Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5182 E. 2024/3763 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davalarında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve yoksulluk nafakası miktarının tespiti uyuşmazlığıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, bu sebeple kadının maddi-manevi tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu ve yoksulluk nafakası miktarının düşük belirlendiği gözetilerek yerel mahkeme kararının kusur, tazminat ve nafaka yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/352 E., 2023/577 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/1079 E., 2021/1615 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurularının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 1997 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, kadının, fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, erkeğin ailesine kötü davrandığını, hakaret ettiğini, iftira attığını, kadının kardeşi tarafından erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını, psikolojik rahatsızlığı olduğunu, ailesine hakaret ettiğini, ortak konutta bulunan eşyalara zarar verdiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, karşı davanın reddine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dava, ikinci cevap (karşı davada cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeğe aykırı olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, hakaret ettiğini, fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, bağımsız konut temin etmediğini, iftira attığını, baskıcı olduğunu, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 150.000,00 TL maddî tazminat, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, psikolojik rahatsızlığı olduğu, ilaçlarını düzenli olarak kullanmadığı, sinirli bir yapısının olduğu, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiği, ortak çocuk Berat'ı nişanlısından ayırmaya kalkıştığı, ortak çocuğa bıçak çektiği, erkeğin ise bağımsız konut temin etmediği, fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadının ailesine sürekli olarak "...gelin kızınızı alın götürün..." dediği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının sürekli ve düzenli gelir getiren işi olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına karar tarihine kadar aylık 400,00 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle aylık 500,00 TL tedbir nafakası ve karar kesinleştikten sonra aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, kadının davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına nafakaya hükmedilmesinin ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının kusurlu bir davranışının bulunmadığı, erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, nafaka miktarlarının ise az olduğu belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; erkeğin, bağımsız konut temin etmediği, kadına hakaret ettiği, kadının ailesini arayarak "...gelin kızınızı götürün..." dediği, kadının ise ilaçlarını düzenli kullanmadığı, bu nedenle sinirli olduğu, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiği, ortak çocuk Berat'ı nişanlısından ayırmaya yönelik davranışlar sergilediği ve oğluna bıçak çektiği, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe kadına fiziksel şiddet uyguladığı yönündeki vakıa kusur olarak yüklenmişse de karşı dava dilekçesinde erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı vakıasına dayanılmadığı gibi dosya kapsamından bu vakıanın ispatlanamadığı ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu durum karşısında tarafların yine de eşit kusurlu olduğu ve her iki davanın da kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu, tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin isabetli olduğu, ancak nafakanın niteliği, hakkaniyet ilkesi, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, tedbir nafakası miktarının ise isabetli olduğu gerekçesiyle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, taraf vekillerinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın da kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut uyuşmazlıkta; Bölge Adliye Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilmişse de tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; erkeğin, eve ve ve eşine karşı ilgisiz olduğu, kadının ihtiyaçları ile ilgilenmediği, harçlık vermediği, kadının ihtiyaçlarının kardeşleri tarafından temin edildiği, sürekli olarak kadına fiziksel şiddet uyguladığı, uygulanan şiddet nedeniyle kadının vücudunda oluşan yaraları gören tanıklar olduğu, taraflarca açılan boşanma davalarından sonra erkeğin kadını ikna ettiği ancak erkeğin kadına daha fazla eziyet etmeye devam ettiği, kadına hakaret ettiği, bağımsız konut temin etmediği, kadının ise erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiği, son yaşanan olayda ortak çocuk ...'ı nişanlısından ayırmaya kalkıştığı ve yaşanan tartışma sonrası ortak çocuğa bıçak çektiği, gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.

3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kusuru daha ağır ve eşit olmayan ve bu olaylar yüzünden kişilik hakları zarar gören, mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen kadın yararına şartları oluştuğundan 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereğince uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken yanılgılı kusur belirlemesi sonucu olarak kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden ...'ya iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'ya yükletilmesine,Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.