıştığını, emekli olup Malatya'ya kesin dönüş yaptığını, 6-7 yıl önce parkta otururken kendi yaşlarında bir adamın yanına geldiğini, kendisinin Akçadağlı olduğunu söylemesi üzerine yanına gelip oturan adamın daha önce Akçadağ'lı bir kadın ile birlikteliğinin olduğunu, kadının eşi Almanyada olduğu için sık sık rahatlıkla görüştüklerini söylediğini, sonrasında kadının evini tarif ettiğini ve tarif edilen evin kendisi ve eşine ait olan ortak haneleri olduğunu anladığını bu nedenle davalı ile ortak çocukları olan ... ve ... ile mevcut bulunan soybağının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalılar iddiaların gerçek dışı olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının, çocuklarının kendisinden olmadığını 6-7 yıl önce öğrendiğini bizzat dava dilekçesinde kendisinin beyan ettiği, 4721 sayılı Kanun'un 289 uncu maddesinde belirtildiği üzere, baba olmadığını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl içerisinde soybağının reddini talep etmesinin gerektiği, davacının öğrendiği tarihten 6-7 yıl sonra dava açtığı ve hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu gerekçesi ile davanın hak düşürücü süre geçmiş olması nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı istinaf dilekçesinde özetle, dava dilekçesinde 6-7 ay yazmak isterken maddî hata sonucu 6-7 yıl yazdığını, öğrendiği tarihten itibaren 1 yıllık sürenin geçmediğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı, istinaf dilekçesini tekrarla, davalıların gerçekten kendi çocukları olup olmadığı noktasında şüphelerinin olduğunu, gerçekten evlatları çıkması halinde onları kucaklayabileceğini, DNA incelemesi yapılarak gerçeğin ortaya çıkarılması gerektiğini belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının hükmün tamamı yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, soybağının reddi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 286 ncı, 289 uncu, 291 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Geniş anlamda soybağı bir kimsenin üst soyu ile olan kan bağını; dar anlamda soybağı ise, bir kimsenin sadece ana-babasıyla arasındaki biyolojik bağını ifade etmektedir. Bir kişi (çocuk) ile kendilerinden biyolojik (genetik) olarak türemiş olduğu kişiler arasındaki bağa doğal soybağı (biyolojik nesep), hukuk düzeni tarafından aranan bazı koşulların gerçekleşmesiyle, bir çocuğun hukuki olarak bir ana-babaya bağlanması sonucunda, ana-baba ile çocuk arasında kurulan bu hukuki ilişkiye ise hukuki soybağı (hukuki nesep) denir. Buna göre soybağı, bir kimseyle ana-babası arasındaki doğal ve/veya hukuki bağ olarak tanımlanmaktadır.
2.4721 sayılı Kanun’a göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır. Baba ile çocuk arasında evlilik içinde doğmaya, babalık karinesine dayalı olarak hukuken kurulmuş bulunan soybağı ilişkisinin ortadan kalkması ancak soybağının reddi ile söz konusu olabilmektedir. Soybağının reddi davasının başarıya ulaşarak çocuk ile babası arasındaki soybağının ortadan kalkması sonucunda çocuk, baba yönünden soybağı bulunmayan çocuk statüsüne girer. Anayasa Mahkemesi'nin 25.06.2009 tarihli ve 2008/30 Esas, 2009/96 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, kişinin genetik-biyolojik kökeni kendisine ait olmayan çocuğu reddetme hakkı en temel haklarından birisidir.
3.4721 sayılı Kanun'un 286 ncı maddesinde, kocanın, çocuk ve anne aleyhine açacağı soybağının reddi davası ile babalık karinesini çürütebileceği; 289 uncu maddesinde ise kocanın soybağının reddi davasını doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıllık süre içinde açması gerektiği, gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalkmasından sonra başlayacağı hükme bağlanmıştır.
4.Soybağının reddi davasında, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunda ve davanın temellendirilmesinde belirleyici olan “öğrenmenin” ne zaman gerçekleştiği noktasında şüphenin öğrenme açısından yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Yerleşik Yargıtay uygulamalarında, yargılama dışında elde edilmiş babalık raporlarına özellikle hak düşürücü süre niteliğindeki dava açma süresinin öğrenme tarihinden itibaren başlaması bakımından dikkate alındığı görülmekte yani öğrenmenin yargılama dışı babalık testi ile gerçekleşmesi anında hak düşürücü sürenin başlayacağı kabul edilmektedir. Sonuç olarak, bir çocuğun kendisinden olmadığı yönündeki şüphe öğrenme açısından yeterli kabul edilemeyecektir.
5.Somut olayda, hak düşürücü sürenin hakkı ortadan kaldıran niteliği dikkate alındığında, davacının soyut beyanı, öğrenmenin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde gerçekleştiğinin kabulü için yeterli değildir. Öğrenmenin duraksamaya yer bırakmayacak şekilde gerçekleşmesi için DNA testi yapılması gerekmektedir. O halde, Mahkemece davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığının kabulü ile tüm deliller toplanarak davanın esas hakkında karar verilmesi gerekirken DNA testi yapılmadan, soyut beyanlar ile öğrenmenin gerçekleştiğinin kabulü ile davanın hak düşürücü sürede açılmadığından bahisle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...