"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1923 E., 2023/37 K.
DAVA TARİHİ : 22.09.2021
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/404 E., 2021/105 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilinin halasının kızı olduğunu, yapılan evliliğin ailelerin dayatması sonucunda olduğunu, ilk günden itibaren problemler yaşayan taraflar 2006 yılında bir arada yaşayamayacaklarının anlayarak ayrıldıklarını, müvekkili ile davalı arasında süren fiili ayrılık devam ettiğini ve müvekkilinin kendisine yeni bir aile yaşamı oluşturduğunu ve bu birliktelikten 3 çocuğunun olduğunu, tarafların 2006 yılından beri ayrı yaşıyor olması nedeniyle müvekkili tarafından Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi 2012/567 esas dosyası ile boşanma davası açtığını, davanın reddi yönünde 26.02.2012 tarihinde hüküm tesis edildiğini, yargıtay incelemesi ile onanan mahkeme hükmünün 22.01.2014 tarihinde kesinleştiğini, tarafların bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını beyan etmekle tüm bu nedenlerden dolayı boşanmaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; akraba baskısı ile yapılmış evliliğin 20 yıl sürmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının müvekkili ile ayrı yaşadığını ve şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmak istediğini beyan ettiğini fakat ayrı yaşayan taraflar arasında şiddetli geçimsizlik yaşanmasının mümkün olmadığını, davacının iş seyahatleri süresince yurt dışında kaldığı zaman haricinde ortak hanede birlikte yaşamaya devam ettiklerini tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2019 tarihli kararı ile; taraflar arasında daha önce Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi'nin 2012/567 E. 2012/1103 K. sayılı dosyası ile boşanma davası görüldüğü, davacının kusuru nedeni ile davanın reddine karar verildiği, kararın 22/02/2014 tarihinde kesinleştiği, dinlenen davacı tanıklarının yeminli beyanlarından tarafların uzun yıllardır ayrı yaşadığı, davacının Tonya isimli bir bayanla birlikte yaşadığı ve bu bayandan üç çocuğunun olduğu, tarafların Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi boşanma davasından sonra tekrar bir araya gelmedikleri, boşanma davasının reddine ilişkin kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık yasal sürenin dolduğu, bu süre zarfında evlilik birliğinin tekrar kurulamadığı anlaşılmakla, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Birinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili tarafından kusur ve hükmün tamamı yönünden istinaf talebinde bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 09.12.2019 tarihli, 2019/1696 Esas, 2019/1958 Karar sayılı ilamı ile, eksik inceleme nedeniyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesinin 24.11.2020 tarihli, 2020/279 Esas, 2020/862 Karar sayılı kararı ile, taraflar arasında daha önce Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi'nin 2012/567 Esas, 2012/1103 Karar, sayılı dosyası ile boşanma davası görüldüğü, davacının kusuru nedeni ile davanın reddine karar verildiği, kararın 22.02.2014 tarihinde kesinleştiği, davalı tanığının görgüye dayalı tanıklığının olmadığı, tarafları birlikte yaşarken görmediği, bildiklerinin davalı taraflarından duyumuna dayandığını belirttikleri, dinlenen davacı tanıklarının yeminli beyanlarından tarafların uzun yıllardır ayrı yaşadığı, davacının Tonya isimli bir bayanla birlikte yaşadığı ve bu bayandan üç çocuğunun olduğu, tarafların Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi boşanma davasından sonra tekrar bir araya gelmedikleri, boşanma davasının reddine ilişkin kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık yasal sürenin dolduğu, bu süre zarfında evlilik birliğinin tekrar kurulamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
4.Bölge Adliye Mahkemesinin 15.03.2021 tarihli, 2021/321 Esas, 2021/400 Karar sayılı kararı ile gerekçeli kararın içeriği ile hüküm fıkrası ve tefhim edilen kısa karar arasında çelişki bulunmakla kanuna uygun gerekçeyi içeren bir hükmün varlığından söz edilemeyeceğinden hüküm istinaf denetimine elverişli olmadığı gerekçesi ile istinaf talebinin esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın usulüne uygun karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
5.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflar arasında daha önce Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi'nin 2012/567 Esas. 2012/1103 Karar sayılı dosyası ile boşanma davası görüldüğü, davacının kusuru nedeni ile davanın reddine karar verildiği, kararın 22.02.2014 tarihinde kesinleştiği, davalı tanığının görgüye dayalı tanıklığının olmadığı, tarafları birlikte yaşarken görmediği, bildiklerinin davalı taraflarından duyumuna dayandığı, dinlenen davacı tanıklarının yeminli beyanlarından tarafların uzun yıllardır ayrı yaşadığı, davacının Tonya isimli bir bayanla birlikte yaşadığı ve bu bayandan üç çocuğunun olduğu, tarafların Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi boşanma davasından sonra tekrar bir araya gelmedikleri, boşanma davasının reddine ilişkin kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık yasal sürenin dolduğu, bu süre zarfında evlilik birliğinin tekrar kurulamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu, erkeğin tanıklarının çelişkili ve yanlı beyanlarda bulunduğunu, savunma haklarının kısıtlandığını, aşağıladığını, boşanmaya zorlandığını, kusuru olmamasına rağmen nafaka ve tazminat taleplerinin reddedildiğini ileri sürerek özetle hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan eylemli ayrılık nedenine dayalı boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, ortak yaşam yeniden kurulduğu iddiasının ispat edilip edilmediği, davalının nafaka ve tazminat talebi bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin son fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle davalı kadının usulüne uygun tazminat ve yoksulluk nafakası talebi bulunmadığından bu taleplerle ilgili hüküm kurulmamış olmasının yerinde olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın veklince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
11.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.