Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5259 E. 2024/3028 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusur belirlemesi, maddi ve manevi tazminat talepleri ile velayet ve kişisel ilişki düzenlemesinin yerindeliğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına yönelik hakaret, baskıcı ve güvensiz davranışları ile iş arkadaşlarıyla ilgili ithamlarda bulunmasının ağır kusur, kadının ise eşine karşı tehdit ve hakaret içeren sözler söylemesinin az kusur olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu nedenle kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin yerel mahkeme kararının hatalı olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2924 E., 2023/478K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Adana 10.Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/501E.-2022/542 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşılıklı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulüne ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının erkeğe küçük düşürücü, onur kırıcı ve hakaret içeren söylemlerde bulunduğunu, kadının evlilik birlikteliği boyunca erkeğe ve çocuklara karşı şiddet tutumu gösterdiğini, bu olaylar üzerine birçok kez müşterek eve polis çağrıldığını ve kadının ambulansla ruh sağlığı hastanesine kaldırıldığını, kadının psikolojik tedavisini devam ettirmediğini, erekğe ve çocuklara karşı fiziki ve sözlü şiddetini sürdürdüğünü, kadının eşini ve ortak çocukları bırakarak Gaziantep iline yerleştiğini, kadının tekrar dönmesi için erkeğin sürekli aradığını, kadının hayatında bulunan kişi ile beraber olacağını söylediğini, müşterek eve dönmeyi reddettiğini, ailenin ortak giderlerine, ortak çocukların bakımına ve eğitim giderlerine maddî-manevî hiçbir katkıda bulunmadığını, kadının ortak çocukları görmeye Adana'ya geldiğinde tehditte bulunduğunu iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velayetinin babaya verilmesine, aylık 1.000,00'er TL tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasına, yasal faizi ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin kıskanç kişiliğinden kaynaklı onur kırıcı, haksız ithamlarda bulunduğunu, kadına söz hakkı bile tanımadığını, hep kadına karşı güvensiz hareket ettiğini, kadının " başkalarıyla ilişkisi olduğu " iddiası ile itham edildiğini, kadına ait cep telefonunu sürekli kontrol ettiğini hatta bu cep telefonu faturası ve dökümlerini inceleyerek burada görüşme yaptığı kişilere yönelik alenen eşinin onuru ve haysiyetini hiçe sayacak nitelikte sorular bile sorduğunu, kadının çalıştığı iş yerine gelerek sürekli onu kontrol ettiğini, aleni bir şekilde iş yerine ait bilgisayarı ve cep telefonunu diğer çalışanların yanında incelediğini, kimlerle yazıştığını kontrol ettiğini, kadını yıllarca küçük düşürdüğünü, kadının defalarca fiziksel şiddete maruz kaldığını, ortak konuttan kovulduğunu, müvekkilinin evi terk ettiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, erkeğin tarafın işsiz kalması ve ailenin geçimini temin etmek gayesi ile erkeğin oluru alınarak Gaziantep'te hastanade çalışmaya başladığını, çalıştığı süre zarfında düzenli olarak hafta sonları Adana iline ortak konuta gidiş ve dönüşler yaptığını, en sonunda da aldatma ithamı ile erkeğin hakareti üzerine ortak konuta gitmediğini iddia ederek, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, kadın ve çocuklar için aylık 500,00'er TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakasına, 75.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, şimdilik 5.000.00-TL katılma alacağının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir .

