Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4001 E. 2024/2799 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumu, tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, davalı-davacı erkeğin, davacı-davalı kadına şiddet uygulaması nedeniyle tam kusurlu olduğu, davacı-davalı kadının kusurlu bir davranışının ispat edilmediği, bu nedenle boşanmaya karar verilmesinin hukuka uygun olduğu, davacı-davalı kadın yararına tedbir nafakasına, maddi ve manevi tazminata hükmedilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/13 E., 2023/269 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/25 E., 2021/741 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-davacının davacı-davalıya hakaretler ettiğini, bununla da yetinmeyip tartışma çıkarıp küfürler ettiğini, davalı-karşı davacının müvekkiline psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, davalı-davacının davacı-davalıyı merdivenlerden ittiğini, kaç kez saçından tutarak davacıyı darp ettiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL'nin faizi ile birlikte tahsiline, çeyiz eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla faizi ile birlikte 1.000,00 TL'nin ödenmesine davacı-davalı lehine aylık 1000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkiline hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, sık sık evi terk ettiğini, tartışma esnasında kendisini balkondan atmakla intihar etmekle tehdit ettiğini, bıçak alıp evin içinde sağa sola koştuğunu, kendisini banyoya kilitlediğini, müvekkilinin banyo kapısını kırmak zorunda kaldığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karşı davacı-davalı lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı-davalı erkeğin, kadına şiddet uyguladığı bu sebeple erkeğin tam kusurlu olduğu, erkek tarafından açılan davanın reddine, karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadının nafaka maddî ve manevî tazminat talebi hakkında dava dilekçesi ile açıkça talepte bulunmadıklarını beyan ettiklerinden..." gerekçesi ile cevaba cevap dilekçesi ile talep edilen yoksulluk nafakası maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, davacı-karşı davalının eşya alacağına ilişkin taleplerinin "...dava dilekçesinde çeyiz eşyalarının iadesini talep etmiş ise de, 19.11.2020 tarihli ön inceleme duruşmasında, dava dilekçesinde belirttikleri ev eşyalarını teslim aldıklarını, buna ilişkin taleplerinden vazgeçtiklerini beyan etmesi nedeniyle feragat edilen bu talepler yönünden yargılama aşamasında feragat edilmesi..." gerekçesi ile reddine, davalı-karşı davacı erkeğin karşı davasının reddine karar verilmiş, 19.11.2020, 02.03.2021 ve 10.06.2021 tarihli duruşmalarda kadının tedbir nafakası talebinin reddine, 19.10.2021 tarihli son oturumda da ara karar ile ziynet eşyasının iadesine yönelik davanın tefrikine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1-Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; çeyiz eşyalarının iadesinin talep edildiğini, davalı-karşı davacının müvekkili tarafından dava açılınca çeyiz eşyalarını iade ettiğini, çeyiz eşyasının iadesi davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken feragat nedeniyle reddi ile davalı-karşı davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, boşanma davası açılırken nafaka ve tazminat talepleri bulunmasa dahi boşanma kesinleşene kadar yoksulluk nafakası ve tazminat isteyebileceklerini, dava dilekçesinde her ne kadar maddî ve manevî tazminat taleplerine yer verilmemiş ise de cevaba cevap dilekçesinde maddî ve manevî tazminat talep edildiğini, müvekkilinin dava dilekçesinde psikolojik durumu ve bir an evvel boşanma arzusu taşımasına istinaden yer vermediklerini, cevaba cevap dilekçesinde talep ettiklerini, davalı-karşı davacının müvekkilini aşağıladığını, müvekkiline küfür ve hakaret ettiğini, fiziksel şiddet ve psikolojik şiddet uyguladığını,ilk derece mahkemesinin de davalı-karşı davacıyı tam kusurlu kabul ettiğini belirterek kararın kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, çeyiz eşyasının iadesi davasında ret kararı verilmesi ve çeyiz eşyasının iadesi davasında davalı-karşı davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2-Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin davacı-karşı davalıya şiddet uygulamadığını, haksız yere evi terk ettiğini, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalının kusurlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadının kusurlu bir davranışının varlığı ispat edilmediğinden, asıl davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesi ve karşı davanın reddi ile ve evlilik birliğinin sarsılmasında davalı-karşı davacı erkeğin ise tamamen kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğunun anlaşıldığı, İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davalı kadının tedbir nafakası talebinin reddinin doğru görülmediği, kadın yararına dava tarihinden çalışmaya başladığı 06.05.2022 tarihine kadar geçerli olmak üzere takdiren aylık 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, davacı-karşı davalı kadın vekili cevaba cevap dilekçesi ile müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini istediği, bu hali ile davacı-karşı davalı kadının nafaka ve tazminat taleplerinden feragat ettiği kabul edilemeyeceğinden İlk Derece Mahkemesince feragat nedeni ile reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, kadının kusurlu olmadığı, ancak sürekli ve düzenli olarak asgari ücreti aşan seviyede gelir elde ettiği bir işte çalıştığı, kadın yararına yoksulluk nafakasının şartlarının oluşmadığı, kadın lehine 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, çeyiz eşyasının iadesi davası yönünden istinaf incelemesinde ise, kadının dava tarihinden sonra dava konusu eşyaları teslim aldığı anlaşılmakla davanın konusuz kaldığı, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekirken feragat nedeni ile reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, bu durumda, kadının konusuz kalan çeyiz eşyasının iadesi davası sebebiyle kadın tarafından yapılan yargılama giderlerinin haklılık durumuna göre davalı-karşı davacı erkekten alınarak, kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde İlk Derece Mahkemesince yargılama giderlerinin kadın üzerinde bırakılması ile erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmesinin isabetli görülmemiş olup, davacı-karşı davalının bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulü ile kadın tarafından bu davada yapılan yargılama giderlerinin davalı-karşı davacı erkekten alınarak, davacı-karşı davalı kadına ödenmesine ve kadın yararına vekâlet ücretine karar verilmiştir.

Sonuç olarak; davacı-karşı davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat ile çeyiz eşyasına yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, davacı-karşı davalı kadının sair, davalı-karşı davacı erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin davacı-karşı davalıya şiddet uygulamadığını, haksız yere evi terk ettiğini, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalının kusurlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davasının reddi ile kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi,174 üncü maddesi,175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.