Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4747 E. 2024/4304 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, tazminat talepleri ve nafakaya hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dayandıkları belgeler, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/95 E., 2023/907 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Vezirköprü 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/136 E., 2022/272 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; iki tarafta babalarının istekleri sonucu görücü usulü ile tanıştıklarını, bu dönemde müvekkilinin davalı tarafa telefon açarak daha çok vakit geçirip birbirlerini tanıma girişiminde bulunduklarını, ancak ne zaman kadını arasa telefona kayınpederi yada kayın validesinin çıktığını, davalı-davacı kadın ile konuşmasının engellendiğini, müvekkilinin düğünden sonra iletişimlerinin düzeleceği mantığıyla 100.000,00 TL'lik düğün masrafı yaparak davalı-davacı kadın ile evlendiğini, davalı-davacı kadın evlendikleri gün müvekkili yanına yaklaştırmadığını, bunun üzerine müvekkilinin davalı-davacı kadının bir rahatsızlığı olup olmadığını öğrenmek için Vezirköprü Devlet Hastanesinden Kadın Hastalıkları Uzmanı bir doktora götürdüğünü, doktorun kendilerine bu duruma yapacak bir şeyi olmadığını söylediğini, müvekkilinin iki ay boyunca eşinin normale dönmesini beklediğini, davalı tarafın müvekkile "ben seni sevemiyorum, seni istemiyorum, beni babam senle zorla evlendirdi, bu saatten sonra beraber olmamız imkansız" şeklide söylediğini, müvekkilinin davalı tarafın evlenmeden önce kendi köyünden birisine kaçtığını, davalı-davacı kadının babasının onu kaçtığı yerden geri aldığını öğrendiğini, cinsel birliktelik yaşamak istememesi müvekkilinin evlilik birliği içerisinde eşine olan güvenini yitirmesine neden olduğunu, davalı-davacı kadının yaşanan olaylar sonucu evdeki odayı kendisine tahsis ederek odayı kitleyip yalnız başına yemek yiyip içtiğini ve müvekkile de odanın kapısını çalmadan içer girme, beni rahatsız etme dediğini, davalı-davacı kadının boşanmayı kabul ettiğini ancak babasının baskısından korktuğu için babasının evine gidemeyeceğini söylediğini, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına 50,000,00 TL manevî, 50.000,00 TL maddî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap-birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmazlıklarının temel nedeninin, düğün tarihinin Ramazan ayının hemen başlangıcına denk gelmesi, tarafların bu nedenle cinsel ilişkiye girememeleri ve davalı-davacı kadının bu durumu başlangıçta kendisinin istemesine rağmen sonradan müvekkiline iftira atarak olayların farklı şekilde geliştiğini iddia etmesinden kaynaklandığı, tarafların düğün yaptıktan hemen sonra Ramazan ayı başladığı için cinsel birlikteliği ramazan ayı sonrasına erteleme konusunda ortak karar aldıkları ve ramazan ayı sonunda da birlikte oldukları, ancak bu süreçte davalı-davacı kadının başlangıçta kararlaştırdıkları gibi ramazan ayının bitmesini beklemek istemediği ve müvekkile bu konuda baskı ve tehditte bulunmaya başladığı, dinine bağlı ve muhafazakar yapıya sahip olan müvekkilinin ise bu durumu kabul etmediği, davalının annesinin tarafların evine yerleştiği ve davalı ile bir olup müvekkilin evi terk etmesi için kötü muamelelerde bulundukları, davalı tarafın Merzifon'da ikamet ettikleri evi müvekkilinden habersiz boşalttığı ve müvekkiline kendi özel eşyalarını dahi vermediğini tarafların, 4721 sayılı Kanun'nun 162 ve 166 ncı maddeleri uyarınca boşanmalarına, dava süresince aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, tedbir nafakasının dava sonunda yoksulluk nafakası olarak devamına, müvekkili lehine 75.000,00 TL maddî tazminat ve 75.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ziynetin aynen iadesine mümkün değilse tespit edilecek bedelin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı-davacı kadının kayınbabasına “senin oğlunu sevmiyorum, boşanmak istiyorum” dediği, evde karıncaların olduğu, mutfağın kirli olduğu, kendisinin ayrı bir odada yemeklerini yediği, tanık Naile’ye ben boşanacağım, babam zorla verdi dediği; erkeğin ise annesini eve çağırdığı ve böylelikle annesinin tarafların evinde kaldığı, bu sürede odaların kilitli olduğu, mutfak dolaplarının kilitlendiği, davalı kadının haberi olmadan eşyalarının evine bırakıldığı, ortak konutun boşaltıldığı, yüklenilen kusurlardan kadının eşini sevmediğini zorla evlendirildiğini söylemesi duygusal şiddet olarak değerlendirilirken, davacı erkeğin annesini eve çağırması sonrasında mutfak dolaplarının kilitlenmesi ekonomik şiddet evliliğin temelini sarsan temel bir olgu olarak değerlendirilmekle birlikte kadından habersiz ortak hanenin boşaltılarak kadına eşyalarının bırakılması da kadına karşı yine duygusal şiddet olduğu, davacı-davalı erkek ağır kusurlu, davalı-davacı kadın ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile erkek tarafından açılan davanın reddine, kadının davasının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 550,00 TL tedbir ve 10.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî tazminat ile 10.000,00 TL manevî tazminatın kocadan alınarak kadına verilmesine fazlaya ilişkin talebin reddine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadının ziynet eşyası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğunu belirterek kararın kaldırılması ve hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalının kusurlu olduğunu belirterek kusur belirlemesi, ziynet eşyası isteminin reddi ile lehine takdir edilen tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece taraflara yüklenen kusurlar itibariyle erkeğin ağır, kadının ise hafif kusurlu olduğu yönünde karar verilmiş ise de; taraflara yüklenen mevcut kusurlar itibariyle tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, bu durumda tarafların kusur dağılımının değiştiği, kadının ve erkeğin eşit kusurlu olduğu" şeklinde düzeltilmesi gerektiği, yetersiz gerekçe ile erkeğin davasının reddinin doğru bulunmadığı, davacı-davalı erkeğin boşanma davasının kabulü gerektiği, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-davacı kadının maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddine, kadının tüm, erkeğin sair yönlere ilişkin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, tazminatların reddi ve nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; tazminatların reddi ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, tazminat talepleri ile nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının ...'ye yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.