"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/239 E., 2023/326 K.
KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1080 E., 2020/746 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulüne, kadının davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davacının daha önce açtığı davanın İstanbul Anadolu 17. Aile Mahkemesi'nin 2013/948 Esas ve 2014/409 Karar sayılı ilamıyla reddedildiğini, kararın 11.11.2015 tarihinde kesinleştiğini, tarafların bu tarihten beri ayrı yaşadıklarını, bir araya gelmediklerini bildirerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı kadın asıl davaya verdiği cevap dilekçesinde özetle; boşanma talebinin kabul ederek 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, evin 1/2 sinin kendisi adına tescilini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin eve geç geldiğini, alkol aldığını, sadakatsiz tavırlar sergilediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eve hacizler gelmesine sebep olduğunu belirterek tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, daha önce açtığı tedbir nafakasının artırılarak aylık 3.000,00 TL olarak yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine, 100.000.00 TL maddî ve 150.000.00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl davada 4721 sayılı Kanunun 166/son koşullarının oluştuğu, kadın eşin iddia ve isnatlarında haklı olduğu ancak erkeğin açmış olduğu ve ret ile sonuçlanan boşanma davasından sonrasındaki süreçte bir araya gelerek aile hayatları kurulmamış olması, ayrıca sonrasında kadının kendisini aldattığını ve müşterek evi terk ettiğini beyan etmesine rağmen erkek aleyhine boşanma davası açmak yerine tedbir nafakası davası açarak evliliği bu şekilde devam ettirme niyetinde olduğu gerekçesiyle birleşen davanın reddine, boşanmaya neden olan olaylarda erkek kusurlu olduğundan kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata, aylık 2000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanma kararına bir itirazının olmadığını belirterek birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-davacı kadın tarafından davacı-davalı erkek aleyhine İstanbul Anadolu 7. Aile Mahkemesinin 2015/499 Esas-2016/563 Karar sayılı dosyasında açılan ve 11.09.2017 tarihinde kesinleşen tedbir nafakası davasında belirtilen davacı-davalı erkeğin evlilik birliğindeki sorumluluklarını yerine getirmediği, sadakatsiz davranışlarda bulunduğu, evi terk ettiği hususlarının sabit olduğu ancak davalı-davacı erkek tarafından davacı-davalı kadın aleyhine İstanbul Anadolu 17. Aile Mahkemesinin 2013/948 Esas-2014/409 Karar sayılı dosyasında açılarak ispat edilemediğinden reddine karar verilen ve kesinleşen boşanma davasından önceki vakıaların erkeğe kusur olarak yüklenmesinin kesin hüküm engeli nedeniyle mümkün olmadığı, böylelikle erkeğin tam, kadının kusursuz olduğu, birleşen davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu, ne var ki asıl davanın kabulü kararı istinaf konusu yapılmadığından, birleşen davadaki boşanma talebinin konusuz kaldığı, kadın yararına hükmedilen tedbir, yoksulluk ve tazminat miktarlarının da az olduğu gerekçesiyle davalı-davacının kusur belirlemesi, birleşen davanın reddi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarına yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne, bu konuda yeniden esas hakkında hüküm tesisine, erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu şeklinde kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, buna bağlı olarak kadın yararına vekâlet ücreti takdirine, kadın yararına aylık 2.500,00 TL tedbir, 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına, 60.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata oy çokluğu ile karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarının artırılması yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesi,, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.