Logo

2. Hukuk Dairesi2023/4928 E. 2024/3382 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, taraflara yüklenen kusurların ve hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi tazminat miktarının uygunluğu ile istinaf incelemesinde davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin yerindeliği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek, hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi tazminat miktarının azlığı nedeniyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönlerden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/182 E., 2022/2898 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 4. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/180 E., 2021/779 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın erkek vekili tarafından kusur belirlemesi ve tazminatlar, kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ile yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda:

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karşı davanın kabulüne dair karar, davacı-davalı erkek vekilince istinaf başvurusuna konu edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle, davacı-davalı erkek vekilinin istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-davacı kadın vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesi ile davacı-davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının kız kardeşinin iki çocuğu ile haftanın iki ya da üç günü ortak konutta yatılı olarak kaldığını, bu nedenle erkeğin huzursuz olduğunu, kadının kardeşi ile birlikte erkeği dışladıklarını, erkeğin kendi evinde sığıntı olarak yaşamaya başladığını, kadının aşırı derecede kendi ailesine düşkün olduğunu, evlilik süresince kadının erkek ile haftalarca küs kalarak konuşmadığını, sevgisiz ve ilgisiz olduğunu, yıllardır ayrı yattığını, erkeğin ortak çocuklar ile olan ilişkisine kadının zarar verdiğini, çocukları babalarına karşı doldurduğunu, 2019 yılında erkeğin babasının cenazesine katılmadığını ve zor gününde erkeğin yanında olmadığını, erkeğin anne ve babasının rahatsızlıklarından dolayı sürekli İzmir'den Malatya'ya gidip gelmek zorunda kaldığını, krediler kullandığını ve Malatya'ya yerleşmek zorunda kaldığını, düzenli olarak ailesine para gönderirken gerçekleşen durum nedeniyle iki aydır para gönderemediğini, kadının ise zorlu süreçte erkeğe destek olmak yerine "parasını göndersin gerisi önemli değil" dediğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yarına 20.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin babasının vefat ettiği sırada kadının ameliyat geçirdiğini, bu nedenle cenazeye katılamadığını, 2019 yılı sonuna doğru erkeğin ortak kızlarının düğünü için ayrılan parayı alarak telefonlarına ulaşılmaz şekilde kadın ve ortak çocuklar ile bağlantısını kopardığını, kızının isteme merasimine gelmediğini, kira ve fatura ödemeleri yapmadığını, oğlu aradığında ise "artık herkes kendi başının çaresine baksın, beni aramayın, anneni sevmiyorum, anneni istemiyorum" dediğini, evlilik süresince de erkeğin kadına ve çocuklara sürekli olarak hakaret ettiğini, olumsuz davrandığını, fiziksel şiddet uyguladığını, istediği zaman gelerek evi otel gibi kullandığını, sorumluluklarını yerine getirmediğini belirterek karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğin babasının cenazesine katılmadığı, hastanede yattığı kabul edilse dahi taziye için aramadığı, manevî yönden destek olmadığı; erkeğin ise eşine ve çocuklarına karşı agresif tutum sergilediği, bağırıp çağırdığı ve küfür ve hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; fiziksel şiddete ilişkin tanık beyanının eski tarihli olduğunu, kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını, tazminatların haksız olduğunu belirterek kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının kusurunun bulunmadığını, kadının sağlık durumu nedeniyle cenazeye katılamadığının ispatlandığını belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince erkeğe yüklenen kusurlardan fiziksel şiddet kusurunun, dinlenen tanık beyanlarından af kapsamında kaldığı anlaşıldığından erkeğe yüklenmesinin hatalı olduğu, dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarından erkeğin ortak kızın isteme merasimine katılmadığının, evi terk ettikten sonra kadın için başının çaresine baksın dediğinin, eşine ve çocuğa maddî destekte bulunmadığının anlaşıldığı, bu eylemlerin erkeğe kusur olarak yüklenmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince fiziksel şiddet dışında erkeğe yüklenen kusurlu davranışlar ile kadına yüklenen kusurlu davranışların doğru olduğu, erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur dereceleri, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yoksulluk nafakasının miktarının az olduğu gerekçesi ile tarafların kusur durumuna yönelik istinaf taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğunun tespitine, kadının tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarına ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile kararın ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının tanıklarının beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, beyanların gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle erkeğe kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, kadının ağır kusurlu olduğunu, karşı davanın reddi gerektiğini, kararın aleyhe olan kısımların kaldırılması gerektiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının kusurunun bulunmadığı, erkeğin tam kusurlu olduğunu, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesince yeni bir hüküm kurulmuş olmasına rağmen lehe vekâlet ücretine hükmedilmediğini belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı, vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflara yüklenen kusurların dosya kapsamına uygun olup olmadığı, hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, istinaf incelemesi ile davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki (2) ve (3) numaralı paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-davalı erkek vekilinin "karşı davanın kabulüne" yönelik temyiz dilekçesinin istinaf edilmeyen yön temyiz edilemeyeceğinden REDDİNE,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının ve maddî tazminatın miktarları yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'a geri verilmesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.