"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/640 E., 2023/447 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Diyarbakır 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/8 E., 2021/829 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, davacı karşı davalı erkeğe hakaret edip evden kovduğunu, iş yerinden kovduğunu, duygusal şiddet uyguladığını, sevmediğini, istemediğini söylediğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı karşı davalı erkek vekili süresinde verdiği cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde, ortak konutun rızası dışında satıldığını, kadının eve gelmesi halinde kendisini şikayet edeceğine dair tehditte bulunduğunu belirterek erkek lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı kadın cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı erkeğin çocuklarla ilgilenmediğini, sorumluluklarını yerine getirmediğini, evi terk edip gittiğini, bir daha dönmediğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuk ... için 750,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, 250,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının, 50.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalı erkekten alınarak kendisine verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, tarafların resmi nikahlı karı koca oldukları, boşanma davasından önceki tarihlerde davalı karşı davacının Diyarbakır CBS'ye aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali nedeniyle şikayetçi olduğu, 18 yaşını ikmal etmiş ortak çocuk ...'nın eğitim durumu sebebi ile nafaka davası açtığı, sonrasında davacı babanın dava dilekçesi içeriği ile boşanma davası açtığı, davalının cevap dilekçesi yoluyla karşı dava açtığı, tanıkların beyanlarında " 2 yılı aşkın süredir tarafların ayrı yaşadıkları, ara bulucu olarak akraba ve tanıdıkların araya girmesine rağmen tarafların barışmadıkları, taraflarla akrabalık bağı olmayan tanık Yunus'un tarafların evine hiç gitmediği, duyuma dayalı beyanlarda bulunduğu, davacı babanın ortak çocuklarına maddî yardım edip etmediği hususunda bilgisini olmadığı, diğer tanıkların davacı ile akrabalık bağı olduğu ve duyuma dayalı beyanlarda bulundukları" kanaatine varıldığı, davacı aleyhine aile hükümlülüğünü yerine getirmediği için açılan Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın derdest olduğu ve karar aşamasında olduğu, böylece davacı babanın asliye ceza mahkemesinde dinlenilen tanık ve taraf beyanları ile iş bu dosyada dinlenilen tanık beyanlarının bir biriyle örtüştüğü dikkate alınarak davacı babanın aile yükümlülüğünü yerine getirmediği ispatlanmış olduğu, dinlenilen tanık beyanlarından ortak çocukların yaşları da gözetilerek beyanlarına itibar edildiği ve aile içinde meydana gelen olayları bire bir gören ve sıcağı sıcağına tanık olan kişilerin aynı evde yaşayan aile bireyleri olabileceği, bu nedenlerle ortak çocuk ... ve ...'nın beyanlarına itibar edildiği, tarafların beyanlarında geçen evin satılması olayına ilişkin ortak çocuklar ... ve ...'nın tanık beyanları ile bahsi geçen evin satılmasına ilişkin hukuk davasında davacının mahkemeye sunmuş olduğu yazılı beyanına itibar edilerek bahsi geçen satıştan haberdar olduğu ve bir alacak hakkının olmadığı kanaatine varıldığı, bu nedenlerle davacının evin satılmasına ilişkin iddia ve beyanlarına itibar edilmediği, yukarıda ayrıntıları ile izah edilen nedenlerle davacı babanın asıl davasının kusurlu hareketleri nedeniyle boşanmaya sebep olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddine, davacı karşı davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuk ...'in 25.09.2003 doğum tarihi itibari ile reşit olduğu anlaşılmakla velâyet ve iştirak nafakasına ilişkin talepler hususunda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk ...`in reşit olduğu anlaşılmakla 15.10.2020 tarihli celsenin 11 nolu ara karar gereğince hükmedilen 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibari ile kaldırılmasına, davalı karşı davacı lehine her ay 250,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davalı karşı davacının maddî tazminat istemine ilişkin miktar ve illiyet bağı ispatlanamadığından maddî tazminat talebinin reddine, davacı babanın evlilik süresinde davalı ve ortak çocukların asgari düzeydeki zorunlu masraflarını karşılamadığı ve bu yönde Asliye Ceza Mahkemesi nezninde dinlenilen tanık ve taraf beyanları ile iş bu mahkemede dinlenilen ortak çocukların beyanları gözetilerek davacının ağır kusurlu hareketleri ile boşanmaya sebebiyet olduğu gerekçesi ile dava tarihinden itibaren tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile işleyecek yasal faiziyle birlikte 15.000,00 TL manevî tazminatın davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı karşı davalı erkek vekili, her iki dava ve ferileri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı karşı davacı kadın vekili, maddî tazminat talebinin reddi, manevî tazminatın miktarı, nafaka miktarı ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dinlenen tanık beyanları ile erkeğin uzun süredir evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmediğinin sabit olduğu, davalı karşı davacı kadın tarafından kararın kusur tespiti yönünden istinaf edilmediği, bu durumda erkeğe atfı kabil başkaca kusurlu bir davranıştan söz edilemeyeceği, buna karşılık kadının da erkek hakkında "oğlunuz deli, midem bulanıyor, ondan tiksiniyorum" gibi sözlerle hakaret ettiği, gerçekleşen bu durum karşısında birliğin sarsılmasına sebebiyet veren olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, bu kusur belirlemesine göre her iki tarafın dava açmakta haklı olup "hakaret" vakıasının kadına kusur olarak yüklenmesi ve erkeğin davasının da kabulü gerekirken reddinin doğru olmadığı, eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmeyeceği, kadının manevî tazminat talebinin de reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, toplanan delillerden, tarafların gelirlerinin birbirine denk olduğu anlaşıldığından kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden söz edilemeyeceği, mahkemece kadının talep etmiş olduğu yoksulluk nafakasının reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, ortak çocuk için hükmedilen tedbir nafakasının reşit olduğu tarihi itibariyle (25.09.2021) kaldırılmasına karar vermek gerekirken mahkemece karar tarihi itibariyle kaldırılmasının doğru olmadığı gerekçeleri ile davacı karşı davalı erkeğin kendi boşanma davasının reddine, kusur tespitine, manevî tazminat ve nafakalara yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kusura ilişkin gerekçesinin yukarıda açıklandığı şekilde düzeltilmesine, ve hüküm fıkrasından "asıl davanın reddine" ilişkin ilk paragrafı ile 4-5-6-7-8 nolu bentlerinin" çıkarılmasına, yerine yeniden hüküm kurulmasına, davacı karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, tarafların tazminat taleplerinin reddine, davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, ortak çocuk için hükmedilen 300,00 TL tedbir nafakasının reşit olduğu tarih itibariyle kaldırılmasına, davacı karşı davalı erkek vekilinin sair, davalı karşı davacı kadının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı karşı davacı kadın vekili, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı karşı davalı erkeğin davasının kabulünün doğru olup olmadığı, kadının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin doğru hükmedilip hükmedilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.