"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/978 E., 2023/473 K.
DAVA TARİHİ : 25.11.2019 - 18.02.2020
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/525 E., 2021/919 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının müvekkilini sürekli tehdit ettiğini, sürekli aşağıladığını, hakaret ettiğini, azarladığını, eşinden tiksindiğini, sevmediğini, tahammül edemediğini, boşanmak istediğini, lüzumsuz bir insan olduğun söylediği, eşinin ailesine ziyarete gitmediğini, 09.01.2019 tarihinde çocuk ...'nin halasına gittiği gerekçesiyle kavga çıkardığını, eşini ve kızını evden kovduğunu, erkeğin iş ve şahsi telefonunu kırdığını, bıçak çekerek tehdit ettiğini, eve almadığını, çocukları göstermediğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına, çocuk ...'nın velâyetinin babaya verilmesine, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, eş ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, sürekli tehdit ettiğini, hakaret ettiğini, cinsel şiddet uyguladığını, ayrı odada uyuduğunu, babalık vazifelerini yerine getirmediğini, evi otel gibi kullandığını, çocuk ...'yi anneye karşı kışkırttığını ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, çocuk ...'nın velayetinin anneye verilmesine, aylık 750,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata (faiziyle birlikte) karar verilmesini talep ve dava etmiştir
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğin ailesi ile bayramlaşmaya dahi gitmediği, 09.01.2019 tarihinde yaşanan olayda tarafların ortak kızı ...'nin halasının yanına gittiği gerekçesiyle kavga çıkarttığı, erkeği sevmediğini, tiksindiğini söylediği, hakaret ettiği, bıçak çektiği, ölümle tehdit ettiği, evden kovduğu; davacı- karşı davalı erkeğin ise kadına hakaret ettiği, davalı-karşı davacıyı "bu evi yakarım." diye tehdit ettiği, kadına fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığı, ayrılmadan önce evliliğin son dönemlerinde eve katkıda bulunmadığı anlaşılmakla; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu, erkeğin ise hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkek yararına 13000,00 TL maddî, 14000,00 TL manevî tazminata, velâyetin anneye tevdine, çocuk için hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının kararla 350.00 TL'ye çıkarılmasına, kesinleşmeden itibaren aylık 350.00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine, ortak konutun kadına ve ortak çocuğa tahsisine, erkeğin tahsis talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur, tazminatların miktarı ve çocuk için hükmedilen nafaka miktarları ile tahsis talebinin reddi yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur, reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talebi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar ve kadın için hükmedilen tedbir nafakası ile çocuk için hükmedilen nafaka miktarları yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğe verilen kusurların sabit olduğu, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, tarafların 09.01.2019 tarihinde ayrıldıkları, erkeğin 02.10.2019 tarihinde Konya 9.Noterliğinin 34167 yevmiye nolu belgesiyle ortak konutta yaşama talepli ihtar gönderdiği, erkeğin kadına bu şekilde ihtar göndermesiyle kadının bütün kusurlarını affetmiş sayılacağı, geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile kadının kusura, erkek lehine hükmedilen tazminatlara, kendi reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakasına, iştirak nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile bu konularda yeniden esas hakkında hüküm tesisine, erkeğin tam kusurlu olduğunun tespiti ile kadın yararına aylık 1000,00 TL yoksulluk nafakasına, kesinleşmeden itibaren faizi ile 70000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, çocuk için aylık 750.00 TL iştirak nafakasına, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- karşı davalı erkek vekili özetle; gönderilen ihtarmanenin terk nedeni ile açılan boşanma davalarında dava şartı olan ihtarla aynı özelliği taşımadığını, müvekkilinin af iradesi olmadığını, taraflarca ileri sürülmemiş bir hususun Bölge Adliye Mahkemesince