Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5251 E. 2024/3791 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Kadının zina hukuki nedenine dayalı boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesi ve hükmedilen tazminatların miktarı.

Gerekçe ve Sonuç: Zinanın gerçekleşdiğine dair yeterli delil bulunduğu, davalı erkeğin haysiyetsiz hayat sürme iddiasının ispatlanamadığı ve diğer hususlarda kararın usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1603 E., 2023/463 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/463 E., 2022/415 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince zina ve haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince zina ve haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin evlilik birliği yükümlülüklerini ihlal ettiğini, 2015 tarihinden itibaren de müvekkiline soğuk davrandığını, zina yaptığını, haysiyetsiz yaşam tarzı, eylemleri, alışkanlık ve bağımlılıkları nedeniyle müvekkilinin sağlığına ve canına yönelik ciddi riskler ve sakıncalar doğurduğunu iddia ederek; tarafların öncelikle zina ve haysiyetsiz hayat sürme hukuki nedenine dayalı olarak boşanmalarına terditli olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini davacı kadın yararına aylık 25.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile faizleri ile birlikte 2.000.000,00 TL maddî, 2.000.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkeğe ait şirket hisseleri ile taraftarın aile konutu olan taşınmaz başta olmak üzere şirket adına kayıtlı bazı taşınmazların üçüncü kişilere devrini önlemek için ihtiyati tedbir konulmasına, şirkete tedbiren denetleyici kayyım atanmasına, tarafların aile konutu üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kadının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, kadının evlilik birliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, peyderşahi hayat sürdüğünü, alışveriş bağımlılığının olduğunu, müvekkilinin bu harcamaları karşılamakta zorlandığını ve ailesinden yardım istediğini, cinsel şiddet uyguladığını, çocuk için tedaviden kaçındığını belirterek, kadının tüm talepleri ile birlikte davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 19.06.2018 tarih ve 2016/385 Esas, 2018/400 Karar sayılı kararı ile; davacının evde yemek yapmadığı, lüks harcamalarının olduğu, davalının ise uyuşturucu ve alkol kullandığı, davalı ile tanık Müge’nin İstanbul'da ve şehir dışında otelde kaldıkları, beraber seyahatlerinin olduğu, evli bir erkekle olmaması gereken sıklıkta görüşmelerinin olduğu, bütün bu olay ve olgular birlikte değerlendirildiğinde aynı odada otel kayıtları olan davalı ile tanık Müge’nin otelde birlikte kaldıkları ve davalının zina yaptığı kanaatine varıldığı gerekçesi ile davacının zina nedeniyle ve haysiyetsiz hayat sürme nedenlerine dayalı açmış olduğu davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 ve 163 üncü maddeleri gereğince boşanmalarına, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek kusur belirlemesi, zina ve haysiyetsiz hayat sürme nedenine dayalı olarak kabul edilen boşanma davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin14.06.2021 tarih ve 2020/622 Esas 201/816 Karar sayılı kararı ile,davalıya ait tedavi kayıtlarında, davalının 3 yıldan beri yoğun biçimde madde kullandığı, yapılan tetkikler sonucunda ayrılıkları ve farklılıkları tespit arasında manidar bir fark bulunduğu, bu durumun değerlendirilmeye alınmasının önerildiği, kannabinoid kullanımına bağlı zihin ve davranış bozuklukları tespit edildiği, mental esneklik ve akıl yürütme becerilerinde güçlük olduğu yönünde görüş bildirilmiş olmasına rağmen ilk derece mahkemesince davalının, dava ve fiil ehliyetini ortadan kaldıracak derecede uyuşturucu bağımlılığı bulunup bulunmadığı hususu araştırılmamış, sağlık raporu aldırılmadığı gerekçesi ile; davalının dava ve fiil ehliyetini ortadan kaldıracak derecede uyuşturucu bağımlılığı bulunup bulunmadığının tespiti için tam teşekküllü bir hastaneden sağlık kurulu raporu aldırılması, dava ve fiil ehliyetini ortadan kaldıracak derecede uyuşturucu bağımlılığı bulunduğunun tespiti halinde davalıya vasi atanması yönünde Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunulması, vasi atandığı takdirde