"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1020 E., 2022/1712 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/409 E., 2022/253 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve mehir alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince yetkisizlik kararı verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, Mahkemenin yetkili olduğu gerekçesi ile davacı kadın vekilinin başvurusunun kabulüne, hükmün kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma ve mehir alacağı davalarının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından boşanma ve mehir alacağı davası yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre temyize konu mehir alacağının miktarı, Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin mehir alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı erkek vekilinin boşanma davası yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 27.04.2018 tarihinde evlendiklerini, ortak çocuklarının olmadığını, davalının, müvekkiline "Şu an için idare et, ileride ayrı eve çıkarız" dediğini, ailesi ile birlikte yaşadığını, aynı bahçe içerisinde davalının kız kardeşlerinin de bulunduğunu, davalının ailesinin müvekkilinin evden dışarı çıkmasına müsaade etmediklerini, kısıtlayıcı ve baskıcı tutum sergileyerek adeta hapis hayatı yaşattıklarını, davalının annesi, babası ve kız kardeşinin, müvekkiline ve ailesine sürekli olarak hakaret ettiklerini, annesi ile telefonla görüşmesine izin vermediklerini, annesi aradığında telefon sesini dışarıya vermesi konusunda zorladıklarını, davalının verdiği sözlere rağmen, müvekkilinin yaşadığı baskı ve hakaretlere engel olamadığını, davalının, müvekkilini, ailesine karşı korumadığını, ayrı eve çıkma sözünü yerine getirmediğini, müvekkilinin davalıya olan güvenini kaybettiğini, evlilik birliğinin tamelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, mehir senedi ile müvekkiline bağışlanan on adet tam altının iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mehir alacağı talebine ilişkin 1.000,00 TL' lik dava değerini, 26.600,00 TL'ye ıslah etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davada ... Aile Mahkemelerinin yetkili olduğunu ve yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, tarafların yaşadığı yerin bir bahçe içinde birden çok ev olan bir bölgede yer aldığını, bahse konu yaşamanın misafirlik boyutunu aşmadığını, müvekkilinin anne ve babasının taraflarla birlikte yaşadığı hususunun doğru olmadığını, müvekkilinin ailesinin yılın altı, yedi ayını yayla evinde geçirdiklerini, sürekli evi terk eden davacının kusurlu olduğunu, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesini, esas yönünden ise davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 03.02.2021 tarih ve 2020/362 Esas, 2021/5 K. sayılı kararı ile; davada ... Aile Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesi ile Mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili, yetkisizlik kararı yönünden, davalı erkek vekili, lehe vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 07.05.2021 tarih ve 2021/447 Esas, 2021/833 K. sayılı kararı ile; dosya kapsamına göre, davacı kadının adresinin Göngüren/... olduğu halde, hatalı değerlendirme ve gerekçe ile yetkisizlik kararı verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, kabule göre de, yetkisizlik kararı verildiğinde vekâlet ücretine hükmedilmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile, davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın esasının incelenmesi için dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, davalı erkeğin istinaf talebinin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin ailesinin evlilik birliğine fazlaca müdahil olduğu, davacı kadına baskı uyguladıkları, davacı kadının annesi ile görüşmesine izin vermedikleri, davalı erkeğin, ailesinin müdahalelerine engel olmadığı, tüm bu sebeplerle devamı artık davacı kadından beklenmeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve boşanma sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin kusurlu olduğu, dosyada mevcut mehir senedine göre, davalı erkeğin, davacı kadına, tanıklar İ.B. ve İ. Ö. huzurunda on adet tam altın ödemeyi taahhüt ettiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile, davacı kadının boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir, 850,00 TL yoksulluk nafakası ile 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadının mehir alacağı davasının kabulü ile on adet tam altının aynen iadesine, aksi halde 26.600,00 TL'nin 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden, 25.600,00 TL'sinin 27.03.2022 ıslah tarihinden itbaren yasal faiziyle davalı erkekten tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, davacının ileri sürdüğü iddiaların gerçek olmadığını, tanık beyanlarının yanlı olduğunu ve tanık beyanları dışında somut bir delil sunulmadığını, davanın ispatlanmadığını, delillerinin ve tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, ön inceleme duruşmasına katılamayan tarafa delillerini sunması için ek süre verilmesi gerekirken