Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4305 E. 2024/916 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmışsa kusurun kimde olduğu, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, yerel mahkemenin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma kararında ve tazminat taleplerinin reddinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/47 E., 2023/547 K.

DAVA TARİHİ : 11.09.2017

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kocaeli 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/517 E., 2022/800 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı karşı davalı erkek vekili ve davalı karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı vekili erkek dava ve cevaba cevap dilekçesinde; kadının, erkeğin kardeşlerinin eve gelmesini engellediğini, gayrı meşru ilişkiler yaşadığını, esnek çalışma şartları olan kadının 2013 doğumlu çocuğu olmasına rağmen eve geç saatlerde geldiğini, davalının şirket aracında eşinin iç çamaşırını gördüğünü, bunun üzerine araca ses ve konum bilgisi veren takip cihazı yerleştirdiğini, 14.11.2016 günü cihazı aktif hale getirdiğini, sadakatsiz davranışlara ilişkin kayıt aldığını, davalının eniştesi ... K. ve ablası Aynur K.'nin yanında İnstagram uygulaması üzerinden tanıştığı bir kişi ile ilişki yaşadığını söylediğini, bu kişinin adının Ertuğrul olduğunu öğrendiklerini, davalıya psikolojik destek aldırdığını, her şeye rağmen evliliği sürdürmeye çalıştığını, 14.11.2016 tarihinde davalı bu ilişkiyi sonlandırma sözü vermesine rağmen 09.03.2017 tarihine kadar telefon görüşmelerinin olduğunu, davalının aracında konum ve ses aktarım cihazı olduğunu bilmesine rağmen davacıya yalan söylemeye devam ettiğini, 23.02.2017 tarihinde aracın ormanlık alanda olduğunu fark etmesi üzerine eşine ulaşamadığını, ses kaydında cinsel içerikli sesler duyduğunu ve kaydettiğini, bunun üzerine davalının davacı hakkında şikayetçi olduğunu ve koruma kararı aldığını, ... K.n'in nezarethaneye geldiğini ve davalının pişman olduğu ilişkiyi sonlandıracağını söylemesi üzerine boşanma kararını ertelediğini, davalının 17-19.03.2017 tarihleri arasında 3 yaşında çocuğu bırakıp temsilciliğini yaptığı şirketin Alanya kampına gittiğini, bu kamptan sonra taraflar arasındaki tartışmaların arttığını, ... K. tarafından ortamın yatıştırıldığını, davalıya psikolojik destek aldırıldığını, 04.07.2017 tarihinde davalının yalan söylemesi üzerine tartıştıklarını ve davalının evden gitmesini istemesi üzerine davacının 20 gün müşterek konuta gelmediğini, Eylül 2017 tarihinde kurban bayramında davalının çantasında peçete üzerinde Çetin isimli bir erkeğe yönelik yazılmış bir not bulduğunu, davalının ses ve konum takip cihazından haberdar olduğunu, çocukları özel okulda okuttuğunu iddia iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin verilmesini, lehine 10.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının eve yeni eşya alınmasını kabul etmediğini, evliliğinin ilk gününden bu yana fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kaldığını, hakarete ve tecavüze uğradığını, parasız bırakıldığını, her türlü şiddete maruz bırakıldığını, boğazını sıktığını, kıyafetlerini parçaladığını, evden kovulduğunu, ölü doğan ilk bebeğinin davacıdan habersiz çok uzak bir yere defnedildiğini, davacının ailesinde gayri ahlaki ilişkilere şahit olduğunu, davacıya bildirdiğinde üzerini kapattığını, ortak çocuğun gözü önünde defalarca şiddete uğradığını, davacının despot bir hayat yaşattığını, sekiz aylık hamileyken davacının dudağını patlattığını ve ön dişlerinin çıktığını, tartışmalar sonucu birçok defa çocuklar ile birlikte araçtan indirdiğini, davacının cinsel içerikli CD ve dergiler bulundurduğunu, oralardan edindiği yöntemleri istememesine rağmen zorla uyguladığını, davacının köye ev yaptığı ve hanenin gelirini orada kullandığını, bu sebeple çalışmaya başladığını, köye inşaata ziyarete gittiğinde Facebook üzerinden davacının eski sevgilisine baktığını gördüğünü, davacının duygusal boşluk nedeniyle bir başka erkeğe yakınlık duyduğunu ancak ötesine geçmediğini, zina etmediğini, davacının affettiğini, Alanya kampına davacının rızasıyla kendisinin gönderdiğini, birlikte gitme teklifinin davacı tarafından kabul edilmediğini, biletlerini davacının