Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5643 E. 2024/4482 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasına ek olarak, kadının ziynet alacağı ve erkeğin maddi manevi tazminat talepleri ile açılan davada, erkeğin kadının boşanma talebine karşı açtığı boşanma karşı davasının kabulü ve buna bağlı vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin, kadının açtığı boşanma davasına karşı açtığı boşanma karşı davasının, kendi açtığı boşanma davası ile derdest olması ve kadının boşanma davasının temyiz edilmeyerek kesinleşmesi nedeniyle konusuz kaldığı gözetilerek, karşı davanın kabulü ve vekalet ücretine hükmedilmesi yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1059 E., 2023/447 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 13. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2017/139 E., 2021/318 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve alacak davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere, kadının ziynet alacağı davasının kısmen kabulüne, erkeğin alacak davasının reddine, erkeğin kadın tarafından alınan ziynetlerin iadesine ilişkin davanın harcı yatırılmamış olması nedeni ile açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre davalı-davacı kadının aynen kabul edilen ziynet alacağı davasında hüküm altına alınan ve temyize konu edilen toplam miktarının Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihindeki rayiç değeri ile erkeğin reddedilen alacak talebinin toplam miktarı Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 238.735,737 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı-davalı erkek vekilinin kadının kabul edilen ziynet alacağı davasına ve kendisinin reddedilen alacak talebine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı-karşı davalı kadın verilinin tüm, davalı- davacı erkek vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde vakıa belirtmeden 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili 27.10.2017 tarihli kadının verdiği cevaba cevap dilekçesinde ise; kadının özel ve okul yaşamı ile ilgili yalan beyanlarda bulunduğunu, Viyana'da okumak için sürekli para aldığını, zamanının çoğunu yurt dışında geçirdiğini, kız kardeşinin bebeğine ağır beddualar ettiğini, hakaret ve iftiralarda bulunduğunu, müvekkiline bağırıp çağırdığını, hakaret ettiğini, koca olarak dinlemediğini, en ufak tartışmada evden kaçmakla, kendisini camdan atmakla tehdit ettiğini, söz vermesine rağmen değişmediğini, intihar etmeye kalkıştığını, eve gelince de boğazına makas dayayıp kendisini kesmeye kalktığını, müvekkilinin annesine çirkin sözler söyleyerek takıları ve elbiseleri parçalamaya başladığını, müvekkilini aşağıladığını, üzerine yürüyüp itip kalktığını, insanların arasında Viyana'da harcaması için verdiği parayı müvekkilinin yüzüne fırlatıp kız kardeşi ile ilişkisi olduğu hakkında ithamlarda bulunduğunu, kız kardeşine hakaret ettiğini, en son 01.09.2016 tarihinde evden kovduğunu belirterek boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

3.Davacı-karşı davalı erkek vekili 26.10.2017 tarihli birleşen davaya karşı açılan dava ile cevaba cevap dilekçelerinde aynı vakıaları ileri sürerek kadının birleşen davasının reddi ile boşanma taleplerinin ve karşı dava olarak talep edilen 75.000,00 'er TL maddî-manevî tazminata, kadının Viyana'da eğitimi için okul ve seyahat masrafı olarak verdiği 20.000,00 TL'nin kadından alınmasına, düğünde takılan ziynetlerin banka kasasına konduğunu, kadının kasadaki tüm ziynet eşyalarını ve parayı aldığını iddia ederek banka kasasından kadının aldığı ziynetlerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde; iddiaları kabul etmeyerek erkeğin hakaret ettiğini, boşanmakla tehdit ettiğini, psikolojik baskı yaptığını, az harçlık verdiğini, çalışmasına izin vermediğini, kıyafeti ve görüntüsü hakkında rencide edici sözler söylediğini, ailesinin müdahalelerde bulunduğunu, erkeğin babasının da hakaretlerde bulunduğunu, erkeğin sorumluluklarını yerine getirmediğini, eşine sahip çıkmadığını, 1 Eylül 2016 tarihinde saat 23.00 civarında annesine "kızınızı da alın gidin" diyerek evden kovduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili 26.10.2017 tarihli birleşen boşanma ve ziynet alacağı dava dilekçesinde; asıl davaya verdiği cevabındaki beyanlarını tekrarla tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 2.000,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, 75.000,00'er TL maddî-manevi tazminata, düğünde takılan bir adet 22 ayar 13 gram bileklik, 1 adet 14 ayar 7 gram düz bilezik, 1 adet 14 ayar 5,5 gram düz bilezik, 1 adet 14 ayar 6 gram düz bilezik, 41 adet çeyrek altın, 1 adet 14 gram 22 ayar bilezik, 1 adet 15 gram 22 ayar bilezik, 1 adet vhs tektaş pırlanta yüzük, 3,87 gram 8 ayar zümrüt, 0,42 karat elmas olmak üzere toplam 75.190,00 TL ziynet eşyasının 07.09.2015 tarihinde Ziraat Bankası ... Şubesinde kiralanan kasaya konulduğunu, 4.000,00 TL nakit paranın ise Akbank ... Şubesindeki hesaba yatırıldığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bu ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde ziynet eşyalarının bedeli olan 25.190,00 TL ile 4.