Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5404 E. 2024/3235 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında velayetin anneye verilmesine yapılan itirazın, çocuğun üstün yararı gözetilerek değerlendirilmemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin velayete ilişkin istinaf başvurusunun reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının, velayetin düzenlenmesinde çocuğun üstün yararı ilkesi gereği, değişen koşullar ve davalı hakkında açılan ceza davası dosyasındaki gelişmeler ışığında, çocuğun görüşünün de alınarak uzman raporu ile yeniden değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/747 E., 2023/923 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bafra Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/284 E., 2022/700 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi'nce ara karar ile davacının ziynet alacağının tefrikine karar verilmiştir.

Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli erkeğin fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddetine maruz kaldığını, konu ile ilgili olarak davacı tarafın 2012/530 Esas sayılı dosya ile Çarşamba 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde boşanma davası açtığını, kadının eşi tarafından kazma, tütün sapları, evde bulunan çeşitli sopalarla şiddete maruz kaldığını, evliliğine bir şans daha vererek davadan vazgeçtiğini, davalı tarafından davacıya düğünde takılan altınlara el konulduğunu ve harcandığını, erkeğin fiziksel şiddetin dozunu artırarak davacıyı öldürmeye çalıştığını, son olarak 28.12.2019 tarihinde yaşanan tartışmada oklavayı alarak kadının gözlerini hedef aldığını, kadının gözünün yerinden fırladığını, durmayarak kadına şiddet uygulamaya devam ettiğini, bunun sonucunda kadının ameliyatla yoğun bakımda yattığını ve son olarak organ kaybına uğradığını, kadının gerek gözünü kaybetmesi gerekse kaybettiği gözünün çukurunda meydana gelen enfeksiyonun diğer gözüne sıçrama olasılığı nedeniyle tamamen kör olma riski ile karşı karşıya olduğunu, erkeğin evlilik birliğinin görevlerini yerine getirmediğini, çocuklara da fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi gereğince, olmadığı taktirde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisinin reddine, kadın için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, çocuklar için 400,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşya bedeli şimdilik 100,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu mesnetsiz iddiaları reddettiklerini, dava dilekçesinde iddia edilen darp olayının gerçeği yansıtmadığını, olayın tamamen bir kazadan ibaret olduğunu, yaralanma vakasının meydana gelmesinin akabinde davacı eşini hastaneye tedavi için götürdüğünü, evlilik birliğine aykırı davranışlarda bulunmadığını, tarafların ortak çocuklarına davalı ve ailesinin bakabilecek durumda olduklarını, ziynet eşyaları ve diğer eşyaların hepsinin davacı tarafta olduğunu, çocukların velâyetlerinin tarafına verilmesini beyan ederek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 22.06.2021 tarih ve 2020/214 Esas, 2021/429 karar sayılı kararı ile, davalı erkeğin eşine karşı fiziki şiddet içeren davranışlarının olduğu bu konuda yaşanan şiddet olayına samimi ve inandırıcı beyanda bulunan ortak küçük çocukların şiddet konusunda ki tanıklığı ve kati doktor raporları göz önüne alınarak davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu, evlilik hayatını sürdürdürdüğü yol arkadaşına,eşine,çocuklarının annesine oklavayı kullanarak şiddet vakıasını bir kat daha elim hale getirdiği ve celp edilen kati hekim raporlarıyla sabit olmak üzere kadının görme yetisini yitirmesine neden olduğu, kadının hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma davasında ise toplanan delillere göre cana kast, uzuv kaybı gibi sebeplerin özel ve mutlak olarak kanıtlandığından davalı erkeğin eylemleri ile özel boşanma sebebine dayalı boşanma davasının da sübut bulduğu gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, her iki ayda bir defa olacak şekilde, çocukların babayla yalnızca açık görüş günlerinde olacak şekilde kişisel ilişkinin tesisine, kapalı görüşlerde ise kişisel ilişkinin yasaklanmasına, davalı babanın, kapalı ve/veya açık ceza infaz kurumlarındaki fiili hapis halinin yasal nedenlerle sona ereceği tarihten itibaren geçerli olmak üzere ise, her ayın 2. haftasına denk gelen cumartesi günleri saat 10:00 ile pazar günleri saat 17:00 arası, her dini bayramların 2.günleri saat 10:00 ile 3. günleri saat 17:00 arası, her yıl temmuz ayının 1. günleri saat 10:00 ila 7. günleri saat 17:00 arası ve her yıl ağustos ayının 20. günleri saat 10:00 ila 27. günleri saat 17:00 arasında olacak şekilde yeniden kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar ... ve ... için aylık 250,00'şer TL, Beyza için aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminat ve nafakalar ile miktarları, velâyet ve kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 22.03.2022 tarih ve 2022/769 Esas, 2022/1106 Karar sayılı kararı ile kişisel ilişki tesisine yönelik kademeli kişisel ilişki kurulmuş ise de; değişen koşullara göre kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceği, kişisel ilişkiye yönelik hüküm kurulurken gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden şimdiden çocuklarla baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru olmadığı gibi davalının cezaevinde bulunması durumunda da görüş ve ziyaret imkanı araştırılmadan kişisel ilişki düzenlemesi yapıldığı, Mahkemece, açık görüş imkanıyla ilgili davalının bulunduğu ceza evine müzekkere yazılarak çocuklarla baba arasındaki görüş ve ziyaret imkanının araştırılması ve kişisel ilişkinin buna göre belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde