Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4238 E. 2023/4080 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında velayeti anneye verilen ortak çocuğun baba ile kişisel ilişki kurma şeklinin çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak, babanın sakin bir mizaca sahip olmaması ve hükümlü olması sebebiyle ortak çocuk ile baba arasında karar verilen yatılı kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olmadığı, kişisel ilişkinin uzman eşliğinde gerçekleştirilmesinin daha uygun olduğu gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının bu hususta düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/335 E., 2022/1112 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Lüleburgaz Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/436 E., 2021/757 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hüküm kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası yönünden reddine, birinci fıkrası yönünden kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesi ile; kadın tarafından 08.06.2012 tarihinde Lüleburgaz 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde boşanma davası açıldığını, bu davanın kadının feragati sebebiyle ret ile sonuçlandığını, kararın 16.02.2015 tarihinde kesinleştiğini, ortak hayatın yeniden kurulamadığını, bir diğer boşanma gerekçesi olarak da tarafların 2011 yılında evlenmiş olmalarına rağmen aynı evi paylaştıkları toplam sürenin 5-6 ay arasında olduğunu, geri kalan zamanlarda erkeğin hep cezaevinde olduğunu, kesinleşen cezalarından dolayı 13 yıl daha cezaevinde kalacağını, erkeğin sahtecilik, dolandırıcılık gibi bir çok yüz kızartıcı suçlar işlediğini, erkeğin cezaevine girdikten sonra kadına karşı tehdit içeren mektuplar gönderdiğini ileri sürerek tarafların öncelikle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ... için aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi davalı erkeğin hükümlü olması nedeniyle vasisine tebliğ edilmiş, süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 26.02.2021 tarih ve 2020/85 Esas, 2021/107 Karar sayılı kararı ile davalı erkeğin davacı kadına karşı hakaret ve tehdit içeren davranışları nedeniyle duygusal şiddet uyguladığı ve uzun süreyle hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olması nedeniyle birlik görevlerini yerine getiremeyeceğinden bahisle karma şiddet uyguladığı gerekçesiyle davacının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin idrak çağıdaki çocuğun beyanları doğrultusunda ve babanın hükümlü olması nedeniyle anneye verilmesine, çocukla baba arasında belirli günlerde telefonla görüşmek suretiyle kişisel ilişki tesisine ve ortak çocuk lehine 300,00 TL tedbir nafakası ödenmesine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vasisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 2021/741 Esas ve 2021/1116 Karar sayılı kararı ile davacı kadının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince talep ettiği boşanma istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve kanuna aykırılık teşkil ettiğinden bahisle davalı erkek vasisinin temyiz itirazları incelenmeksizin kararın kaldırılmasına ve usulüne uygun hüküm tesis etmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın tarafından önceki bir tarihte açılan ve ret ile sonuçlanan, 16.02.2015 tarihinde kesinleşen boşanma davasından sonra her ne kadar erkeğin ceza evinde olması nedeniyle fiili birliktelik gerçekleşmemişse de kadının eşini sevdiği ve boşanmak istemediği yönündeki beyanları ile duygusal birlikteliğin gerçekleştiği gerekçesiyle kadının fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma isteminin reddine, davalı erkeğin davacı kadına karşı hakaret ve tehdit içeren davranışları nedeniyle duygusal şiddet uyguladığı ve uzun süreyle hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olması nedeniyle birlik görevlerini yerine getiremeyeceğinden bahisle karma şiddet uyguladığı gerekçesiyle davacının davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin her ne kadar davalı erkek idari izinli olarak denetimli serbestlik kapsamında serbest bırakılmış ise de; çocuğun yaşı, beyanı, erkeğin sakin bir mizaca sahip olmaması sebepleriyle 03.12.2020 tarihli sosyal inceleme raporu doğrultusunda anneye verilmesine, çocukla baba arasında kişisel ilişki tesisine ve ortak çocuk lehine 300,00 TL tedbir nafakası ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vasisi ve davacı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B.İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; kararın ortak çocuk ile babası arasında kurulan kişisel ilişki yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vasisi istinaf dilekçesiyle; hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C.Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda hakaret ve tehdit eden, uzun süre hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olan ve bunun sonucu olarak evlilik birliğine ilişkin görevleri yerine getiremeyeceği anlaşılan erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının davasının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, idrak çağındaki ortak çocuğun beyanları ile erkeğin uzun süreli hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olması karşısında sosyal inceleme raporundaki tespitler de dikkate alındığında velâyetin anneye verilmesinin uygun olduğu, ortak çocuğun babası ile kişisel ilişki kurmak istemediği belirtilmiş ise de babanın çocuğa karşı herhangi bir olumsuz eyleminin gerçekleşmemiş olması nedeniyle kurulan kişisel ilişkinin ortak çocuğun menfaatine olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde; taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davalı erkeğin ortak çocuğu kaçırarak günlerce alıkoyduğunu, çocuğu geri getirmediğini, ortak çocuğu sokakta yatırdığını, başına silah dayadığını, ölümle tehdit ettiğini ve şiddet uyguladığını, çocuğun psikolojisinin bozulduğunu, görüş gününde uyuşturucu aldığını ve çocuğa da uyuşturucu kullanmayı teklif ettiğini, sosyal inceleme raporunda da çocuğun babasından korktuğu, onunla görüşmek istemediği, babasıyla ilgili hiç bir olumlu düşüncesinin olmadığının gözlemlendiği ve kişisel ilişkinin uygun bulunmadığını, erkeğin hükümlü olduğu, izin süresi bittikten sonra tekrar ceza evine döneceğini, çocuğun tek başına babası ile kişisel ilişki kurmasının sakıncalı olduğunu, telefonla kurulan kişisel ilişkinin uygun olduğunu ileri sürerek Mahkemece kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması, aksi halde yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki tesis edilmesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; erkek aleyhine yüklenen kusurların çelişkili ve soyut tanık ifadelerine dayandırıldığını, yargılama aşamasında erkeğin delil sunamadığını, savunma hakkının kısıtlandığını, velâyete ilişkin olarak verilen kararın objektiflikten uzak uzman raporuna dayandırılmasının hatalı olduğunu, çocuğun cinsel kimliğinin oluşması için velâyetin babasına verilmesi gerektiğini, yargılama aşamasında ortak çocuğun babası aleyhine beyanda bulunmaya zorlandığını ileri sürerek kararın tüm yönleriyle bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında evlilik birliğini temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik olup olmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulüne ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, velâyetin anneye verilmesi ile velâyeti anneye verilmiş olan ortak çocuğun baba ile kişisel ilişki kurmasında ortak çocuğun üstün menfaatine aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 323 ve 324 üncü maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.İlk Derece Mahkemesince velâyeti anneye bırakılan 2011 doğumlu ortak çocuk ... ile davalı baba arasında her ayın 1. ve 3. hafta sonu Cumartesi günü saat 12.00'den Pazar günü saat 17.00'ye kadar yatılı olacak şekilde, ortak çocuğun doğum gününde ise saat 16.00'dan 20.00'ye kadar kişisel ilişki tesisine karar verilmişse de; dosya içeriğindeki delillerden erkeğin sakin bir mizaca sahip olmadığı, hükümlülük halinin devam ettiği, ortak çocuğa yönelik olumsuz söylemlerde bulunduğu ve 18.11.2022 tarihli sosyal inceleme raporunda çocuğun babası ile üçüncü kişi nezaretinde görüşmesinin uygun olduğu yönünde uzman değerlendirmesinin bulunduğu hususları gözetildiğinde ortak çocuk ile babası arasındaki kişisel ilişkinin gözetim altında gerçekleştirilmesinin çocuğun üstün menfaatine uygun olduğu anlaşılmaktadır. Bu husus gözetilerek baba ile ortak çocuk arasında daha uygun sürelerde ve refakatçi eşliğinde kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi ret kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı erkeğin tüm, davacı kadının diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, davacı kadın vekilinin kişisel ilişkinin süresi ve şekline yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının (3) numaralı bendinin hüküm fıkrasından tamamen çıkarılmasına, yerine (3) numaralı bent olarak; "velâyeti kendisine verilmeyen baba ile çocuk arasında her ayın 1. ve 3. Cumartesi günleri saat 10.00'dan aynı gün saat 17.00'ye kadar uzman refakatçi eşliğinde kişisel ilişki tesisine, çocuğun kişisel ilişki günlerinde babası ile refakatçi eşliğinde görüşmesine ilişkin işlemlerin Lüleburgaz Adli Destek Birimince sağlanmasına" ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.