"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/6 E., 2021/227 K.
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davacı kadın
Taraflar arasındaki eşya alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davacının eşya alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece Mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından Dairece verilen kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; kesinlik, süre ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, karar düzeltme dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 15 yıllık evli olduklarını, aralarındaki şiddetli geçimsizlik nedeniyle davalı aleyhine boşanma davası açıldığını, evlilik birliği devam ederken tarafların Gaziantep İli, ... İlçesi, ... Mah., ada 145, parsel 555, kat 1, no 1'de kayıtlı taşınmazı satın aldıklarını; bu taşınmazın davalı adına kayıtlı bulunduğunu, davacı kadının yıllarca memur olarak görev yaptığını ve kazandığı paranın tümünü evine harcadığını, davacı ile davalı arasında düzenlenen 29.05.2002 tarihli protokolde davalının ev eşyalarında hiçbir hakkı olmadığını, ev eşyalarının tamamen ve eksiksiz olarak kadına ait olduğunu kabul ve taahhüt ettiğini, davalı erkeğin boşanma davası açıldıktan sonra tüm ev eşyalarını alarak evi boşalttığını, evi satma ihtimali olduğunu da belirterek dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin kadın adına tesciline, olmadığı takdirde değerinin hesaplanarak müvekkiline ödenmesine ve ayrıca davalı tarafından götürülen ev eşyalarının bedeli olan 25.000,00 USD'nin kadına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının 2002 yılında erkek aleyhine boşanma davası açtığını, daha sonra tarafların barışarak ortak hayatı devam ettirme kararı aldıklarını, evliliğin sıhhati açısından erkeğin mevcut konutu satıp üzerine bankadan kullandığı kredi ile daha iyi bir semtten daha büyük bir ev aldığını ancak davacının çalıştığı süre boyunca kazandığı parayı kendine sakladığını, bekar bir insanın sorumsuzluğu ile hareket ettiğini bu nedenle erkeğin evlilik birliğinin içerisinde yaşanan sorunlar nedeniyle de işlerinin bozulduğunu, bir süre sonra kredi taksitlerini ödeyemez duruma geldiğini, iş yerini kapatmak zorunda kaldığını, davacının kredi taksitlerini ödeme konusunda erkeğe yardım etmediğini bu nedenle arabasını satarak kredi borcunu kapatmak zorunda kaldığını, sonrasında da davacı kadının erkek aleyhine boşanma davası açtığını, davacı kadının mevcut konutta herhangi bir hakkının ve katkısının bulunmadığını ayrıca dava dilekçesinde bahsi geçen protokol altındaki imzanın erkeğe ait olmadığını belirterek dava konusu taşınmaz üzerindeki davacının mal rejiminden kaynaklı alacak ve ev eşyası yönünden alacak taleplerinin reddi ile dava konusu taşınmaz üzerindeki borçlanmanın mahsubuna karar verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Davacının mal rejiminden kaynaklanan katılma alacağı davasının kabulüne, eşya alacağı talebinin ise; dosyaya sunulan 29.05.2002 tarihli 3 maddeden oluşan "Protokol" başlıklı, altında ..., ... ile Av. ... isimleri ile altında imzalar bulunan düzenlemede ortak konuttaki tüm eşyaların ...'a ait olduğu, ... tarafından kabul edildiği ve ...'ın bu eşyalardan herhangi bir hak talep etmediği, gerek ... ve gerekse ailesi tarafından eşyaların alındığı ya da eksik olduğu iddia olunduğu takdirde ...'ın ...'a 25.000 USD ödemeyi taahhüt ettiği hususlarında taraflar arasında anlaşma yapıldığı; davalı tarafın işbu protokol altındaki imzanın davalıya ait olmadığı yönündeki itirazı üzerine yapılan inceleme sonucu Prof. Dr. H. ... tarafından düzenlenen 11.10.2011 tarihli Adli Tıp Bilirkişi raporunda inceleme konusu belgedeki imzanın ...'ın eli ürünü olduğu görüş ve kanaatine varıldığının bildirilmiş olduğu, buna göre tarafların kendi iradeleri ile ev eşyaları konusunda anlaşmış olup aralarında bir değer belirleyip bu eşyaların tamamının davacıya teslimi ispat olunmadığı takdirde bu bedelin ödenmesini kendi aralarında anlaşma altına aldıklarının anlaşıldığı, birbiri ile uyumlu, samimi ve inandırıcı bulunan davacı tanık beyanlarına göre ev eşyalarının tamamının davacıya teslim edilmediği, davalı tanık anlatımlarının ise birbiri ile çelişkili, inandırıcılıktan uzak ve oluşa aykırı bulunduğu, taraflar arasında yapılan yazılı bir akit bulunmasına karşın davacının eşyaları teslim ettiğine dair tarafların imzasını taşıyan herhangi bir belge ibraz olunmadığı, bu denli önemli bir hususu kanıtlama açısından davalının davacıdan kendisini ibra etmesini istememesinin hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı gerekçesiyle kadının eşya alacağı davasının kabulüyle 25.000 USD'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı ve davalı vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargutay 8. Hukuk Dairesinin 02.05.2016 tarihli ve 2015(922 Esas, 2016/8091 Karar sayılı kararıyla Mahkemece yargılama aşamasında karar ve ilam harcı alınmadan yargılamaya devam edildiği, nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü oranındaki peşin kısmının tamamlanarak davanın esasına girilebileceği, bu husus gözetilmeksizin karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına her iki tarafın da temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B.İkinci Bozma Kararı