kişisel ilişki kurulmasının doğru olmadığı, hükmün yoksulluk nafakasına yönelik gerekçe kısmında "400,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, toplam her ay 400,00 TL yoksulluk nafakasının davalı Fatih Berrak'dan alınarak davacı Ayşegül Berrak'a verilmesine," şeklinde dosyanın tarafı olmayan kişilerin yer aldığı anlaşılmakla gerekçe ile hüküm arasında çelişkili olduğu, öte yandan davacının, dava dilekçesinde TMK 162, olmadığı taktirde TMK 166/1. maddesi gereğince terditli olarak boşanma talebinde bulunduğu halde mahkemece iki ayrı talep olduğu kabul edilerek her iki dava hakkında hüküm kurulmasının isabetli bulunmadığı gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi'nin kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin eşine karşı fiziki şiddet içeren davranışlarının olduğu bu konuda yaşanan şiddet olayına samimi ve inandırıcı beyanda bulunan ortak küçük çocukların şiddet konusunda ki tanıklığı ve kati doktor raporları göz önüne alınarak davalı erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu. bu bağlamda kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasının Mahkeme nezdinde sübut bulduğu, buna karşılık davalı kocanın oklava ile gerçekleştirdiği fiziksel şiddet vakıasını ''yanlışlık,kaza''olarak nitelendirmesinin hayatın olağan akışına uygun bulunmayıp, kullanmış olduğu fiziksel şiddet aracının(oklavanın) insanlık onuru ile bağdaşmadığı, gayri insani hane halkından olmayan birine dahi tehdit amaçlı kullanıldığında makus hareket sayıldığı, kaldı ki evlilik hayatını sürdürdürdüğü yol arkadaşına,eşine,çocuklarının annesine oklavayı kullanarak şiddet vakıasını bir kat daha elim hale getirdiği ve celp edilen kati hekim raporlarıyla sabit olmak üzere kadının görme yetisini yitirmesine neden olduğu, kadının hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma davasında ise toplanan delillere göre cana kast, uzuv kaybı gibi sebeplerin özel ve mutlak olarak kanıtlandığından davalı erkeğin eylemleri ile özel boşanma sebebine dayalı boşanma davasının da sübut bulduğu gerekçesi ile açılan davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, davalı baba ile ortak çocuklar arasında her ayın 1. ve 3. hafta cumartesi günü sabah saat 09:00’dan pazar günü akşam saat 20:00'a kadar, her yıl sömestr tatillerinin ilk haftası cumartesi günü sabah saat 10.00’dan takip eden cuma günü akşam saat 17.00’ye kadar, her sene dini bayramların ikinci günleri saat 09:00 ile ertesi günü saat 17:00 arasında her yıl 01 Temmuz sabahı saat 09:00’dan 31 Temmuz akşamı saat 18:00 saatleri arasında, babalar gününde ortak çocuğun sabah saat 10:00'dan akşam saat 18:00'a kadar ve tek haneli yıllarda çocukların doğum gününde sabah saat 10:00 dan akşam saat 18:00'a kadar anne yanından ortak çocuğun alınıp süre sonunda bizzat baba tarafından anneye çocuğun teslim edilmesi sureti ile ve masrafların baba tarafından karşılanması suretiyle kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar ... ve ... için aylık 250,00'şer TL, Beyza için aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, velâyet ve kişisel ilişki, boşanma hususunda hatalı ve eksik karar verildiğini belirterek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminat ve nafakalar ile miktarları, velâyet ve kişisel ilişki yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, kabul edilen tazminat ve nafakalar ile miktarları, velâyet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanamayacağı, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine olup olmadığı, baba ile çocuklar arasında kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin kapsam ve süre itibariyle ortak çocukların üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 175 inci maddesi,182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 nci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Mahkemece, boşanma kararı ile ortak çocukların velâyeti anneye verilmiş, davalı babanın bu hususta istinaf başvurusunda bulunması üzerine istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince davalı babanın velâyete yönelik istinaf itirazı esastan reddedilmiştir. Velâyetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararı ve menfaatidir. Velâyet kamu düzenine ilişkin olup velâyet düzenlemesi yapılırken davanın devamı sürecinde dahi meydana gelen olayların kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Çocukların üstün yararı gerektirdiği takdirde, görüşlerinin aksine karar verilmesi mümkündür. Davalı erkek tarafından dosyaya sunulan beyan dilekçeleri ekindeki Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2023/6389 Soruşturma-2023/3337 Esas sayılı iddianamesi, Samsun Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüğü'nün 17.11.2023 ve 18.11.2023 tarihli tutanakları, Bafra Aile Mahkemesi'nin 2023/869 Değişik iş-2023/875 Karar sayılı kararı ile Bafra Aile Mahkemesi'nin temyiz incelemesine konu 2022/284 E. Sayılı dava dosyasında verilen 21.11.2023 tarihli ara kararı birlikte değerlendirilerek gelişen durumlara göre, Mahkemece psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan adli destek görevlisi uzman veya uzmanlardan, her iki ebeveyn ve çocuklarla görüşmek suretiyle inceleme ve rapor istenip; idrak çağında bulunan çocukların da velâyet konusundaki görüşleri alınarak ve toplanan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, velâyet konusunda bir karar verilmesi gerekirken; bu hususta eksik incelemeyle hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının velâyet yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının velâyet yönünden BOZULMASINA,

3.Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,07.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.