aldığını, eşine süslendiğinde davacının aşağılayıcı ifadeler kullanarak hakaret ettiğini, davacının aracına ses ve konum kayıt cihazının yerleştirilmesini kabul etmediğini, peçete üzerindeki yazıyı kabul etmediğini, gerekirse yazı incelemesi yapılmasını talep ettiği, davacının iş arkadaşlarını aradığını iddia ederek ve savunarak davanın reddini, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı karşı davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve çocuklarının velâyetinin tarafına verilmesini, ortak çocuk ... için aylık 1000,00 TL, İrem Deniz için aylık 750,00 TL ve Ahmet Batu için aylık 500,00 TL iştirak nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı-karşı davacı kadının başka erkekle görüştüğü, güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, 14.11.2016 tarihindeki aftan sonra karşı davacı kadının görüşme kayıtlarında erkekle görüşmeye devam ettiği anlaşılmakla kadının bu yönden kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı erkeğin ise kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, arabasına dinleme cihazı koyarak takip ettiği, evin ihtiyaçlarını yeterli karşılamadığı, tarafların evlilik birliğinin sarsılmasında eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile asıl ve karşı davaların kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki tesisine, davalı karşı davacı lehine dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle 600,00 TL artırımı ile aylık 1.000,00 TL olarak aynen devamına, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı karşı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ses kaydının hukuka aykırı delil olmadığını, davalı karşı davacının cihazdan haberinin olduğunu, CD kaydının delil olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve İlk Derece Mahkemesi tarafından BTK'dan celbini talep ettiği numara kayıtları talebinin yerine getirilmediğini, kusur tespitinin hatalı olduğunu ve karşı davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulünün gerektiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönünden Mahkeme kararının kaldırılmasına ve taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı karşı davacı vekili kusur tespitinin hatalı olduğu, davacının ispatlanamayan davasının reddi gerektiği, müvekkilinin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi ile tazminat taleplerinin reddi yönünden Mahkeme kararının kaldırılmasına ve taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalı kadının başka erkeklerle görüştüğü, güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, davacı erkeğin ise kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, arabasına dinleme cihazı koyarak takip ettiği ve evin ihtiyaçlarını yeterli karşılamadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle asıl dava ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi Mahkemece yapılan kusur belirlemesinin yerinde olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda her iki tarafın eşit kusurlu oldukları ve eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilemeyeceği göz önüne alınarak, her iki tarafın maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı karşı davalı erkek vekili ve davalı karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davcı karşı davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; ses kaydının hukuka aykırı delil olmadığı davalı karşı davacının cihazdan haberinin olduğunu, CD kaydının delil olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve İlk Derece Mahkemesi tarafından BTK'dan celbini talep ettiği numara kayıtları talebinin yerine getirilmediğini, kusur tespitinin hatalı olduğunu ve karşı davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulünün gerektiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönünden Mahkeme kararının bozulmasını ve taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı karşı davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespitinin hatalı olduğu, davacı karşı davalının affettiği davacının ispatlanamayan davasının reddi gerektiğini, müvekkilinin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, eksik inceleme bulunup bulunmadığı, asıl ve karşı davanın kabulünün yerinde olup olmadığı, tazminata hükmedilme koşulları oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.