1.Mahkemece bozma sonrasında yapılan yargılama sonucunda; Bozma ilamında belirtilen eksikliklerin tamamlanması suretiyle, Mahkemenin ilk karar gerekçesi tekrar edilerek kadının katılma alacağı davasının kabulüne, eşya alacağı davası yönünden de davanın kabulüyle 25.000 USD'nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesi üzerine davalı erkek vekili tarafından temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04.02.2022 tarihli ve 2018/14187 Esas, 2020/899 Karar sayılı ilamıyla, Mahkemece, öncelikle 29.05.2002 protokol başlıklı evrakta geçen dava konusu "ev eşyalarının" ne olduğu hakkında açıklama yapmak üzere davacı tarafa süre ve imkan verilmesi gerektiği, davacı tarafın 14.03.2011 tarihli cevaba cevap dilekçesinde kabulünde olduğu üzere Gaziantep 5. İcra Müdürlüğünün 02.06.2010 tarihli teslim tutanağında sayılı olup davacıya teslimi gerçekleşen ev eşyaları olduğu dikkate alınıp, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi hükmü gereği ispat yükümlülüğü de gözetilerek dava konusu olup davacı tarafa teslim edilmeyen ev eşyalarının var olup olmadığı hususunun netleştirilmesi gerektiği, teslim edilmeyen ev eşyaları olduğu ispatlanamadığı takdirde davacı tarafın alacak talebinin tümden reddine karar verilmesi, ispatlanması halinde ise teslim edilmeyen ev eşyalarının dava tarihi itibariyle ikinci el eşya değerleri konusunda uzman bilirkişiye tespit ettirilerek talep miktarı da gözetilmek suretiyle davacı lehine alacağa hükmedilmesi gerektiği, bu yönler gözetilmeksizin karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davalı erkeğin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın bozulmasına, katılma alacağı yönünden ise kararın onanmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere eşyaların davacı kadına eksiksiz teslim edildiğinin kabulünün gerekeceği, 2010 yılına kadar evlilik birliğinin devamının sağlandığı, sonrasında tarafların Gaziantep 3. Aile Mahkemesi'nin 2010/102 Esas 2012/380 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, kararın 12.06.2012 tarihinde kesinleştiği, 02.06.2010 tarihli icra teslim tutanağına göre bir kısım eşyaların davacı kadına teslim edildiğinin belirtildiği, ancak eşyalardan teslim edilmeyen kısmın var olup olmadığının tanık beyanları ve dosyadaki mevcut deliller ile ispat edilemediği, 2002 yılında değeri belirlenen eşyaların sekiz yıl barışarak bir arada yaşama sonrasında 2010 yılında mevcut olduğunun davacı tarafça ispat edilememesi nedeniyle eşya alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili hükmün tümüne yönelik olarak temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Dairenin 20.12.2022 tarihli ve 2022/3815 Esas, 2022/10684 Karar sayılı kararıyla, hükmün onanmasına karar verilmiştir.
VI. KARAR DÜZELTME
A. Karar Düzeltme Yoluna Başvuran
Dairenin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
B. Karar Düzeltme Sebepleri
Davacı kadın vekili karar düzeltme dilekçesinde özetle; kadına ait olan eşyaların gerek boşanma davasında gerek protokolde tahdidi olarak izah edildiğini, eşyaların ayrıntısı ile izah edilmesinin mahkemeyi sürüncemede bırakacağını, söz konusu bedelin eşyaların tek tek hesaplanmasına ilişkin bedel olmadığı, eşyaların hiç teslim edilmemesi veya eksik teslim edilmesinden dolayı kararlaştırılan bedel olduğu, dolayısıyla bu aşamada eşya teslimine gidilip de alındığı ya da alınmadığı yönünde inceleme yapılmasının hatalı olduğunu, erkeğin eşyaları teslim ettiğine dair bir beyanının herhangi bir aşamada mevcut olmadığını, Mahkemece eksik alınan eşyaların bilinmeyen nitelik, marka ve değer tespiti yarına icra yoluyla teslim alınan eşyaların değer tespitine gidilmesi ve bu yönde bilirkişi raporu aldırılması gerekmekteyken davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmek üzere karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan eşya alacağı davasının reddine ilişkin verilen kararın doğru olup olmadığı, bu konuda Dairece verilen onama kararında isabetsizlik bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 440 ıncı maddesi, 4721 sayılı Kanununun 6 ncı ve 226 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Yargıtay kararının düzeltilmesi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Mahkemece verilen karar, Dairemizce yasal ve hukuki dayanakları gösterilmek suretiyle onanmış olup, temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre karar düzeltme istemi 1086 sayılı Kanun'un 440 ıncı maddesindeki nedenlerden hiçbirisine dayanmamaktadır. Bu nedenle yerinde olmayan istemin reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Karar düzeltme talebinin REDDDİNE,
1086 sayılı Kanun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 1.470,00TL para ceza ile 375.10 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.