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile erkekten tahsilini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin ablasının tarafların evliliğine müdahale ettiği, kadına "mahalle karısı" gibi hakaret içeren mesajlar attığı, erkeğin bu davranışlara sessiz kaldığı hatta kardeşinden özür dilemesi için kadını zorladığı, eşinin davranışlarına, hareketlerine, kıyafetlerine müdahale ettiği, onun kardeşi ... gibi giyinmesini istediği, eşine "çok basit elbise giyiniyorsun, baba parasıyla Zeytinburnu kızı gibi giyiniyorsun, ne bu hal benim ablam gibi giyinsene" şeklinde aşağılayıcı cümleler kurduğu, "okulu bitiremedin, gerizekalı, salak, manyak" şeklinde hakaretler ettiği, evliliklerinin ilk zamanlarında eşinin çocuksu davranışlarından hoşnutluğunu dile getirirken bir süre sonra çevresindekilere "kaç yaşında oldu, böyle çocuk mu büyütüyoruz, olgunlaşması lazım" şeklindeki sözlerle şikayet ettiği, Viyana dönüşü kadın evine döndüğünde kapının kilidinin değiştirilmiş olduğunu gördüğü, teyzesi ...'i arayarak "anahtarı değiştirdim, daha bu eve gelmesin, Viyana'dan direk annesinin evine gitsin" dediği, kadının eve giremeyince ailesinin yanına Bursa'ya gitmek zorunda kaldığı, sonrasında kişisel eşyalarını almak için gittiklerinde kadının kıyafetlerinin çöp poşetinin içine konulduğunu gördükleri; kadının ise aşırı kıskanç davranışlar sergilediği, eşini kimse ile görüştürmek istemediği, erkeğin kardeşi ...'ya ve ...'ye hakaret içeren mesajlar attığı, gece 02.00 sıralarında ...'yı arayıp hakaret edip tekrardan kapattığı, ... ile eşi arasında ensest ilişki olduğuna ve başka erkeklerle arasında ilişki olduğuna ilişkin iddialarda bulunduğu, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu kabul edilerek erkeğin asıl ve kadının birleşen ve erkeğin birleşen davada karşı boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereği boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevi tazminata, kadının ziynet alacağının kısmen kabulü ile 1 adet 22 ayar 13 gr ağırlığında bilezik 1.792,57 TL bedelli, 1 adet 14 ayar 7 gr ağırlığında düz bilezik 616,42 TL bedelli, 1 adet 14 ayar 5,50 gr ağırlığında düz bilezik 484,33 TL bedelli, 1 adet 14 ayar 6 gr ağırlığında düz bilezik 528,36 TL bedelli, 13 adet çeyrek altın 1,75 gr adet ağırlığında 3.201,25 TL bedelli, 1 adet 22 ayar 14 gr ağırlığında bilezik 1.930,46 TL bedelli, 1 adet 22 ayar 15 gr ağırlığında bilezik 2.068,35 TL bedelli olan ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde toplam 10.621,74 TL ziynet eşyası bedelinin birleşen dava tarihi olan 13.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle erkekten tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, kadının düğünde takılan paraya ilişkin talebinin kısmen kabulü ile, 1.420,00 TL'nin birleşen dava tarihi olan 13.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle erkekten tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, erkeğin karşı davası ile talep ettiği maddî-manevi tazminat taleplerinin, 20.000,00 TL alacağa ilişkin talebinin reddine, erkeğin banka kasasından kadın tarafından alınan ziynetlerin iadesine ilişkin davanın harcı yatırılmamış olması nedeni ile açılmamış sayılmasına, kabul edilen boşanma davaları yönünden karşı taraf aleyhine vekâlet ücretine, reddedilen talepleri yönünden de karşı taraf lehine vekâlet ücretine, yargılama giderlerine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının tamamen kusurlu olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar, kabul edilen ziynet eşyaları, reddedilen alacak talepleri ile tazminat talepleri yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin açtığı asıl davada sadece boşanma talep ettiğini, kadının açtığı birleşen davaya ilişkin cevap ve karşı davasında boşanma talep etmediğini, sadece tazminat ve alacak talebinde bulunduğunu, bu nedenle karşı davanın kabulünün ve buna bağlı vekâlet