"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2985 E., 2023/701 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Balıkesir 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/206 E., 2022/641 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve tedbir nafakası davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı-davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Miktar veya değeri temyiz kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre kabul davacı-davalı kadının bağımsız tedbir nafakası davasında yıllık tedbir nafakası miktarı toplam 12.000,00 TL, reddedilen yıllık nafaka tutarı ise 4.800,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı - davacı kadın vekilinin bağımsız tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-davacı kadın vekilinin yukarıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan diğer yönlere ilişkin, gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, kadının, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, iftira attığını, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 5.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkeğe birleşen dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davacı-davalı erkek tarafından birleşen davada süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeğe aykırı olduğunu, erkeğin, hakaret ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek öncelikle davanın reddini, aksi kanaatte olunması durumunda ise ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin ortak konutu terk ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, ortak çocuklar yararına toplam aylık olarak 600,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 31.10.2018 tarihli 2016/855 Esas 2018/856 Karar sayılı kararıyla; erkeğin, kadını aşağıladığı, kadının ise erkeğe ve erkeğin annesine hakaret ettiği, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuklarla anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına hükmedilen aylık 150,00'şer TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadın yararına karar kesinleşinceye kadar aylık 250,00 TL tedbir nafakası, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin yasal şartları oluşmadığından ayrı ayrı reddine, kusur durumu dikkate alındığında erkek yararına 1.000,00 TL manevî tazminat, yasal şartları oluşmadığından erkeğin maddî tazminat isteminin reddine, kadının tedbir nafakası davasının ise reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Birinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 08.10.2020 tarih ve 2019/395 Esas 2020/1188 Karar sayılı kararıyla; ortak çocuklardan ...'ın yargılama sırasında alınan beyanında, fiilen babasının yanında kaldığını belirttiği, tedbir nafakası yönünden fiilen baba yanında kaldıkları tarih de dikkate alınmak suretiyle değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu, aynı zamanda İlk Derece Mahkemesi kararının tedbir nafakası yönünden kendi içerisinde çelişkili olduğu ve kadının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği belirtilerek; davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 14.10.2021 tarihli 2020/604 Esas 2021/596 Karar sayılı kararıyla; erkeğin, kadını aşağıladığı, kadının ise erkeğe ve erkeğin annesine hakaret ettiği, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk ... ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ... yararına hükmedilen aylık 150,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına, ortak çocuk ... yararına işbu karar tarihine kadar aylık 150,00 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle aylık 300,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 300,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına karar kesinleşinceye kadar aylık 250,00 TL tedbir nafakası, kadının tazminat taleplerinin yasal şartları oluşmadığından reddine, erkek yararına yasal şartları oluştuğundan 1.000,00 TL manevî tazminat, erkeğin maddî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 11.03.2022 tarihli 2022/328 Esas 2022/574 Karar sayılı kararıyla; kadının, birleşen tedbir nafakası davası ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmediği, ortak çocuklar ile ilgili kişisel ilişki düzenlemesinin ise dosya kapsamına ve ortak çocukların üstün yararına aykırı olduğu gerekçesiyle davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, gerekçede belirtilen şekilde hüküm kurulmak üzere dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olmak üzere karar verilmiştir.
E. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve numarası belirtilen kararıyla; erkeğin, kadını aşağıladığı, kadının ise erkeğe ve erkeğin annesine hakaret ettiği, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuk ...'ın velâyetinin üstün yararı da gözetilerek babaya verilmesine, ortak çocuk ... ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk ...'nın velâyetinin ise üstün yararı gözetilerek anneye verilmesine, ortak çocuk ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk ... yararına aylık 500,00 TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat taleplerinin reddine, erkeğin maddî tazminat isteminin reddi ile erkek yararına yasal şartları oluştuğundan 1.000,00 TL manevî tazminat, birleşen dava yönünden kadın ayrı yaşamakta haklı olduğunu ispat edemediğinden reddine, 19.02.2016 tarihli ara kararla hükmedilen tedbir nafakalarının karar tarihi itibariyle kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kadına ise yüklenecek kusurlu bir davranışın olmadığı, kadına kusur olarak yüklenen vakıaların erkek tarafından affedildiği, birleşen davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, velâyet düzenlemesinin hatalı olduğu, kadın yararına tedbir nafakası ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, ortak çocuk ... yararına hükmedilen nafaka miktarlarının az olduğu, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve numarası belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen kusurlu davranışların ispatlandığı, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı vakıası kusur olarak yüklenmişse de erkek tarafından dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında bu vakıaya dayanılmadığı ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına yüklenen diğer kusurlu davranışların ise ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de kadının ağır kusurlu olduğu ve erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin isabetli olduğu, ortak çocuk ...'ın yargılama sırasında alınan beyanı da dikkate alındığında velâyet düzenlemesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, erkek tarafından açılan asıl davada kadın yararına ve ortak çocuk ... yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, birleşen dava yönünden ise kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu ve kadın ve ortak çocuk ... yararına tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu ve kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, kadın tarafından asıl davada sunduğu cevap dilekçesinde yoksulluk nafakası talebinde bulunulmadığı, kaldı ki kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olduğu ve yararına yoksulluk nafakası takdir edilemeyeceği gerekçesiyle; davalı-davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesi karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği şekilde düzeltilmesine, asıl dava tarihinden itibaren ortak çocuk ... yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, birleşen davanın kısmen kabulü ile ortak çocuk ... yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir nafakası birleşen davada ortak çocuk ... yönünden tedbir nafakası isteminin reddine, davalı-davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile her iki dava ve fer'îleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı kadın vekilinin bağımsız tedbir nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı-davacı kadın vekilinin diğer yönlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.