vasinin davaya katılımı sağlanarak davanın görülmesi için başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı kadının evde yemek yapmadığı, lüks harcamalarının olduğu, davalının ise uyuşturucu ve alkol kullandığı, davalı ile tanık Müge’nin İstanbul'da ve şehir dışında otelde kaldıkları, beraber seyahatlerinin olduğu, evli bir erkekle olmaması gereken sıklıkta görüşmelerinin olduğu, bütün bu olay ve olgular birlikte değerlendirildiğinde aynı odada otel kayıtları olan davalı ile tanık Müge’nin otelde birlikte kaldıkları ve davalının zina yaptığı kanaatine varıldığı gerekçesi ile davacının zina nedeniyle ve haysiyetsiz hayat sürme nedenlerine dayalı açmış olduğu davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 ve 163 üncü maddeleri gereğince boşanmalarına, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000,00 maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; önceki istinaf kanun yolu dilekçesini tekrar ederek, zina ve haysiyetsiz hayat sürme nedeni ile kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafaka yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; zina sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için öncelikle; davalı erkeğin, başka bir kadınla cinsel ilişkiye girmesinin veya cinsel ilişkinin gerçekleştirildiğine pek muhtemel bakılan bir durum içine girdiğinin kanıtlanması gerektiği, somut olayda, davalının cinsel ilişkinin gerçekleştirildiğini pek muhtemel gösterecek şekilde, gerek ailesinin sahibi olduğu otelde, gerekse çeşitli başka otellerde Begüm Müge isimli kadınla konakladığı, bu nedenle zina eyleminin gerçekleştiği, haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı olarak boşanmaya karar verilebilmesi için eşlerden birinin haysiyetsiz bir hayat sürmesi ve bu sebepten ötürü onunla birlikte yaşamasının diğer eşten beklenememesi gerektiği, davalı erkeğin haysiyetsiz bir hayat sürdüğünün ispatlanamadığından haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmesi gerekirken bu talebin kabulü ile 4721 sayılı Kanunun 163 üncü maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmesinin doğru olmadığı, davacı kadının davasını terditli açarak öncelikle zina ve haysiyetsiz hayat sürme; o olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini istediği, özel boşanma sebebi olan zinaya dayalı boşanma davası sübut bulduğundan artık kusur değerlendirmesi yapılması mümkün bulunmadığı, kadın lehine tedbir nafakasına karar verilmesinin doğru olduğu, fakat kadının 11.03.2019 tarihinden itibaren aralıksız olarak sigortalı çalıştığı, son ücreti 34.830,40 TL olduğu dikkate alındığında, kadın lehine yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; erkeğin haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma talebi ve yoksulluk nafakasının kabulüne yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; yasal koşulları oluşmayan haysiyetsiz hayat sürme sebebine dayalı boşanma talebinin ve kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, erkeğin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek vekilinin 12.05.2023 tarihli süre tutum dilekçesinde özetle; davanın zina yönünden kabulü kısmını kabul etmediklerini belirterek gerekçeli temyiz dilekçesi sunacaklarını kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı erkek vekili 18.05.2023 tarihli temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, zina nedenine dayalı olarak boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşmediğini, kusur belirlemesinin yapılarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesi gerektiğini belirterek, zina nedeni ile kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

3. Davalı erkek vekilinin 16.04.2024 tarihli beyan dilekçesinde özetle; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2022/4324 Esas - 2022/5824 Karar sayılı kararı dikkate alındığında zina hukuki nedenine dayalı boşanma davasının ispat edilemediğini beyan ederek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının zina hukuki nedenine dayalı boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatların kabulü ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 161 inci 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,23.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.