Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4334 E. 2024/3518 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlenmesi ve buna bağlı olarak tazminat taleplerinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin kusur belirlemesi ve delillerin değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum olmadığı, davalı-davacı kadının temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü sebeplerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediği gözetilerek, temyiz edilen karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1766 E., 2023/587 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/171 E., 2021/937 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların bir çok kez yaşadıkları problemler sonrasında davalının müşterek konutu terk ederek babasının evine gittiğini, davalının evlilik içinde yaşanılan her türlü olayı kendi ailesiyle paylaştığını ve sır saklama yükümlülüğüne uymadığını, davalının kendisine "Sen erkek misin, senin gibi erkek olmaz olsun." gibi cümleler söylediğini, kendisine karşı ağır hakaret ve küfürlerde bulunduğunu, müşterek çocuğu kendisine karşı düşmanca bir tutumla büyütmeye çalıştığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına erkek yararına 20.000,00'er TL maddî-manevî tazminata,karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-karşı dava dilekçesinde özetle; davacı- davalının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, iddiaların aksine davacı- davalının kendi ailesiyle yakın olduğunu, sürekli ailesiyle vakit geçirdiğini, sır saklama yükümlülüğüne uymadığını, davacı- davalının müvekkiline karşı ilgisiz ve sevgisiz olduğunu, ayrıldığı günden itibaren kış ayının ortası olmasına rağmen evin doğal gazını suyunu ve elektriğini kapattırdığını, davacı- davalının müvekkiline bağırdığını, küçük düşürdüğünü, davacı- davalının sürekli ailesinin baskısı altında kaldığını, çocukla ilgilenmediğini, davacı- davalının uzun süredir kumar oynadığını, evin kirasını ödemediğini, evin giderlerini yeterince karşılamadığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini, ev kirasını müvekkilinin ödediğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına yasal faiziyle 60.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı-davacı kadının evlilik içindeki olayları kendi ailesine anlattığı, erkeğe "sen erkek değilsin" dediği, erkeğin annesine "ölümlerden ölüm beğensin, onu kendi ellerimle öldürürüm" dediği ve hakaret ettiği, erkeğe küfür ettiği, erkeğin annesi ve babasına beddua ettiği, erkek için "adam olamadı, erkek olamadı" şeklinde konuştuğu, erkeğin ailesiyle görüşmek istemediği, son olarak arabanın içinde tartıştığı, erkeğin elini ısırıp saldırdığı, davacı-davalı erkeğin ise kadına, seni ve çocuğu istemiyorum dediği, evin ihtiyaçlarını kadının karşıladığı, iddia oynadığı, kadınla bağırarak konuştuğu, kredi çektikleri ve kadının ödediği, tarafların ailelerinin Ilgın'da oturduğu ve erkeğin Ilgın'a giderken kadını götürmediği, kadına karşı ilgisiz olduğu, "senden bana eş olmaz" dediği, aldıkları arabayı kendi annesinin üzerine yaptırdığı, Kütahya'ya giderken kadını götürmediği, evi terk ettiği, sonrasında elektrik ve su faturası ile ilgilenmediği, erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve 750,00 TL iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın için 15.000,00 TL maddî-10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur değerlendirmesi, CD kaydının delil olarak değerlendirilmemesi, tazminat taleplerinin reddi, velâyet, karşı davanın ve fer'îlerinin kabulü yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, davalı-davacı kadına verilen kusurların istinaf edilmeksizin kesinleştiği, erkeğin Kütahya'ya giderken kadını götürmediği yönüyle kusurlu bulunduğu ancak tanık Meliha'nın beyanıyla kadının kendi isteği ile Kütahya'ya gitmediğinin anlaşıldığı, kusur olmaktan çıkartılması gerektiği, yine erkeğin evi terk ettiği, sonrasında elektrik ve su faturası ile ilgilenmediği yönüyle verilen kusurun kadının önceki açtığı önlem nafakası davasında vakıa olarak ileri sürmesine rağmen reddedilmesi sebebiyle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, erkeğe yüklenen diğer kusurların yerinde olduğu anlaşılmakla; erkeğin dosyaya sunduğu ses kaydının Nurgül'ün özel hayatın gizliliğini ihmal etme suçundan ceza aldığı, delilinin hukuka aykırı olarak nitelendirilmesinin ve hükme esas alınmamasının yerinde olduğu, gerçekleşen kusur durumuna göre, Mahkemenin kusur dağılımı isabetsiz bulunarak tarafların eşit kusurlu olduğu, eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemeyeceği gerekçesi ile erkeğin kusura, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; erkek eşin tam kusurlu olduğunu, kusur değerlendirmesinin hatalı olduğunu belirterek kusur belirlemesi, tazminatların reddi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, kadının reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,15.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.