"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/810 E., 2023/610 K.
DAVA TARİHİ : 18.01.2018
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Geyve Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/92 E., 2021/550 K.
Taraflar arasındaki asıl boşanma ile birleşen maddî ve manevî tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkein sorumluluklarını yerine getirmediğini, düzenli bir işinin olmadığını, kadına sinkaflı ve aşağılayıcı ifadeler kullandığını, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek asıl davanın kabulü birleşen davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, kadın ve çocuklar yararına yasal faizi ile birlikte nafakaya, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 1.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyası alacağının iadesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili tarafından İlk Derece Mahkemesi'nin 30.09.2020 tarihli duruşmasında; çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 150,00 TL nafaka, kadın yararına aylık 300,00 TL nafaka talep edilmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının eş olarak görevlerini yerine getirmediğini, çocuklarla ilgilenmediğini, yaklaşık 5 yıl önce erkeği ablasının eşi ile aldattığını, kadının dava açıldığı tarihe kadar hiç ziynet eşyasının olmadığını iddia ederek asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 5.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 12.06.2019 tarih ve 2018/38 E 2019/253 K sayılı kararı ile; erkeğin düzenli bir işte çalışmadığı, kadını tehdit ve hakaret ettiği; kadının ise; erkeğe hakaret ettiği, bu haliyle erkeğin ağır kusurlu olduğu belirtilerek asıl davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, tarafların ortak çocukları Saliha ve Nisanur'un velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 100,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 100,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadının evlilik birliğinden beklediği menfaatleri zarara uğradığından ve kişilik hakları ihlal edildiğinden kadın yararına 4.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata, birleşen dosyada kadının 5 yıl önce eşini aldattığı tanık Emine'nin beyanları ile ispatlandığından bu hususun af kapsamında değerlendirilemeyeceği ancak maddî zararın söz konusu olmadığı anlaşıldığından birleşen davanın kabulüne, erkek yararına 2.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili, ortak çocuk Hamza hakkında velâyet hükmünün kurulmaması, kadın yararına takdir edilen manevî tazminat ile nafakalar miktarının düşük olduğu, kusur değerlendirmesi, birleşen davanın kabulü ile erkek yararına manevî tazminat talebinin kabulü yönlerinden; davalı-davacı erkek vekili, ortak çocuk Hamza hakkında velâyet hükmünün kurulmaması, kadın yararına talepten fazla maddî tazminata hükmedilmesi, velâyet, kadın yararına takdir olunan nafaka, birleşen dosyada erkek yararına vekalet ücreti takdir edilmemesi ile maddî tazminat talebini reddi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 11.02.2020 tarih ve 2019/1062 E 2020/144 K sayılı kararı ile; davacı kadının asıl davada, erkeğin boşanmadaki kusurlu davranışlarını ileri sürdüğü, davalı erkeğin ise; birleşen davadaki tazminat talepleri ile birlikte karşı kusur iddiasında bulunmakla her iki davada ileri sürülen kusurlu davranışların delillerle birlikte değerlendirilmesi gerekirken ayrı ayrı kusur tespitinin yapılarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata, erkek yararına manevî tazminata hükmedilmedildiği; sözlü yargılama duruşma davetiyesinin karar celsesi mazeret dilekçesi sunan kadın vekiline tebliğ edilmediği; birleşen dava yönünden taraflara delil bildirme imkanı tanınmadığı; birleşen davada, davacı erkek tarafından bildirilen telefon kayıtlarının toplanmadığı, yine erkeğin bildirdiği ve vazgeçmediği tanıklardan ...’nın beyanı alınmadığı, tarafların ortak çocuğu 2014 doğumlu Hamza yönünden kararda velâyet düzenlemesi yapılmadığı; tarafların nafaka ve tazminat talepleri için faiz talebinde bulunmasına rağmen bu talep hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, velâyet ve nafaka yönünden gerekçede bir açıklama bulunmadığı, bu konudaki kararın gerekçesiz olduğu, birleşen dava uyarınca davalı/ b.davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin hangi yasa kapsamında değerlendirildiğinin açıklanmadığı, velâyet hususu taraflar arasında çekişmeli olup, pedagog huzurunda dinlenen çocuk beyanlarına göre karar verildiği, tarafların ev adreslerinde ise uzman incelemesi yaptırılmadığı, bu konudaki kararın eksik inceleme ile verildiği, birleşen dava adli yardımlı açılmış olup, kararda sadece karar ve ilam harcının alınmasına karar verildiği, başvuru harcı yönünden hüküm kurulmadığı, ayrıca, birleşen dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verilmesinden itibaren bir aylık süre geçtikten sonra yenilendiği, ancak, esas hükümde yenileme harçlarının yükümlüsünden alınmasına karar verilmediği, velâyeti anneye verilen çocuklarla baba arasında şahsi ilişki süresinin tarafların aynı il içinde veya dışında oturmalarına göre farklı belirlendiği, davacı kadın, kendisi ve çocuklar için nafaka talebinde bulunmuş ise de, miktar açıklamasında bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesince, davacı kadına bu talebini miktar olarak açıklattırmadan re’sen miktar belirlenerek kadın ve çocuklar için ayrı ayrı aylık 100,00 TL tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası belirlendiği, davacı kadın vekili dava dilekçesinde kadın yararına 1.000,00 TL maddî tazminat talebinde bulunmasına rağmen mahkemece taleple bağlılık kuralı dikkate alınmaksızın 4.000,00 TL maddî tazminata karar verildiği, birleşen davada, davalı kadın yararına vekalet ücretine hükmedildiği, erkek yararına ise vekalet ücretine hükmedilmediği anlaşılmakla tarafların istinaf başvuru taleplerinin ayrı ayrı kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, tarafların sair istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin evin geçimine düzenli katkıda bulunmadığı ve fiziki şiddet uyguladığı, kadına atfı kabil kusurun ispatlanamadığı, bu haliyle erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmakla asıl davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, çocuklar ve kadın yararına yasal faizi ile birlikte ayrı ayrı aylık 100,00 TL tedbir nafakasına, ayrı ayrı aylık 200,00 TL yoksulluk ve iştirak nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 1.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata,erkeğin birleşen davadaki maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, asıl davanın kabulü, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ile birleşen davanın reddi yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla; İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede ve kadının boşanma davasının kabulüne ve erkeğin birleşen davası ile tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde, maddî ve manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatların miktarında, kadın yararına yoksulluk nafakası takdirine, çocukların velâyetinin kadına verilmesine, tedbir nafakasına, iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve nafakaların miktarlarında isabetsizlik görülmediğinden, davalı-davacı erkeğin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, asıl davanın kabulü, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat ile birleşen davanın kararı yönlerinden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının davasının kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kusur belirlemesi, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, birleşen davanın reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeler Kanunun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Kanun'un 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.