ücretinin hatalı olduğunu belirterek karşı boşanma davasının kabulü ve bu dava yönünden verilen vekâlet ücreti, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminat miktarları, ziynet eşyalarının reddedilen kısmı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kusur tespitinde ve nitelendirmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, erkeğin, asıl davada boşanma talep ettiği, kadının açtığı birleşen davaya verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde boşanma talebi ile birlikte maddî taleplerde bulunduğu ve karşı dava harcı yatırdığı, bu nedenle koşulları oluşan karşı davasının kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakasının esasında ve miktarında bir isabetsizlik görülmediği, kadının ihtiyaçları, evlilikte geçen süre dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, kadın yararına İlk Derece Mahkemesince hükmedilen maddî ve manevi tazminatların esası ve miktarlarının yerinde olduğu; erkeğin kadının açtığı birleşen boşanma davasında açmış olduğu karşı davası kabul edilmiş olduğundan kendisini vekil ile temsil ettiren erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ziynet alacağı davası yönünden kadının iddiasına uyumlu tanık beyanları dikkate alındığında ziynet eşyalarının erkeğin ailesi tarafından alındığı, Ziraat Bankası Kasımpaşa Şubesine konulduğu, bir kısmının erkek tarafından bozdurularak motosiklet alındığı, bir kısmı ile borçların kapatıldığı ve iade edilmediği, kadının evden ayrılış şekli dikkate alındığında erkeğin kadına ait ziynet eşyalarını iade yükümlülüğü bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin karar, maddi gerçeğe, dosya kapsamında sunulan delillere, yasal düzenleme ve içtihatlara uygun olup, usul ve esas yönlerinden kararda bir yanlışlık veya isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile tarafların yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin kabulü ile ilgili hüküm kaldırılarak kadın yararına 20.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına karar verilmiş, tarafların diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar, kabul edilen ziynet eşyaları ile alacak talebinin reddi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini kısmen tekrarla kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen karşı boşanma davası ve bu dava yönünden erkek lehine hükmedilen vekâlet ücreti, toptan yoksulluk nafakasının miktarı, tazminatların miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile erkeğin karşı davasının boşanma talebini içerip içermediği ve buna bağlı olarak vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.6100 sayılı Kanun'un 114 üncü maddesinin (ı) fıkrasının birinci alt bendi ve 115 inci maddeleri gereği derdestlik bir dava şartı olup hakim tarafından re'sen gözetilir. Derdest davadan söz edebilmek için her iki davanın tarafları, konusu ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir. Somut olayda; erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine dayalı açmış olduğu asıl boşanma davası ile erkeğin kadının birleşen boşanma davasına karşı açtığı 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına dayalı karşı boşanma davasının tarafları, dava konusu ve dava sebepleri, dayandığı vakıalar aynı olup, Mahkemece erkeğin karşı boşanma davasındaki boşanma talebi yönünden derdestlik nedeniyle red kararı verilmesi gerekirken karşı boşanma talebinin de kabulü ile erkek lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Yine erkeğin asıl, kadının birleşen boşanma davaları temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden erkeğin karşı boşanma davası konusuz hale gelmiştir. Bu durumda konusuz hale gelen erkeğin karşı boşanma davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek erkeğin birleşen davaya karşı açtığı boşanma davasındaki yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönünden haklılık durumu gözetilerek karar verilmesi hüküm kurulması gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin kadının kabul edilen ziynet alacağı davasına ve kendisinin reddedilen alacak davasına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin karşı boşanma davasının kabulü ve erkek lehine bu dava yönünden hükmedilen yargılama giderleri ve vekâlet ücreti yönlerinden BOZULMASINA,

3.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı-davalı erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'e geri verilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,11.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.