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden yapılan incelemede, kadının eşine karşı tehdit ve hakaret içerikli sözler söylediği, fiili ayrılığı başlattığı, karşı dava yönünden yapılan incelemede, erkeğin eşine karşı hakaret içerikli sözler söylediği, eşine karşı fazla baskıcı ve kontrolcü davrandığı, eşine karşı bir kısım iş arkadaşları ile yakıştırmalarda ve ithamlarda bulunduğu , eşine karşı güvensiz davrandığı, bu haliyle tarafların evlilik birliğinin devamı için üzerine düşen yükümlülüklerini karşılıklı ihlal ettikleri ve boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları gerekçesi ile asıl ve karşı davanın ayrı ayrı kabulü ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Barış'ın velayetinin anneye, ortak çocuk ...'in velayetinin babaya verilmesine, ortak çocuk Barış ile baba arasında her ayın 1. ve 3.haftası Cumartesi saat 09.00'dan Pazar günü saat 17.00'a kadar, sömestr tatillerinin 2. Haftasında ve okul ilk ara tatillerinde Pazartesi saat 09.00'dan Pazar günü saat 17.00'a kadar babalar gününde sabah saat 09.00'dan akşam saat 17.00'a kadar, dini bayramların 2.günü saat 09.00'dan 3. günü saat 17.00'a kadar ve her yıl 1 Temmuz saat 09.00'dan 31 Temmuz saat 17.00'a kadar babaya verilmek suretiyle şahsi münasebet tesisine, ortak çocuk ... ile anne arasında her ayın 2. ve 4.haftası Cumartesi saat 09.00'dan Pazar günü saat 17.00'a kadar, sömestr tatillerinin 1. Haftasında ve okul ikinci ara tatillerinde Pazartesi saat 09.00'dan Pazar günü saat 17.00'a kadar anneler gününde sabah saat 09.00'dan akşam saat 17.00'a kadar, dini bayramların 1.günü saat 09.00'dan 2. günü saat 17.00'a kadar ve her yıl 1 Ağustos saat 09.00'dan 31 Ağustos saat 17.00'a kadar anneye verilmek suretiyle şahsi münasebet tesisine, ortak çocuklar yararına aylık 400,00'er TL tedbir ve aylık 500,00'er TL iştirak nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, taraflar yararına tedbir nafakası takdirine yer olmadığına, tarafların yoksulluk nafakasına yönelik taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası, reddedilen tazminatlar, ortak çocuk Barış'ın velayeti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen boşanma davası, reddedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası, velayeti babaya bırakılan çocuk ... ile anne arasındaki şahsi ilişki süresi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası, reddedilen tazminatlar, ortak çocuk Barış'ın velayeti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen boşanma davası, reddedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakası, velayeti babaya bırakılan çocuk ... ile anne arasındaki şahsi ilişki süresi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, taraflara yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadın ve erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin yasal şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın ve erkek yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin yasal şartlarının oluşup oluşmadığı, ortak çocuk Barış'ın velayetinin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine olup olmayacağı, ortak çocuk ... ile anne arasında kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin kapsam ve süre itibariyle ortak çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(6100 sayılı Kanun'un) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı- karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince davacı-karşı davacı erkeğin eşine karşı hakaret içerikli sözler söylediği, eşine karşı fazla baskıcı ve kontrolcü davrandığı, eşine karşı bir kısım iş arkadaşları ile yakıştırmalarda ve ithamlarda bulunduğu , eşine karşı güvensiz davrandığı, davalı- karşı davacı kadının eşine karşı tehdit ve hakaret içerikli sözler söylediği ve fiili ayrılığı başlattığı, bu haliyle tarafların evlilik birliğinin devamı için üzerine düşen yükümlülüklerini karşılıklı ihlal ettikleri ve boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları kabul edilerek hüküm kurulmuş, kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince tarafların tespit edilen kusurlarının yerinde olduğu kabul edilerek taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, bu karar karşı taraflarca temyiz talebinde bulunulmuştur.

3.Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, İlk Derece Mahkemesince dinlenen tanık ....'in tarafların bu süreçte barışmaları için Gaziantep'e gittiklerini, davacı karşı davalı erkeğin barışmak istediğini ancak davalı kadının bu konuda sessiz kaldığını beyan ettiği, fiili ayrılığı başlatan tarafın davalı karşı davacı kadın olduğu, bu nedenle tarafların eşit kusurlu olduğu kabul edilmişse de, davalı- karşı davacı kadının tanığı ....'un, kadının Adana'da iş bulamayınca Antep'te çalışma kararı aldığını, davacı eşin de bunu kabul ettiğini, kadın Antep'te çalışmaya başladıktan bir yıl sonra erkeğin kendisinin Adana'ya dönmesi için sürekli kötü söz içeren mesajlar attığını, bu mesajları davalının telefonundan okuduğunu, mesajlarda " senin orda ne yaptığınını biliyorum, sen orada burada kalıyorsun, or...pu gel p...çlerini al burda bıraktın " şeklinde davalıya mesajlar gönderdiğini gördüğünü, bu mesajlardan sonra kadının Adana'ya dönmek istemediğini, ayrıca davacının kendisine zarar vermesinden korktuğunu beyan ettiği, kadının fiilen ayrı yaşamada haklı olduğu, bu nedenle kadına fiili ayrılığı başlatma şeklinde kusur yüklenmesinin hatalı olduğu, Mahkemece taraflara yüklenen diğer kusurlu davranışların ise gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu hale göre boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen olaylarda eşine karşı hakaret içerikli sözler söyleyen, eşine karşı fazla baskıcı ve kontrolcü davranan, eşine karşı bir kısım iş arkadaşları ile yakıştırmalarda ve ithamlarda bulunan, eşine karşı güvensiz davranan erkek ağır, eşine karşı tehdit ve hakaret içerikli sözler söyleyen kadının az kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken Mahkemece hatalı değerlendirme ile kadının ve erkeğin eşit kusurlu olduğuna hükmedilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.

4.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı-davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesi yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesi yönlerinden BOZULMASINA,

3.Davacı- karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı- karşı davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ye iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,30.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.