Logo

2. Hukuk Dairesi2023/5696 E. 2023/4186 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelden sarsılıp sarsılmadığı, boşanma davasının kabul edilip edilmemesi, nafaka ve tazminat taleplerinin yerindeliği ve miktarının uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve devamının eşlerden beklenemeyeceği, davalı erkeğin daha ağır kusurlu olmasına rağmen evlilik birliğinin devam etmesinin mümkün olmadığı gözetilerek boşanmaya, nafaka ve tazminata hükmedilmesine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/809 E., 2023/836 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Develi 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/66 E., 2022/304 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı açılan nafaka ve boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ... kadının nafaka davasının kabulüne, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak ... kadın tarafın kısıtlılığı gerektirir hali olup olmadığı araştırmak üzere İlk Derece Mahkemecesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda; İlk Derece Mahkemesince kadının nafaka davasının kısmen kabulüne, erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle boşanma davasının kabulü ile fer'îlerine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... kadın dava dilekçesinde özetle; davalının yaklaşık 2 yıl önce evden ayrılarak gittiğini ve bir kadınla yaşadığını, gittiğinden beri kendisine hiç bir şekilde maddî ve manevî yardımda bulunmadığını belirterek aylık 1.000 TL nafakanın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... kadının, erkeğin birleşen boşanma davasına karşı verdiği cevap dilekçesinde özetle; davalının üçüncü çocuğunu kendisinden sakladığını, sadakatsiz davranışları olduğunu, aşağıladığını, şiddet uyguladığını, evi terk ettiğini belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili birleşen boşanma dava dilekçesinde özetle; davacı kadının psikolojik rahatsızlığı olduğunu ve bunun evlilik birliğini etkilediğini, sinkaflı küfürler ettiğini, tehdit ettiğini, çocuğuna iyi davranmadığını, bu durum karşısında müvekkilinin evden ayrıldığını belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 21.10.2021 tarih ve 2019/262 Esas, 2021/185 Karar sayılı kararı ile erkeğin başka bir kadınla birlikte olduğu, evi ile ilgilenmediği, kadının ise eşini tehdit ettiği ve hakaret ettiği, erkeğin ağır kusurlu olduğu, kimsenin kendi kusurlu davranışından faydalanamayacağı ve kadının boşanmak istememesi karşısında daha ağır kusurlu eşin boşanma davasının kabulünün mümkün olmadığı gerekçesi ile birleşen davanın reddine, asıl davanın kısmen kabulü ile kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili

boşanma davasının reddi, kusur belirlemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesinin17.02.2022 tarihli ve 2022/251 Esas, 2022/266 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece kadının psikolojik rahatsızlığının olup olmadığı, varsa türü, ağırlık derecesi ve vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması,vasi tayini gerekiyor ise mahkemesine ihbarda bulunulması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi, vasi atanması halinde asıl dava açısından kanuni temsilciye kesin süre verilerek vasinin velâyeti/vesayeti altındaki kişi adına dava açması için vesayet makamından husumete izin kararı alması gerektiği gerekçesi ile erkeğin sair istinaf sebeplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına, dosyanın, İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının sağlık kurulu raporunda kısıtlanmasını gerektirir bir durum olmadığı belirtilmiş, erkeğin başka bir kadınla birlikte olduğu, evi ile ilgilenmediği, kadının eşini tehdit ettiği ve eşine hakaret ettiği, erkeğin ağır kusurlu olduğu, kimsenin kendi kusurlu davranışından faydalanamayacağı ve kadının boşanmak istememesi karşısında daha ağır kusurlu eşin boşanma davasının kabulünün mümkün olmadığı gerekçesi ile kadının nafaka talebinde haklı olduğu gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulü ile asıl dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, boşanma davasının kabulü gerektiğini belirterek, boşanma davasının reddi ve kusur belirlemesi yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararıyla; her ne kadar İlk Derece Mahkemesince; "kimsenin kendi kusurlu davranışından faydalanamayacağı ve davacının boşanmak istememesi karşısında daha ağır kusurlu eşin boşanma davasının kabulünün mümkün olmadığı kanaatine varılarak birleşen davanın reddine karar verilmiştir." denilmiş ise de 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için, davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmaz olduğu az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamayacağı, az kusurlu eşin karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olması gerektiği, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığının araştırılması gerektiği, bu itibarla somut olayda evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken ret kararı verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesi ile erkeğin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının boşanma davasına yönelik hükümlerinin kaldırılarak erkeğin boşanma davasının kabulüne, kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.... kadın vekili; müvekkilin eşine karşı tehdit ve hakaret ettiğinden bahsedilse de dosya kapsamında bu hususlar görgüye dayalı tanık beyanlarıyla sübut bulmadığı, müvekkilin kusursuz olması nedeniyle kusurlu olan erkeğin dava açma hakkı olmadığı, hükmedilen tazminatların ve nafaka miktarının düşük olduğunu, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafaka miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafaka miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili; kusur belirlemesinin ve tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma istemli davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilme şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, nafaka ve tazminatların miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.