Logo

2. Hukuk Dairesi2023/3996 E. 2024/3522 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, kadının istinaf başvurusunun reddinin, kusur belirlemesinin, zina nedeniyle boşanma kararının ve tazminatların yerinde olup olmadığına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve toplanan tüm bilgiler birlikte değerlendirildiğinde davalı-davacı kadının zina fiilinin sabit olduğunun anlaşılması ve davacı-davalı kadının istinaf başvurusunda usulüne uygun istinaf sebep ve gerekçelerini sunmaması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/128 E., 2023/260 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/99 E., 2021/748 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-davalı kadının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı-davacı erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacının, müvekkiline fiziksel şiddet yanında cinsel, psikolojik, ekonomik ve her türlü şiddeti uyguladığını, bu nedenle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 250,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakası, müvekkili yararına aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; kadının, müvekkiline hakaret ettiğini, Muharrem isimli kişiyle telefonlaşmaya ve mesajlaşmaya devam ettiğini zina ettiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile davacı-davalının zinası sebebi ile boşanmalarına, bu talepleri kabul edilmezse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadına evliliklerinden bu yana "gerizekalı" demek suretiyle hakaret ederek aşağıladığı, psikolojik şiddet uyguladığı, sürekli kavga çıkardığı, evin ihtiyaçları ve çocukları ile ilgilenmediği, davacı-davalı kadının ise; Muharrem isimli bir şahısla görüştüğü, çocuklar da yanında olmak suretiyle dosya arasında mevcut fotoğrafları çektirdiği, bu fotoğrafların, Muharrem isimli şahıs tarafından davalı-davacı erkek ile onun babası ve kardeşlerine gönderildiği, bu şahıs cezaevinde iken davacı-davalı kadın tarafından defalarca ziyaret edildiği, ortak çocuğun bu şahsı tanıdığı ve evlerine de geldiğine dair tanık olarak dinlenen amcasına anlatımda bulunduğu sabit olmakla, davacı-davalı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, sadakat yükümlülüğüne aykırı fiil ve davranışlarda bulunduğu, ancak davacı-davalı kadının başka bir kişiyle cinsel ilişkiye girdiği veya cinsel ilişkinin gerçekleştirildiğine pek muhtemel bakılan bir durum içine girdiği kanıtlanamadığından zina sebebiyle açılan davanın reddine, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyet haklarının davacı-davalı anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 250,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakası, davacı-davalı kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakasının davalı-davacı erkekten alınarak davacı-davalı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin, davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası ile tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadın eşin tam kusurlu olduğunu, tanık anlatımlarının soyut, duyuma dayalı iddialar olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, zina nedenine dayalı davanın reddi, tazminat isteklerinin reddi ve velâyet yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı- davalı kadın vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde; erkek eşin tam kusurlu olduğunu, tanık anlatımlarının soyut, duyuma dayalı iddialar olduğunu İlk Derece Mahkemesi kararının "davalı-davacı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, Mahkemece verilen karar doğrultusunda davamızın kabulüne" şeklinde karar verilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, istinaf isteminde bulunduğunu bildiren davacı- davalının bahse konu bu dilekçede, öngörülen biçimde istinaf sebep ve gerekçeleri içermediği, dolayısıyla davacı-davalı tarafın 04.01.2022 tarihli istinaf başvuru dilekçesinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 352 nci maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerektiği, davacı-davalı kadının da zina fiilinin sabit olduğu, dosyaya ibraz edilen fotoğraflar, cezaevi kayıtları, dinlenen tanık beyanları, alınan uzman raporları, ceza mahkemesindeki ifadeler ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davacı-davalı kadının dava dışı .. isimli kişi ile cinsel ilişki yaşadığı hususunun kanıtlandığı davalı-davacının zina hukuki sebebine dayalı olarak açtığı boşanma davasının kabulüne karar vermek gerektiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı-davalı kadının ağır, davalı-davacı erkeğin ise az kusurlu olduğu, erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluştuğu gerekçesi ile davalı davacı erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin gösterilen şekilde düzeltilmesine, asıl davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası; karşı davanın 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkek lehine 35.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, davalı davacı erkeğin sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı - davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvurusunun incelenmemiş olması, zina davasının kabulü, kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kadının istinaf başvurusunun reddinin yerinde olup olmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, Bölge Adliye Mahkemesince verilen erkeğin zina nedenli davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 161 nci maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.