"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
KARAR : Direnme
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Mahkemece ilk kararda asıl davanın reddine, birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmesi üzerine; Dairemizin 11.11.2015 tarihli 2015/6183 Esas, 2015/20967 Karar sayılı kararı ile davacı-davalı kadının boşanma davasının da kabulü gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına, temyize konu diğer bölümlerin ise bozma nedenine göre incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyulmasına karar veren Mahkemece davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 27.04.2017 tarihli 2016/17935 Esas 2017/4947 Karar sayılı ilamı ile davalı-davacı erkeğin davası hakkında yeniden hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen kadının boşanma davası ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyulmasına karar veren Mahkemece verilen üçüncü kararda; her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine, davalı-davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminata, asıl ve birleşen dava yönünden vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmiş, kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve davalı-davacı erkek yararına takdir edilen tazminatlar yönünden temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 07.02.2019 tarihli 2018/7172 Esas 2019/755 Karar sayılı kararı ile boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyulmasına karar veren Mahkemece verilen dördüncü kararda; her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, davacı kadının nafaka, maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine ilişkin karar kesinleştiğinden bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı erkeğin tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine, vekâlet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmiştir.
Mahkeme kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmiş ve Dairemizin 04.03.2020 tarihli 2020/1024 Esas 2020/1862 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur.
Dairemiz bu bozma kararına Mahkemece direnilmesi üzerine karar davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince Dairemizce yapılan incelemede;
Dairemizin 04.03.2020 tarihli ve 2020/1024 Esas, 2020/1862 Karar sayılı bozma kararına Mahkemece direnme kararı verilmişse de; Mahkemece bundan önce verilen hüküm davalı-davacı erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmemesi gerektiği yönünden bozulmuş, hükmün bozma kapsamında kalan kısımları ise kesinleşmiştir. Mahkemece bu durum gözetilmeden kesinleşen yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücreti yönünden yeniden hüküm kurulması doğru olmayıp, Dairemiz kararının usul ve kanuna uygun olduğu anlaşıldığından dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeple;
Dosyanın YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,
K A R Ş I O Y
Taraflarca açılan boşanma davalarında mahkemece verilen 4 üncü kararda, asıl davada verilen hüküm tamamıyla kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına, (yargılama giderleri ile birlikte) birleşen davada ise boşanma hükmü kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle erkeğin tazminat taleplerinin reddine ve birleşen davada yargılama giderlerine hükmedilmiştir.
Dairece, mahkemece verilen bir önceki kararda sadece erkek yararına hükmedilen tazminatlar yönünden kararın bozulduğu, bozma kapsamı dışında kalan kısımların ise kesinleştiği ve bu nedenle yargılama giderlerine hükmedilemeyeceği gerekçesiyle yeniden bozulmuş; mahkemece kararda direnilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323 üncü maddesinin dokuzuncu fıkrası gereğince, kanun gereğince takdir edilecek avukatlık ücreti yargılama giderlerine dahildir. Aynı Kanun'un 326 ncı maddesi gereğince de yargılama giderleri kaideten aleyhine hüküm verilen taraftan alınır. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 2 nci maddesine göre, avukatlık ücreti kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. 3 üncü maddesine göre, bu ücretin belirlenmesinde avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresi göz önüne alınır. 21 inci maddesine göre ise avukatlık ücretinin takdirinde hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır. Bu hükümler gereğince gerek asıl talep gerekse fer’î talepler yönünden yargılama giderlerinin kesinleştiğinden söz edilemez.
Somut davada; birleşen davada erkek boşanma ve maddî manevî tazminat talep etmiştir. Boşanma kararı kesinleşmiş ise de, tarafların kusuru ile erkeğin tazminat talebi yönünden verilen karar kesinleşmemiştir. Bu nedenle mahkemece son kararda birleşen dava yönünden hüküm tarihi itibariyle gerçekleşen yargılama giderlerine hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkeme kararının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373 üncü maddesinin beşinci fıkrası gereğince onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun Hukuk Genel Kuruluna gönderme kararına katılmıyorum.