Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3983 E. 2024/2797 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin daha kusurlu olduğu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, davacı kadına karşı tehdit suçundan ceza alması, mesajlarında duygusal şiddet içeren ifadeler kullanması ve sadakatsizliği kanıtlanırken, davacı kadının da evlilik içi mahrem konuları başkalarına anlatması nedeniyle kusurlu olduğu ancak erkeğin kusurunun daha ağır olduğu değerlendirilerek, yerel mahkemenin boşanma, nafaka ve tazminata ilişkin kararları onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/307 E., 2023/577 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Denizli 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/732 E., 2021/485 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının çoğu zaman ev işlerini yapmadığını, eve geldiğinde evde yemek bulamadığını, sebepsiz yere tartışmalar çıkarmaya başladığını, kadının sürekli başkalarının yanında müvekkilini kötülediğini, bir defasında dayısının oğlunun eşinin yanında "iktidarsız bu, bir şey yapamıyor" diyerek müvekkilinin şeref ve saygınlığı zedeleyici ifadeler kullandığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin ... isimli bir kadınla yaşamaya başladığını, çocuklarının ve ailesinin bakımını ağır bir biçimde ihlal ettiğini, bu duruma binaen Denizli 2. Aile Mahkemesinin 2006/249 Esas, 2006/582 Karar sayılı kararı ile de lehine nafaka hükmedildiğini ve erkeğin nafaka yükümlülüğünü yerine getirmediğini ve icra takibi başlatıldığını, müvekkilini başka bir kadınla aldattığını, onunla dost hayatı yaşadığını, hatta erkeğin davadışı ... isimli kadını kaçırma eyleminde bulunduğunu, buna ilişkin Denizli Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hakkında soruşturma dahi yürütüldüğünü, yaşanan en son olayda ise müvekkilinin ve çocukları erkek tarafından yine tehdit ve darp edildiğini, müvekkilinin "ev kapısı üzerine kitlenmek suretiyle" hürriyetinden yoksun bırakıldığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 1000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına kadın lehine 200.00,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı-davacı kadının evlilik birliği içerisinde yaşanan mahrem konuları çevresine anlattığı, davalı-davacı kadın tanıklarının kadından duyduklarını aktardıkları, tarafların geçimsizliklerine ilişkin görgüye dayalı beyanların olmadığı, dosyaya sunulan ve kim tarafından atıldığı belli olmayan mesaj kayıtlarının kusur belirlemesine esas alınmayacağı, davalı-davacı kadının sadakatsizlik iddiasına ilişkin olarak her ne kadar davacı-davalı erkeğin ikrarı var ise de boşanma davalarında ikrarın hakimi bağlamayacağından kadının tam kusurlu olduğu, kadın tarafından açılan davanın reddine, asıl davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'un velâyetinin davalı-davacı anneye verilmesine, anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk lehine hükmolunan dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 300,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 400,00 TL iştirak nafakasının davacı-davalı babadan alınarak davalı-davacı anneye verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kadın lehine hüküm altına alınan dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşinceye kadar devamına, 5.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminatın davalı-davacı kadından alınarak davacı-davalı erkeğe verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin sadakatsiz olduğunu, tehdit ettiğini, kötü davrandığını belirterek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadın tarafından açılan boşanma davasının ispatlanamadığından reddine karar verilmiş ise de; davalı-davacı kadının dilekçeler aşamasında tehdit vakıasına dayandığı, erkeğin 10 ASCM 2018/388 Esas, 2019/50 Karar sayılı ilamı ile tehdit suçundan ceza aldığı, bu şekilde tehdit vakıasının ispatlandığı, ayrıca erkeğin kadına gönderdiği mesajlarda "kadından soğuduğunu, kadını istemediği" şeklinde beyanlarda bulunarak duygusal şiddet uyguladığı, ayrıca erkeğin sadakatsiz olduğunun ispatlandığı, erkeğin evlilik birliği içinde kadına karşı tehdit eyleminde bulunup bu eylemden dolayı ceza aldığı, erkeğin kadına gönderdiği mesajlarda "kadından soğuduğunu, kadını istemediği" şeklinde beyanlarda bulunarak duygusal şiddet uyguladığı, ayrıca erkeğin sadakatsiz olduğu, kadının ise evlilik birliği içerisinde yaşanan mahrem konuları çevresine anlattığı, bu şekilde kusurlu olduğunun anlaşıldığı, erkeğin kadına göre daha ağır kusurlu olduğunun kabul edildiği, kadının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine ve kadının davasının da kabulüne karar vermek gerektiği, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının ev hanımı olduğu, daimi bir işte çalışmadığı, gelirinin olmadığı, yoksulluğa düştüğü, erkeğin tazminat taleplerinin reddi gerektiği, ortak çocuğun ergin olması nedeniyle velâyet, kişisel ilişki, iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği belirtilerek kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilgili hükümlerinin kaldırılmasına yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına faizi ile birlikte 35.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, ortak çocuk yararına 300,00 TL tedbir nafakasına, çocuğun karardan sonra reşit olduğu anlaşılmakla iştirak nafakası hükmedilmesine yer olmadığına, çocuğun velâyeti ile ilgili olarak bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kadının diğer yönlerden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu belirterek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.