ek süre verilmediğini, kararın usule ve hukuka aykırı olduğunu beyanla; boşanma ve mehir alacağı davasının kabulü ile kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı ve davalı erkek vekilinin 25.03.2022 tarihli celsedeki beyanı, istinaf dilekçesindeki "tanık beyanları dışında somut delil bulunmadığı" şeklinde beyanı ile gerekçeye göre, davalı erkeğin kusurlu olduğunun kabulü ile boşanma ve fer'îleri ile mehir alacağına ilişkin verilen kararda isabetsizlik görülmediği, dava açılmakla ayrı yaşama hakkı bulunan, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadına tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesinin ve miktarlarının yerinde olduğu, boşanmaya neden olaylarda kusurlu bulunan davalı erkeğin davranışlarının davacı kadının mevcut veya beklenen menfaatleri ile kişilik haklarını ihlal ettiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut veya beklenen menfaat ve hakkaniyet ilkesi gereğince maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin ve miktarlarının yerinde olduğu, Mahkeme kararının, maddî gerçeğe, usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile, davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili, temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepler
Davalı erkek vekili, davacının ileri sürdüğü iddiaların gerçek olmadığını, tanık beyanlarının yanlı olduğunu ve tanık beyanları dışında somut bir delil sunulmadığını, davanın ispatlanmadığını, delillerinin ve tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, ön inceleme duruşmasına katılamayan tarafa ek süre verilmesi gerekirken ek süre verilmediğini, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; boşanma davasının kabulü ile kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında ön inceleme duruşmasına katılmayan davalı erkek tarafına cevap dilekçesinde dayandığı delillerini sunması ve gerekli açıklamayı yapması için süre verilmesi gerekip gerekmediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
Anayasa'nın 36 ncı maddesi, 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 27 nci ve 33 üncü maddesi, 139 uncu, 140 ıncı, 147 nci maddesi, 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.6100 sayılı Kanun'un "Ön inceleme duruşmasına davet" başlıklı 139 uncu maddesinin birinci fıkrasında, Makemece dilekçelerin karşılıklı verilmesinden ve ön inceleme tamamlandıktan sonra, ön inceleme duruşması günü tespit edilerek taraflara bildirileceği ve çıkarılacak davetiyede bulunması gereken hususlar düzenlenmiştir. Yine 6100 sayılı Kanun'un 147 nci maddesinin birinci fıkrasında, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra tarafların tahkikat ve sözlü yargılama için duruşmaya davet edileceği, ikinci fıkrasında ise çıkarılacak davette bulunması gereken hususlar düzenlenmiştir.
2.Somut uyuşmazlıkta, Mahkemenin yetkisizlik kararının Bölge Adliye Mahkemesince kaldırılarak dosyanın iadesi üzerine, Mahkemenin 01.07.2021 tarihli tensip zabtında, duruşma gününün 13.10.2021 tarihi olarak belirlendiği ve taraflara duruşma gününü bildirir davetiye gönderilmesine karar verildiği, taraflara çıkarılan davetiyede yapılacak duruşmanın ön inceleme duruşması olduğunun bildirilmediği gibi, 6100 sayılı Kanun'un 139 uncu maddesine göre çıkarılacak davetiyede bulunması gereken hususlarında usulüne uygun şekilde bulunmadığı, davalı vekilinin 13.10.2021 tarihli duruşmaya katılamayacağına ilişkin mazeretin reddine karar verildiği, 13.10.2021 duruşmanın ise ön inceleme duruşması olarak yapıldığı, yine aynı duruşmada, 6100 sayılı Kanun'un 147 nci maddesine göre ön inceleme duruşmasının tamamlanması halinde tahkikat duruşmasına tarafların davet edilmesi gerekirken, davalı vekilinin yokluğunda ve bu konuda bir muvafakatı da bulunmadığı halde tahkikat aşamasına geçildiği anlaşılmıştır. Davalı vekilince 6100 sayılı Kanun'un 139 uncu maddesindeki tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için süre verilmesi talep edilmiş ise de Mahkemece talebin reddine karar verilerek hüküm kurulduğu görülmüştür. Hal böyle olunca, Mahkemece yapılan ön inceleme duruşmasına davet, ön inceleme duruşması ve tahkikat duruşması usule ve kanuna aykırıdır. Davalı tarafa, ön inceleme duruşması yapılacağı bildirilmeden ön inceleme duruşması yapılması, usulüne uygun şekilde dilekçelerinde bildirdikleri delilleri sunması için süre verilmemesi ve tahkikat duruşmasına davet edilmeden tahkikata geçilerek yargılama yapılması; adil yargılanma, savunma ve hukuki dinlenilme hakkının da ihlali niteliğindedir. Diğer bir ifade ile, Anayasa'nın 36 ncı maddesinde yer alan "hak arama hürriyetinin" ihlali söz konusudur. Bu duruma göre, Mahkemece usule ve kanuna aykırı şekilde yargılama yapılarak eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkek vekilinin merhir alacağı davası yönünden temyiz dilekçesinin REDDİNE
2.Temyiz olunan boşanma davası yönünden, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
3.İlk Derece Mahkemesi kararının boşanma davası yönünden BOZULMASINA,
4.Bozma sebebine göre davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.