resen sorgulandığını beyanla kusur, erkeğin reddedilen tazminat talepleri, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafakalar, çocuk için hükmedilen nafaka miktarı, tahsis talebinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurlu bir davranışının ispatlanıp ispatlanmadığı, erkek tarafından gönderilen ihtarın af niteliği taşıyıp taşımadığı, kadın lehine yoksulluk nafakası ile tazminat takdirinin ve miktarlarının, erkeğin tazminat taleplerinin reddinin isabetli olup olmadığı, çocuk için hükmedilen nafaka miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, müşterek konutun kadın ve çocuklara tahsis talebinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 ve 182 inci, 330 uncu, 331 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- karşı davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarında, İlk Derece Mahkemesince kadının ağır, erkeğin hafif kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmiş, kararın taraf vekilleri tarafından istinafı üzerine incelemeyi yapan Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin kadına birlikte yaşama talepli ihtar gönderdiği, bu suretle kadını affettiği, geçimsizliğe sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının istinaf başvurusu kısmen kabul edilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisine, erkeğin tüm, kadının sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
3. Bilindiği üzere "ihtar", 4721 sayılı Kanunun 164 üncü maddesinde düzenlenen terk hukuki sebebine dayalı boşanma davası öncesinde hakim veya noter kanalı ile yaptırılması gereken bir dava şartıdır. Söz konusu madde hükmü "Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hakim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz." şeklinde düzenlenmiştir. (4721 sayılı Kanun 164 üncü maddesinin ikinci fıkrası). İhtarın geçerlilik şartlarına haiz olması için; davet edilen konutun adresinin gösterilmesi, dönüş süresinin açıklanması, ihtara uymamanın sonuçlarının belirtilmesi, yol giderlerinin karşılanmış olması ve bu kararın karşı tarafa tebliğ edilmiş olması zorunludur. Diğer yandan ihtar kararının boşanmayı değil de evlilik birliğini sürdürmeyi amaçlayan samimi bir arzunun ürünü olması gerekmektedir.
4. Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesinin kararına esas aldığı ve davacı karşı davalı erkek tarafından noter vasıtasıyla kadına gönderilen 02.10.2019 tarihli ihtarname başlıklı belge, "kadının haklı bir neden olmaksızın erkeğin ortak konuta girmesi ve çocukları ile görüşmesi konusunda sorun yarattığına, bu sebeple yasal yollara başvurulacağına" dair bir talebi içermekte olup yukarıda açıklanan ihtar şartlarını taşımadığı gibi ihtarnamede; erkeğin ileri sürdüğü boşanma sebepleri yönünden kadını affettiğine dair bir irade açıklamasının ya da beyanın bulunmadığı anlaşılmıştır. O halde, ihtarname sebebiyle erkeğin kadının tüm kusurlarını affettiği yönündeki gerekçe hatalıdır.
5. Toplanan delillerden, kadının erkeğin ailesiyle bayramlaşmaya gitmediği, eşini sevmediğini, beğenmediğini söylediği, eşine hakaret ettiği, son çıkan tartışmada eline bıçak alıp eşini tehdit ettiği, eşini ve kızını evden kovduğu, buna karşılık erkeğin de kadına fiziksel şiddet uyguladığı, son zamanlarda evin geçimi için yeterli para vermeyerek ekonomik şiddet uyguladığı, eşine hakaret edip onu tehdit ettiği şeklindeki kusurlu eylemlerin gerçekleştiği sabit olup, belirlenen bu kusurlara göre tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu erkeğin tam kusurlu olduğunun kabulü doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
6.Yukarıda (5) numaralı paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda taraflar eşit kusurlu olup, eşit kusurlu eş yararına maddîve manevî tazminata hükmedilemez. Davalı -karşı davacı kadın yararına 4721 sayılı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları somut olayda gerçekleşmemiştir. O halde, kadının maddî ve manevî tazminat isteğinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden davacı karşı davalı erkek yararına BOZULMASINA,
2. Davacı karşı davalı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.