Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5421 E. 2023/4400 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılan maddi tazminat davasında, hükmedilen tazminata uygulanacak faizin başlangıç tarihinin ne olacağı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 178. maddesi uyarınca, boşanma davası kesinleştikten sonra bir yıl içinde açılan maddi tazminat davalarında faizin dava tarihinden itibaren işlemesi gerekirken, mahkemece kararın kesinleşmesinden itibaren işleyeceğine hükmedildiğinden, karar bu yönüyle bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/274 E., 2023/278 K.

KARAR : Bozma kararına uyularak hüküm kurma

Taraflar arasındaki boşanma ve boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılan maddî tazminat davalarından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece maddî tazminata karar verilmiştir.

Mahkeme kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, nafakalara ve 25.000,00 TL manevî tazmanata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle, tarafların boşanmalarına karar verildiğini kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminata ve boşanma dava tarihinden itibaren yasal faize karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili ; davacının iddialarının haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 31.03.2015 tarihli, 2012/594 Esas, 2015/220 Karar sayılı kararı ile, erkeğin, kadını önceden açmış oluğu boşanma davasından da tehdit ederek vazgeçirdiği sonrasında tarafların ayrılık döneminde erkeğin hayvanları ve evi başkasına devretme meselesinden tartıştıkları, erkeğin eşini seni döverim diyerek tehdit ettiği, eşini kayıp bir eşya olduğunda hırsızlıkla suçladığı, ayrılık sürecinde erkeğin babası ile kadın ile görüşmeye gittiği, sadece çocuğu istediği, bu görüşmede erkeğin babasının tarafların boşanacaklarını söyleyerek müdahale ettiği,erkeğin evliliğini böylece müdahaleye açık hale getirdiği, erkeğin evi terk ettiği buna göre taraflar arasındaki evlilik birliğinin erkeğin ağır kusurlu eylemleri nedeniyle temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuk Yaren'in velâyetinin davacı anneye verilmesine, Mert'in velâyetlerinin davalı babaya verilmesine, karşılıklı kişisel ilişki kurulmasına, Yaren için kararın kesinleşme tarihinden itibaren aylık 150 TL iştirak, davacı kadın için aylık 200 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın tarafından, nafakaların miktarı, manevî tazminat, ziynet alacağı davasının kısmen reddi yönünden, davalı erkek tarafından ise, boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, ortak çocuk Yaren'in velâyeti, ziynet alacağı davasının kabul edilen bölümü yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 01.06.2017 tarihli kararı ile; davacı kadının dava dilekçesinde boşanma talebi ile birlikte manevî tazminat talebi de bulunduğu halde manevî tazminat talebi hakkında olumlu olumsuz karar verilmemiş olması, idrak çağında bulunan 2007 doğumlu ...'in velâyeti konusunda mahkemece bizzat dinlenerek, görüşü alınması, gerekirse çocuğun üstün yararı ve anne ve babanın yaşam koşullan hususunda psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşan heyete inceleme yaptırılarak yeniden uzman raporu alınması, ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması ve gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun olarak düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakların infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden hüküm altına alınan ziynet eşyalarının değerlerinin ayrı ayrı belirtilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen ortak çocuk ...’ın velâyetinin davalı babaya bırakılmasına, davacı anne ile arasında kişisel ilişki kurulmasına, davacı kadının manevî tazminat talebinin reddine, davacının ziynet alacağı talebinin kısmen kabulüne, çocuk ...'in ihtiyaçları için harcanmak üzere kararın kesinleşmesinden itibaren davacı lehine hükmedilen aylık 150.00 TL iştirak nafakasının kaldırılmasına, yönelik 03.07.2018 tarihli karara karşı, süresi içinde davacı kadın tarafından manevî tazminatın reddi, ziynet alacağının reddedilen kısmı, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden

temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 05.03.2019 tarihli kararı ile; Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen bu kusurlu davranışı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, toplanan delillerden, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı o halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı, davacı kadının kabul edilen ziynet alacağı davası nedeniyle kabul edilen miktar üzerinden kendisini vekil ile temsil ettiren davacı kadın lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekâlet ücreti takdir edilmemesinin doğru olmadığı, Mahkemece, yargılama giderleri konusunda iki farklı hüküm yazılarak hükümde çelişki yaratıldığından bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

C. Üçüncü Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece verilen, davacı kadın yararına 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine ve yargılama giderlerine yönelik 03.06.2021 tarihli karara karşı, davacı kadın tarafından birleşen dava dosyası ile ilgili olumlu-olumsuz karar verilmemesi, manevî tazminat miktarı ve vekâlet ücreti yönünden, davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, manevî tazminat, nafakalar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz edilmiştir.

2.Dairenin 05.03.2019 tarihli kararı ile; Mahkemece verilen ikinci hükümde, davacı kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen davalı erkek yararına nispi vekâlet ücreti takdir edilmeyip, vekâlet ücreti yönünden karar davalı erkek tarafından temyiz edilmediğinden, davacı kadın yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu, bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı, davacı kadın, birleşen dava dilekçesinde 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince

maddî tazminat talebinde bulunduğu halde; mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi hükmün bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar

1.Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davanın kısmen kabulü ile 20.000,00 TL maddî tazminatın kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

2.Mahkemenin 19.04.2023 tarihli kararı ile başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararın 2 numaralı maddesinin; "Çorum 2.Aile Mahkemesinin Mahkememizin iş bu dosyasıyla birleşen 2018/333 Esas, 2019/882 Karar sayılı dosyasının talep konusu olan maddî tazminat istemi yönünden 20.000,00 TL maddî tazminatın, kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine," şeklinde hükmün tamamlanmasına, karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili; maddî tazminat miktarının yetersiz olduğu, dava boşanmadan sonra açılan maddî tazminat davası olup, faize boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren hükmedilmesi gerekirken hukuka aykırı olarak iş bu kararın kesinleşmesinden itibaren hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; maddî tazminatın miktarı ve faizin başlangıç tarihi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili; Mahkemece hüküm altına alınan maddî tazminat miktarının yüksek olduğu gibi hatalıda bir karar olduğu, maddî tazminatın yasal koşulları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerektiği, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; maddî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın yararına hükmedilen maddî tazminata hükmedilmesinin ve miktarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 4721 sayılı Kanun'un 178 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesi talep edilerek açılan davada, İlk Derece Mahkemesince verilen boşanma kararının 07.09.2017 tarihinde kesinleştiği, davacı kadın tarafından boşanma davasının kesinleşmesinden sonra bir yıllık süre içinde 23.05.2018 tarihinde maddî tazminat davası açıldığı ve bu maddî tazminat davasının boşanmanın fer'îleri yönünden yargılaması devam eden dava ile 24.12.2019 tarihinde birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Birleştirme kararından sonra İlk Derece Mahkemesince, kadının birleşen davasının kısmen kabulüne, kadın yararına kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî tazminata karar verilmiştir. Boşanma davası kesinleştikten sonra bir yıllık süre içinde münhasıran maddî tazminat talepli 4721 sayılı Kanun'un 178 inci maddesine dayalı olarak açılan davada, maddî tazminata işbu dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince kararın kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faize hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Mahkeme kararının faiz başlangıç tarihi yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,

Peşin harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

İş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.