"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/640 E., 2023/707 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/308 E., 2022/828 K.
Taraflar arasındaki maddî ve manevî tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ilk olarak 2009 yılında evlendiklerini, 2012 yılında ise boşandıklarını, kadının baskısı sebebiyle ikinci olarak 2013 yılında evlendiklerini, ancak kadının birlik görevlerini ihmal etmesi sebebiyle tarafların 2017 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını ve anlaşmalı boşanma protokolüne göre erkeğin, kadına aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakası, 200.000,00 TL maddî tazminat ve 200.000,00 TL manevî tazminat ödemeyi kabul ettiğini, kararın bu hali ile kesinleştiğini, ancak kadının, evlilik birliği devam ederken sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, bu durumun boşanma kararının kesinleşmesinden sonra öğrenildiğini, kadının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 185 inci maddesine aykırı davrandığını, iddia ederek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kadının haksız fiili sebebiyle şimdilik erkek yararına yasal faizi ile birlikte kadından alınmak üzere 100,00 TL maddî tazminat, 400.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince yapılan 20.09.2022 tarihli celsede bir numaralı ara kararla davacı erkek vekiline dava dilekçesinde talep ettikleri maddî ve manevî tazminat miktarı ile ilgili beyanda bulunmak üzere kesin süre verilmiş olup davacı erkek vekili tarafından sunulan 06.10.2022 tarihli dilekçeyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 107 inci maddesi hükmü de dikkate alınarak şimdilik 100,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminat talepleri olduğu belirtilmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın yetkili mahkemede açılmadığını, işbu dava ile ilgili yargılama yapmakla yetkili ve görevli mahkemenin Konya Aile Mahkemesi olduğunu ve yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, yine davanın 4721 sayılı Kanun'un 178 inci maddesi hükmü gereği bir yıllık süre içerisinde açılmadığını ve usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını ve protokol hükümleri gereği erkeğin, kadından herhangi bir tazminat talebi bulunmadığını, evlilik birliği içerisinde kadının kusurlu bir davranışının olmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.Konya 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 17.06.2021 tarih ve 2021/364 Esas, 2021/298 Karar sayılı kararı ile dava dilekçesinde; 4721 sayılı Kanun'un 185 inci maddesinde belirtilen sadakat yükümlülüğüne aykırı davranmaktan dolayı davalı kadından maddî ve manevî tazminat talebinde bulunulduğu, sadakat yükümlülüğünün 4721 sayılı Kanun'un 185 inci maddesinde düzenlendiği ve 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun'un (4787 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi hükmü gereğince, 4721 sayılı Kanun'un İkinci Kitabından doğan dava ve işlerle ilgili yargılamanın aile mahkemeleri tarafından yapılacağı, sadakat yükümlülüğünün ihlal edilmesi durumunda, diğer eş açacağı boşanma davasında, boşanmaya neden olan bu olay nedeniyle kişilik hakkının saldırıya uğradığını ileri sürerek boşanmanın fer'î niteliğindeki maddî ve manevî tazminat talebinde bulunabileceği, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu ve yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilebileceği, somut uyuşmazlık ile ilgili de yargılama yapmakla görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 115 inci maddesi hükmü uyarınca davanın görev dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, kararın davacı erkek vekili tarafından tamamı yönünden istinaf edilmesi üzerinde istinaf incelemesi yapan Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin 24.03.2022 tarih ve 2022/114 Esas, 2022/678 Karar sayılı kararı ile işbu dava ile ilgili yargılama yapmakla görevli mahkemenin aile mahkemesi olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı belirtilerek; davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın; anlaşmalı boşanma kararı kesinleştikten sonra davacı erkek tarafından yeni vakıalar nedeniyle davalı kadın aleyhine maddî ve manevî tazminat istemine ilişkin olduğu, boşanma kararının kesinleşmiş olması karşısında davacı erkeğin, aynı zamanda boşanma sebebi oluşturan eyleme dayanan maddî ve manevî tazminat isteğinin artık boşanma sebebine bağlı olmaktan çıktığı, bağımsız bir talep haline dönüştüğü, davacı erkeğin, tazminat talebinin hukuki dayanağının, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi olmaktan çıktığı ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nu (6098 sayılı Kanun) hükümlerine dayalı olduğu, genel hükümlere göre dava ile ilgili yargılama yapmakla ilgili görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olsa da Konya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin 24.03.2022 tarih, 2022/114 Esas, 2022/678 Karar sayılı kararının kesin nitelikte olması ve yargılamayı yapan İlk Derece Mahkemesi açısından bağlayıcı olması nedeniyle davacı erkeğin talebinin 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi uyarınca değerlendirildiğini, bu kapsamda; tarafların 13.09.2013 tarihinde ikinci kez evlendikleri, Konya 4. Aile Mahkemesinin 2017/854 Esas, 2017/846 Karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği ve kararın 06.12.2017 tarihinde kesinleştiği, işbu davanın ise 09.07.2020 tarihinde açıldığı, 4721 sayılı Kanun'un 178 inci maddesi hükmü ve süresinde sunulan cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunulduğu, davanın boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçtikten sonra yani zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı belirtilerek zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, davanın, kadının haksız fiil eylemi sebebiyle, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi kapsamında değil 6098 sayılı Kanun kapsamında açıldığı ve süreden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, zaman aşımına uğramadığı belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların Konya 4. Aile Mahkemesi'nin 10.11.2017 tarih ve 2017/854 Esas, 2017/846 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, işbu kararın kesinleştiği, Dairemizin 2015/2075 Esas, 2015/8767 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, boşanma kararının tarafların anlaşmalarına dayandığı, davacının boşanmadan sonra boşanma sebebi ile artık 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi hükmüne göre tazminat talep etmesinin mümkün olmadığı; çünkü böyle bir durumda tarafların boşanmalanın mali sonuçlarına ilişkin aralarındaki ihtilafı nihai olarak çözdükleri ve ilişkilerini tasfiye ettikleri, bu sebeple anlaşmalı boşanmadan sonra boşanma sebebi ile tazminat istenemeyeceği, işbu tazminatın da 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi kapsamında kalması sebebi ile talebin bir yıllık hak düşürücü süre geçildikten sonra açıldığı gözetilerek davanın bu nedenle reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı belirtilerek davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, işbu davanın aile hukukundan kaynaklanmadığı, genel hükümlere dayandığı ve asliye hukuk mahkemesi tarafından yargılama yapılması gerektiği, genel hükümlere göre de kadının haksız eyleminin öğrenildiği tarihten itibaren bir senelik süre içerisinde işbu davanın açıldığı, zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, maddî ve manevî tazminat istemine ilişkin olup uyuşmazlık, yargılamanın görevli mahkemede yapılıp yapılmadığı, hukuki nitelendirmenin yerinde olup olmadığı ve davanın süresinde açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 1 inci ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49 uncu ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.