"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/23 E., 2020/135 K.
KARAR : Karar verilmesine yer olmadığına
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davalı istemediği için karı koca hayatı yaşamadıklarını, davalının Gürcistan'dan annesinden davalıya telefon geldiğini, gitmesi gerektiğini söyleyerek gittiğini, 15 gün sonra telefonla arayarak annesinin hasta kendisinin burada çocuk bakıp para kazanması gerektiği, hem sana da para gönderirim diyerek telefonu kapattığını, davalının yaklaşık 6 ay irtibat kurmadığını, 6 ay sonra davalının davacıyı arayarak boşanmak istediğini söylediğini, müvekkilinin artık birlikteliğin her iki taraf için de bir yarar getirmeyeceğini düşünerek davalıdan boşanmak istediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müvekkil lehine 20.000 TL maddî, 20.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların doğru olmadığını, kendisinin Derinkuyu'da oturması için izin alabilmesi için gelmesi gerektiğini, kendisinin oraya gittiğini, kendisine oturma izni verilmediğini, davacının aynı yerde Gürcistanlı bir arkadaşın evinde bıraktığını, evlilik birliğinin sağlanmamasında hiçbir kusuru olmadığını, evlilik birliğinin sağlanmasında davacının kusurlu olduğunu, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak tarafına verilmesini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.11.2015 tarihli 2014/115 Esas, 2015/94 Karar sayılı kararı ile, davalı kadının davacı erkeği evliliğin birinci ayının sonunda annesinin rahatsızlığını mazeret göstererek ortak konuttan ayrıldığı ve ortak konuta geri dönmediği, tanık beyanlarında davalının ortak konutu ve davacıyı terk ettiğinin belirtilmesinin davacının iddiasını doğruladığı, tarafların iki yıldır fiilen ayrı yaşadıkları, davalı eşin annesinin rahatsızlığını mazeret gösterip boşanma davası açılana kadar bir yılı ... süre ortak konuta hiç dönmemiş olması, evlilik müessesesinden beklenen faydanın aile kurmak olduğu ve davacının yaşı itibariyle evlenme amacı da gözetildiğinde, davalının tek başına almış olduğu bir karar ile anne babaya yönelik manevî sorumlulukta tahammül sınırını aşar şekilde diğer eşin rızası hilafına uzun süre ortak konuta dönmemesi karşın iki yıldır fiilen eşinden ayrı yaşayan davacıdan evliliğini sürdürmesi beklenemeyeceği, bu haliyle evlilik birliğini sürdürmenin taraflardan beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı, davalı kadının kusurlu olduğu gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
Boşanmalarına, 2000,00 TL manevî ve 2000,00 TL maddî tazminatın kadından alınarak erkeğe ödenmesine, kadının kusurlu olması nedeniyle maddî ve manevî taznimat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 04.11.2015 tarihli kararına karşı süresi içinde davalı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 05.11.2018 tarihli kararı ile Mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden ve dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan ön inceleme duruşma günü verildiği ve davalının yokluğunda ön inceleme duruşması yapıldığı, kaldı ki davalı tarafa dava dilekçesi, tensip zaptı ve ön inceleme duruşma günü tebliğine dair tebligatın davalı kadının adresten taşındığı belirtilerek iade edilmiş ve Mahkemece 12.11.2014 tarihli ön inceleme duruşma tutanağına da "Davalı adına çıkarılan tebligatın iade geldiği görüldü" denilerek tahkikat aşamasına geçildiği, bu hususlar davalının savunma hakkını kısıtlayan ve adil yargılanma hakkını etkileyen önemli bir usul hatası olduğu,o halde, Mahkemece yapılacak iş; dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilmesi, davalının cevap vermesi halinde dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanılarak, usule uygun şekilde ön inceleme duruşma gününün tebliği, bundan sonra tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların tespiti, taraflarca üzerinde anlaşılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar için usulüne uygun şekilde delil gösterildiği takdirde tahkikat aşamasına geçilerek gösterilen deliller toplanıp, birlikte değerlendirilerek bir sonuca ulaşmaktan ibaret olduğu, açıklanan bu hususlara riayet edilmeksizin yargılama yapılıp karar verilmesi doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı erkek tanıklarının beyanlarından davalı kadının evlendikten belli bir süre sonra Gürcistan'a gittiği, davalı kadının Gürcistan'da kaldığı süre boyunca davacı erkeğin eşine ulaşamadığı, davalı kadının Gürcistan'da belli bir süre kaldıktan sonra geri döndüğü ancak sonrasında tekrardan Gürcistan'a döndüğü anlaşılmakla mevcut durumda taraflar arasındaki evlilik birliğinin sarsıldığı, haklı sebep olamadan eşi ile birlikte yaşamaktan kaçınan ve yurt dışında kaldığı süre boyunca eşinin kendisiyle iletişime geçmesine imkan tanımayan davalı kadının kusurlu olduğu gerekçesi ile davacı erkeğin yargılama devam ederken vefat etmiş olması ve boşanma davasının konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, 4721 sayılı Kanun'un 181 inci maddenin ikinci fıkrası gereğince davalının kusurlu olduğunun tespitine, davacı mirasçılarının maddî ve manevî tazminat taleplerinin konusu kalmadığından bu taleplerle ile ilgili ayrı ayrı karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili; Mahkemece eksik inceleme ile karar verildiği, müvekkilinin delillerinin değerlendirilmediği, kusurunun olmadığı, davacı erkeğin ölümü sebebiyle davanın düşürülmesi gerektiği, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın tüm yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki evlilik birliğinin davacı erkeğin ölümü ile sona erip ermediği, sağ kalan davalı kadının, boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci ve 439 uncu maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 181 inci maddenin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.